Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Toplam Talep - Toplam Arz Eğrileri İle Klasik ve Keynesgil Makroekonominin Temelleri

TOPLAM TALEP: Her fiyat (P) düzeyinde, tüketicilerin, girişimcilerin ve devletin birlikte satın almak istediği mal ve hizmet miktarını yâni reel ulusal çıktıyı gösteren bir eğridir.

Fiyat düzeyindeki bir değişme aynı oranda hem mal fiyatlarını hem de faktör fiyatlarını (ücretleri) değiştirir. Dolayısıyla fiyat düzeyindeki bir yükselme satın alma gücünde bir düşmeyle sonuçlanmaz. Bu durumda toplam talep eğrisinin (AD) biçimi şekilde görüldüğü gibi düşey olacaktır.

Toplam talep eğrisinin (AD) şekildeki gibi sol yukarıdan sağ aşağıya doğru negatif eğimli olması üç etkene dayanır:

1) Faiz oranı etkisi
2)  Servet ya da reel ankes etkisi
3) Yabancıların satın alımları
 

Toplam Talep Belirleyen Fiyat Dışı Etmenler 

Reel GSYH'daki değişmeleri anlamak için, fiyat düzeyindeki değişmele­re bağlı talep değişmeleri ile fiyat dışı etmenlere bağlı toplam talep değiş­melerini birbirinden ayırtetmek gerekir. Şekilde görüldüğü gibi, toplam ta­lepteki bir artış toplam eğrisini sağa AD1 den AD2 ye kaydırmıştır. Tersine toplam talepteki bir azalış, toplam talep eğrisini sola AD1 den AD3 e kaydırmıştır.

1)  Tüketim harcamalarında değişme

a) Tüketicinin servetinde değişme
b) Tüketicinin bekleyişlerinde değişme
c) Tüketicinin borç durumu
d) Vergi oranlarında değişme
 

2)  Yatırım harcamalarında değişme

a)  Faiz oranlarında değişme
b) Yatırım projelerinden beklenen kârlar
c) Kurumlar vergisinde değişme
d) Teknolojik gelişme
e)  Kapasitelerin kullanılma oranı

3)  Kamu harcamalarında değişme 

4)  Net ihracat harcamalarında değişme

a)  Dış ülkelerin milli gelirlerinde değişme
b) Döviz kurlarında değişme

KISA DÖNEM TOPLAM ARZ EĞRİSİ 

Her fiyat düzeyinde tüm arzcıların sunmak istediği mal ve hizmet miktarını (reel GSYH) gösteren bir eğridir. Kısa dönem toplam arz (AS) eğri üzerindeki üç bölümden oluşur. 

1)    Keynesgil Aralık : Ekonominin çok şiddetli bir ekonomik gerile­me (resesyon) ya da ekonomik çöküntü (depresyon) içinde olduğu, bir diğer deyişle çok büyük miktarlarda atıl makina ve teçhizat ve işsiz emek ol­duğunu ortaya koymaktadır. Üretimde kullanılan girdiler artsa bile azalan verimler yasası bir süre devreye girmeyecektir. Nominal ücretlerin ve fiyat­ların aşağıya doğru yapışkan olması toplam arz eğrisinin bir bölümünün yatay olmasının başlıca nedenidir.

2)  Klasik Aralık : Ekonomi Yo reel milli hasıla düzeyinde tam istih­dam düzeyine ya da doğal işsizlik oranı düzeyine ulaşır. Ekonomi bu du­rumda üretim imkanları eğrisi üzerindeki bir nokta üzerinde olacaktır. Ücret ve fiyatların artış yönünde esnek olması, ekonominin kendi kendine tam is­tihdama ulaşmasına neden olur.

3)  Ara Aralık: Bu aralıkta, reel üretimdeki artışa fiyatlardaki artış eşlik etmektedir.

Toplam Arzı Belirleyen Fiyat Dışı Etmenler : Toplam arz eğrisini fiyat dışı bazı etmenler kaydırır. Bunun sonucu olarak toplam arz eğrisi şekil­de görüldüğü gibi AS1 den AS2 ye ya da AS3 e kayabilir. 

a) Girdi fiyatlarındaki değişme 

Yurtiçi kaynakların fiyatlan

- toprak-emek - sermaye - girişimcilik - İthal edilen kaynakların fiyatları - Piyasa gücü 

b)  Prodüktivitede değişme

c)  Yasal kurumsal ortamın değişmesi

• Kurumlar vergisi ve sübvansiyonlar
• Kamu düzenlemeleri 

UZUN DÖNEM TOPLAM ARZ EĞRİSİ (LAS) 

Her firmanın kapasite çıktısını ürettiği ve istihdamın tam olduğu zaman arz edilen reel GSYH'ı gösterir. Sabit maliyetlerin daha fazla üretime yayıl­masının getirileriyle, tıkanıklıkların (darboğazlann) ve makina arızalarının neden olduğu maliyetlerin dengelendiği bir üretim düzeyi vardır, işte bu üretim düzeyine firmanın kapasite çıktısı denir. Tam istihdam düzeyi işsiz­liğin sıfır olması demek değildir. Tam istihdam düzeyinde yalnızca friksiyonel (geçici - arızi) işsizlik vardır. Friksiyonel işsizlik yeni iş aramalarına, iş değiştirmelere ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Tam istihdamdaki işsizlik oranına, doğal işsizlik oranı denir. 

DENGE REEL ÇIKTI VE FİYAT DÜZEYİ

Toplam arz ve toplam talep eğrilerinin kesişme noktası denge fiyatı ve denge reel GSYH düzeyini belirlemektedir. 

