Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Çağdaş Makro Ekonomik Görüşler ve Politikalar

Monetarist Görüş Monetarizmin Temelleri

1  - Toplam Harcama Denklemi Yerine Değişim Denklemi Esas Alınır 

Monetarist analiz, fiyatların miktar teorisi çerçevesinde çalıştığını kabul

edip, paranın istikrarlılığını temel almaktadır.

Monetarizmin temel denklemi değişim denklemi (MV = Py) dir. Moneta­rist yaklaşıma göre toplam harcamalar basitçe para arzıyla, paranın dolaşım hızı çarpımına eşittir. Kısacası MV = C+I+G+(X-M) nın monetarist karşılığıdır. 

- Para Arzının Nominal GSMH nın En Büyük Sistematik Belirleyicisi Olması

Bu teoriye göre toplam talebi öncelikle para arzındaki değişmeler belir­lemektedir. Belli başlı makroekonomik değişkenler (toplam çıktı, istihdam ve fiyatlar), temelde para arzı tarafından etkilenmektedir. Bu büyüklüklerin ma­liye politikasından hem az hem de geçicidir. Monetaristlere göre paranın dolaşım hızı istikrarlıdır (sabit değildir). Paranın dolaşım hızı zamanla artmak­tadır.                                                                                                          

- Fiyat ve Ücretlerin Nispeten Esnek Olması Monetaristler ücret ve fiyatların belli bir süre atalet içinde olmaları fikrine karşı çıkmaktadır. Dolayısıyla onlara göre gerek uzun dönem Philips eğrisi gerekse kısa dönem toplam arz eğrisi düşeydir.

Monetarist Platform 

Monetarist platformu dört temel öğe içermektedir. 

- Laissez Faire (Bırakınız Yapsınlar)

2  - Fiyat istikrarının Rolü : Monetaristler, işsizliği önlemeyi esas alan yerleşik makroekonomiye göre, yüksek oranlı enflasyonu önlemenin yaratacağı yüksek işsizlik riskine katlanmayı daha fazla eğilimlidir.

- Politika Kuralları : Monetaristlerin makroekonomiye yapmış ol­dukları en önemli katkı, duruma göre politikaların yerine, politika kurallar; koymak hususundaki ısrarlarıdır.

- Doğal Üretim Oranı : Bazı Monetaristler, değişim denklemine bir diğer bakış açısını ilave etmiştir. Buna göre yalnızca V değil, aynı zamanda Q da istikrarlıdır. Eğer bu doğruysa, para arzındaki (M) değişiklikler yalnızca fiyatlan (P) etkileyecektir. Ancak para politikasıyla enflasyon arasındaki bağlantı doğrudandır ve belirsiz değildir. 

Monetaristlere Göre Enflasyonist Açıkların Kapatılması Reel faiz oranı : Nominal faiz oranı ile beklenen enflasyon arasındaki farktır. Monitaristler tüketicilerin Merkez Bankasının enflasyon oranını düşür­mek için sıkı para politikasını yeteri kadar uzun bir süre sürdüreceklerine inanmaları gerekmektedir. Ancak o zaman enflasyonist bekleyişler gerile­yecektir. Bu nedenle, Monetaristler kararlı ve öngörebilir para arzı değişik­likleri üzerinde durmaktadır. 

Monetarist Görüşe Göre Para Arzı - GSMH İlişkisi

Paranın dolaşım hızı Y /M dir.

Örneğin para arzının dolaşım hızı 4 olsun. Eğer para arzı artınlırsa, bu ek para bir yılda 4 kez mal ve hizmet satın alımı için piyasada dönecektir. Eğer merkez bankası, para arzını 100 trilyon lira arttırırsa, nihai sonuç GSMH da 400 trilyon liralık bir değişme şeklinde gerçekleşecektir. O hâlde para politi­kası tek başına toplam harcamaların kontrolünde zorunlu ve yeterlidir. 

RASYONEL BEKLEYİŞLER VE YENİ   KLASİK GÖRÜŞ

Robert LUCAS, Robert BARRO, Thomas SARGENT, Neil WALLACE bu görüşün önde gelen isimleridir.

Rasyonel Bekleyişler Teorisinin Temelleri

• Tüm uygun enformasyonu kullanır, • Fiyatlar ve ücretler esnektir, • İnsanlar aynı hatayı sürekli olarak yinelemezler 

REEL KONJONKTÜR TEORİSİ : 1980 ve 1990 lı yıllarda Yeni Kla­siklerin fiyat - ücret esnekliği, piyasalann temizliği ve rasyonel bekleyişler varsayımlarını benimsemekle birlikte toplam talebin reel üretim üzerindeki etkisini geri plana atan, adına reel konjonktür teorisi denen yeni bir yakla­şım geliştirilmiştir. Bu görüşe göre ekonomide yalnızca reel,arz yanlı faktör­ler emeğin istihdamını ve reel üretimi etkilemektedir: 

KEYNESGİL İÇERİKLİ YAKLAŞIMLAR 

Yeni (New) Keynesgil Görüş : 1980 li yılların ortalarında birçok ikti­satçı fiyat yapışkanlıklarını temel alan teorileri geliştirmeye başlamıştır. Bu ik­tisatçılara Yeni Keynesgil denilmektedir. Yeni Keynesgiller, 1960 ve 1970 li yıllardaki Keynesgillerden farklı olarak fiyat katılıklarının sebebini tam olarak ortaya koyan yapışkan fiyat - teorileri geliştirmektedir. Hatta Yeni Keynesgil­ler rasyonel bekleyişler varsayımı altında bile fiyat ve ücretJerde yine de ya-pışkanlıklann olabiliceğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda birçok yeni teori geliştirilmeye başlamıştır. 

