Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

İstikrar Programının Hedefi 

İstikrar paketinin temel amacının kamu kesimine gelir sağ­lamak olduğu gün gibi ortadadır. Bu amaçla KİT ürünlerine zam yapılmaktadır, bazı KİT'ler satılmak ya da kapatılmak isten­mektedir, maaşlardaki artışlar çok sınırlı tutulmaya çalışılmakta­dır, bazı vergi uygulamalarına gidilmektedir. 

İstikrar programının hem toplum tarafından benimsenmesi, hem de yeni sorunlar yaratmadan, hedefe ulaştırılabilmesi, onun adil ve yapıcı olması koşullarına bağlıdır. Program adil olduğu derecede genel kabul görür ve rahatlıkla uygulanır. Programın başarılı olması ise, onun ekonomiye doğru ve yerinde tanı koy­ması ve bu yönde yapıcı olması niteliğine bağlıdır. Yapıcı olma­yan bir program, kısa dönemde sorunları perdeleyebilir, fakat uzun dönemde daha da büyük sorunlar yaratabilir. 

İstikrar önlemleri paketi adil değildir. Bir defa ücret ve ma­aşlara göstermelik artış öngörülürken, fiyatlara hiçbir denetim getirmemek, sermayeye avantaj sağlamaktadır. Çalışanların içine asla sindiremeyeceği, sermayeye karşı bu ayrıcalıklı muamele çalışan kesimi huzursuz etmektedir. 

Çalışan kesime ilk bakışta vergi gelmiyor gibi gözükmekle beraber, başlangıç zamları ve fiyat artışları sabit gelirlilerin yü­künü artıracaktır. Bir tür gizli enflâsyon vergisi, bu kesim üze­rinde büyük bir yük oluşturacaktır. Bu süreçle, bir anlamda zen­gin grup üzerine koyulan bir defalık verginin nihai ödeyicisi, fiyat artışlarından zarar gören gruplar olacaktır. 

KİT'lerin bazılarının özelleştirilmesi ya da kapatılması da, iki açıdan, çalışan kesim üzerinde yük oluşturacaktır. Bir defa işsiz kalan grup, bazı nakdi ödemelere rağmen, uzun dönemde ciddi bir yıkıma uğrayacaktır. Bundan başka, işçi örgütlerinin ciddi bir yara alması gündeme geleceğinden dolayı, şimdilik işini kaybet­memiş olan insanlar da sendikal ve hatta bazı sosyal haklarından mahrum olacaktır. Aslında özelleştirme dayatması ile özel kesi­min amaçladığı hedeflerden biri de işçi örgütlerini çökertmektir. Halkının refah ve mutluluğundan kendini sorumlu hisseden bir siyasal kadro böyle bir kararı alırken en az iki defa düşünmelidir. 

Çalışanlara bu yükler yıkılırken, sermaye ve özellikle de fınans kesimi üzerine hemen hiçbir yük getirilmemektedir. Henüz oranı dahi belli olmayan bir defalık vergiler anlamlı da değildir, etkili de olamazlar. Bu vergiler rahatlıkla yansıtılır. Kaldı ki, zaten özel sektörde fiyat tahdidi olmadığı için, buradaki güçler kendi çıkarlarını koruyabilir. Vergi alanında yapılması gereken, ciddi bir vergi yapısı ve idaresi oluşturmaktır. 

Ekonomiyi bu hale vizyon sahibi ünlü eski yöneticiler döne­minde alınmış olan kararlar ve o dönemden itibaren gerçekleşti­rilmiş olan uygulamalar getirmiştir. Bu konudaki baş sorumlu ise, aşırı libere edilmiş ve konvertibilite ile desteklenmiş olan fınans kesimidir. Şimdi alınan istikrar önlemleri ise, sanki eko­nomide böyle bir kesim yokmuş gibi davranıldığı izlenimini ver­mektedir. Tüm fatura, dar ve sabit gelirliler, çalışanlar kesimi ve hatta üretici kesime çıkartılmaktadır. Bir avuç fınans grubuna, ülkenin gözbebeği kuruluşlar, çalışanlar ve tüm toplumsal huzur ve hatta üretici kesimler feda edilmektedir. Böyle bir program ekonomide oluşan istikrarsızlığın yükünü fazla doğru olmayan adreslere gönderirken, hem bugünkü istikrarsızlığın kaynağını korumakta, hem de ileriye yönelik yeni istikrarsızlık kaynaklan yaratmaktadır. 

Kaynak: İzzettin Önder – İstanbul Üniversitesi Maliye Bölümü

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005