1  - Küçük Katalog (Liste) Maliyetleri : Rasyonel firma yöneticilerin nispeten uzunca bir dönem fiyatlarını niçin sabit tuttuklarını açıklamaktadır. 

2  - Etkin Ücret Hipotezi : 1950 li yıllarda Harrey Leibenstein geli­şen ödenecek yüksek ücretlerin çalışanların daha iyi beslenmelerine ve daha fazla eğitim görmelerine neden olarak, emeğin prodüktivitesini arttıra­cağını ileri sürmüştür. Etkin Ücret Teorisi eksik istihdamın nedenini açıklamaktadır. 

3  - Hysteresis Hipotezi ve İçerdekiier - Dışardakiler Teorisi Bir ekonomide kısa dönemde geçici olarak meydana gelen şokların

uzun dönem dengesini bozması, durumun yeniden normale dönmesiyle ekonominin eski uzun dönem dengesine geri dönmemesine hysteresis hi­potezi denilmektedir. Mysteresis Hipotezi Yeni Keynesgiller tarafından 1980 li yılların sonlarında ortaya atılmıştır.

Hysteresis Hipotezi'nin bur uzantısı da içerdekiier - Dışardakiler Teorisi­dir. Bu teoriye göre belli bir firmada halen çalışmakta olanların bir içsel ayrı­calığı vardır. Çünkü onların yerine başkalarını koymak isteyen bir firma mali­yetle karşılacaktır. Bu nedenle firmada halen çalışanların firma tarafından yeni işe alınacaklarla ilgili koşullar üzerinde belli ölçüde kontrolleri söz konusudur. 

4  - Girdi Çıktı Tablosu Yaklaşımı : Hem nominal hem de nispi fi­yatların rijit olabileceğini ortaya koymaktadır. Girdi - çıktı tablosu ekonomi­deki tüm çalışanların ve firmaların üretim ve fiyat kararlannı hesaba, katmak­tadır. 

5  - Monopolcü Rekabetin Geçerliliği : Monopolcü rekabet teorisi temelde nispi fiyatları içirmektedir. 

6  - Fiyat ve Ücretlerin Aralıklı Olarak Belirlenmesi : Ekonomide fiyat ve ücretler zaman içinde aralıklı olarak belirlenir. Bu durum bireysel fiyat ve ücretler sık sık değiştirildiği zaman bile, aralıklı saptamalar fiyat ve ücretlerin yavaşça ayarlanmasına neden olur.

7  - Resesyon ve Koordinasyon Başarısızlığı : Bazı iktisatçılar resesyonu koordinasyonu başarısızlığına bağlamaktadır. Koordinasyon sorunu ücret ve fiyatların sırasında ortaya çıkmaktadır. 

DİĞER KEYNESGİL GÖRÜŞLERİ 

Post - Keynesgil Yaklaşım : Post - Keynesgiller özellikle fiyatların maliyetler üzerine konan mark -uplarla belirlendiğini ekonomide içgüdüsel davranışların doğal eksik istihdam olgusunun olmadığını iddia etmektedir.

Yapısalcılar : Doğal eksik istihdam oranı ekonominin dışından belirle­nen sabit bir olgu değil, daha çok ekonomideki talep ve arz yapısının bir so­nucudur. Yapısalcı okul özellikle 1960 lı yıllarla 1980 li yıllar arasında Avrupada gözlenen doğal işsizlik oranının nedenleri üzerinde durmaktadır.

Eurosclerosis: Reel ücretlerin Avrupada ABDya göre yüksek olması­dır.

Bazı Avrupa ülkelerinde enflasyonla mücadele politikalarından sonra normal olarak işsizlik kendi doğal konumuna geri dönmediği gözlenmiştir. Bu durumu açıklayan yapısalcı teorilere kırılgan denge hipotezi denilmektedir.

ARZ YANLI EKONOMİ GÖRÜŞÜ : Temelde monetarist içeriklidir. Ancak bazı maliye politikası araçları ile ilgili önerilerinden dolayı Keynesgil esintiler de taşımaktadır.

Arz yanlı ekonomi taraftarların vergi oranlannın düşürülmesi ya da vergi reformu sonucu (bu tür politikaya Reaganomics denilmektedir ve ar - ge harcamaları ve beşeri sermaye yatırımlarıyla bu tür politikaya Clintonomic's denilmektedir) toplam arzın büyüme oranının ya da potansiyel GSYH'nın arttırılabileceğini savunmaktadır.

ÇAĞDAŞ MAKRO EKONOMİK GÖRÜŞLERİN KARŞILAŞTIRILMASI 

• Temel Aldıkları Zaman Aralığı : Ilımlı ya da Friedman'cı monetarist görüşe göre ekonomik analizlerde uzun dönem ön planda tutulmaktadır.

Yeni Klasik Rasyonel Bekleyişler Teorisinde kısa - uzun dönem ayrımı­nın önemi yoktur. Neo ve Yeni Keynesgillere göre ekonomik analizlerde kısa dönem ihmal edilmemelidir. Aşırı Keynesgiller açısından ise kısa dönem çok önemlidir. 

•  Ekonominin Tam İstihdamda Çalışma Olasılığı: Ilımlı ya da Fri­edman'cı monetarist görüşe göre ekonomi hiçbir şekilde tam istihdamın çok uzağında kalamaz.

Yeni Klasik Rasyonel Bekleyişler Teorisine göre ekonomiler tam istih­damın uzağında olabilirler. Aşırı Keynesgillere göre ise ekonomi pekala tam istihdamın uzağında kalabilir. 

•  Piyasaların Temizlenme Olasılığı: Ilımlı ya da Friedman'cı mone­tarist görüşe göre piyasalann ayarlanması oldukça hızlıdır.

Yeni Klasik Rasyonel Bekleyişler Teorisine göre tüm piyasalarda ayar­lanmalar hızla olur ve piyasalar hızla temizlenir.

Neo ve Yeni Keynesgillere göre piyasaların ayarlanması oldukça ya­vaştır. Aşağı Keynesgillere göre piyasalarda ayarlanmalar çok yavaş bir şekilde olur. 

•  Uygulanacak Ekonomi Politikalarının Türü ve Başarı Şansı: Ilımlı ya da Friedman'cı Monetarist görüşe göre arz yanlı politikalar talep yanlı politikalardan daha önemlidir. Ancak ekonomide talepte meydana ge­lecek sert dalgalanmalardan kaçınılmalıdır. 

Yeni Klasik Rasyonel Bekleyişler Teorisine göre talep yanlı politikaların yararı yoktur. Önemli olan arz yanlı politikalardır. Hatta arz yanlı politikalar hayati öneme sahiptir.

Neo ve Yeni Keynesgillere göre ekonomide talep yönetimi önemlidir. Aşırı Keynesgillere göre ise önemli olan talep yanlı politikalardır. 

•  Hysteresis Etkisi: Ilımlı Monetarist ve Yeni Klasik Rasyonel Bekle­yişler görüşüne göre böyle bir etki söz konusu değildir. Neo ve Yeni Key-nesgil görüşte bu etki çok önemlidir.

•  Benimsenen Ekonomik Yöntem: Reel konjonktür teorisinin dışın­daki tüm görüşler tümdengelim yöntemini kullanırken bu teori tümevarım yöntemini benimsemektedir. 

ÇAĞDAŞ MAKROEKONOMİK GÖRÜŞLERİN ANLAŞMAZLIK NOKTALARI 

Makroekonomi ve Siyaset : Bazı iktisatçılara göre, eğer piyasa eko­nomisinin devletin müdahalesi olmaksızın hemen hemen serbestçe işleme­sine izin verilirse, ekonomi çeşitli makroekonomik amaçları daha iyi gerçek­leştirecektir. Diğer bazı ekonomistlere göre eğer bazı makroekonomik amaçlara ulaşılmak isteniyorsa devlet müdahale etmelidir.

Ücret ve Fiyatların Esnekliği : Siyasi olarak sağda yer alan bazıla­rına göre ise kısa dönemde ücretler tam esnek olmayabilir. Sendikaların üc­retleri denge düzeyinin üzerinde tutmak istemeleri halinde böyle bir durum meydana gelir. Bazı siyasetçiler ise ücretlerin ve fiyatların çok esnek oldu­ğu varsayımını reddeden iktisatçıların görüşlerini benimsemektedir. Genel olarak siyasi yelpazede sola doğru kaydıkça, ücret ve fiyatların daha büyük ölçüde esnek olmadığı varsayılmaktadır. 

MAKROEKONOMİK POLİTİKA AMAÇLARI

• Eksik istihdamı doğal düzeyinde tutmak.
• Reel GSMH da istikrarlı bir büyüme sağlamak.
• Düşük ve öngörülebilir enflasyon oranını gerçekleştirmek.
•  Ülke parasıyla yabancı paralar arasında istikrarlı bir döviz kuru sağlamak.
• Dengeli bir dış ticaret yürütmek.

EKONOMİNİN İSTİKRARININ SAĞLANMASINDA KULLANILAN ALTERNATİF ARAÇLAR Genel olarak Keynesgil iktisatçılar duruma göre para ve maliye politikası izlenmesini savunurken, monetarist iktisatçılar kurala göre para ve maliye politikaları izlenmesini sa­vunmaktadırlar. Önceden saptanmış kural ekonominin durumundan bağımsız olarak izlenen politikaları içermektedir. Duruma göre politikalar ekono­minin durumuna göre politikaların izlenmesini içermektedir.

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Sağlık Bilgileri