KLASİK EKONOMİNİN TEMELLERİ

Adam Smith'in Ulusların Zenginliği, adlı eserinin yayınlanmasından 1930'lu yıllara kadar geçen döneme Klâsikler adı verilmektedir.

Klâsik sistem, iki temel kavrama dayanmaktadır.

1) Tam istihdam düzeyindeki üretimi, satın alamayacak bir harcama dü­zeyinin meydana gelmesi pek olası değildir.

2) Toplam harcamalarda bir eksiklik meydana gelse bile, fiyat-ücret ve faiz oranlarında oluşacak değişiklikler sayesinde reel üretim, istihdam ve reel gelirlerde düşme olmaması sağlanır. 

Toplam Arz 

Say Yasası: Klasik sistemin arz yanını Say Yasasıyla açıklayabiliriz. Say Yasası ya da geleneksel adıyla Mahreçler Yasası'nı Fransız iktisatçı Jean Baptist Say ortaya atmıştır. Bu yasa aslında malların mallarla takas edildiği bir ekonomik sistem çerçevesinde analizi yürütmektedir. Her arz kendi talebini yaratır. Say Yasası'na göre bir ekonomi her zaman tam istih­damda çalışır. Bu nedenle toplam arz eğrisi (AS) düşeydir.

Klasik sistemde tasarruf yapılması nedeniyle ortaya çıkabilen talep ye­tersizliği faiz teorisi ile giderilir. Klasik sistemde faiz tasarrufun, bir başka deyişle tüketimi kısmanın .karşılığıdır. Denge faiz oranı tasarrufla yatınmın eşit olmaları halinde oluşur. 

Ücret Teorisi : Klasik iktisatçılara göre ücretler esnektir ve bazı insan­lar işsiz kalıyorlarsa bunun nedeni onların verimlerinden daha çok ücret talep etmeleridir. Klasiklere göre eğer bir ekonomide gönülsüz işsizler varsa, bunun sorumlusu ekonomik sistem değil, onunu serbestçe işlememesi, temiz olmamasıdır. Ekonominin temiz olmamasına ise, sendikalar, iş mevzuatı ve devletin müdahaleleri neden olmaktadır. 

Toplam Talep

Klasik toplam talebin temelini değişim denklemi oluşturmaktadır. Deği­şim denkleminin birçok biçimi vardır. Bunlar arasında en çok kullanılan denklem MV = Py dir. Eşitlikte M para miktannı, V paranın dolaşım hızını, P fi­yatlar genel düzeyini, y reel geliri göstermektedir. Bu denklem bir özdeşlik­tir. Çünkü denklemi nominal gelirin değerinin (P.y) mevcut parayla (M) kar­şılanması gerektiğini vurgulamaktadır. M ile paranın dolaşım hızı (V) nin çarpımı, ekonomideki toplam mal ve hizmetlerin nominal değerine eşit ol­maktadır. Klasik iktisatçılara göre "gönülsüz eksik istihdam" söz konusu ola­maz. Piyasada oluşan câri ücret oranında çalışmak isteyen herkes iş bula­bilecektir. Klâsik teorinin mantığı Laissez Faire'in en iyi politika olacağı sonucu vermektedir. 

KEYNESGİL EKONOMİNİN TEMELLERİ 

J.M. Keynes 1936 yılında yazdığı İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teori­si adlı eseriyle bir devrim yaparak Klasik sisteminin temellerine saldırmıştır. Keynesgil teoriye göre kapitalist sistem tam istihdamı otomatik olarak sağlayan bir mekanizmaya sahip değildir. Ekonomi çok önemli bir eksik is­tihdam düzeyinde çok yüksek bir enflasyon içinde de dengeye ulaşabilir. Tam istihdam bir norm değil, tesadüfen ulaşılan bir durumdur. Ekonomik dalgalanmalar, münhasıran savaş, kuraklık vb. dışsal güçlerle ilişkili değil­dir. Eksik istihdamın ve enflasyonun nedeni çok büyük ölçüde, özellikle ta­sarruf ve yatırım gibi bazı temel ekonomi kararlarındaki başarısızlıklara bağlıdır 

Keynesgil teori, Klasiklerin ileri sürdüğü gibi tasarruf ve yatırımın faiz oranını belirlemeyeceğini, faiz oranını para arz ve talebini belirleyeceğini ekonomilerin eksik istihdam dengesinde kalabileceğini, bunun da başlıca nedeninin ücret ve fiyatların aşağıya doğru yapışkan rijit olduğunu ileri sür­mektedir. Keynesgiller insanların yalnızca Klâsiklerin iddia ettikleri gibi faiz geliri elde etmek için değil, başka güdülerle de tasarrufta bulunur. Bunlar:

• Kötü günlerini düşünerek,
• insanlar çocukların eğitimi emeklilik dönemlerinden düşecek gelirlerini takviye etmek için
•  Günün birinde önlerine çıkacak uygun fırsatları değerlendirmek için spekülasyon güdüsüyle ve cimri oldukları için 

DENEME SORULARI

1.        Aşağıdakilerden hangisi Toplam Talep eğrisinin negatif eğimli olmasının nedenlerinden biri değildir?

A) Faiz oranlarının etkisi     B) Servet etkisi C) Reel ankes etkisi    D) Yabancıların satın alımları   E) Otonom harcamalar

2.        Aşağıdakilerden hangisi Toplam Talep eğrisini kaydıran etmenlerden biri değildir?

A)Tüketim harcamalarında değişme  B) Yatırım harcamalarında değişme

C) Kamu harcamalarında değişme D)Tasarruf harcamalarında değişme E) Net ihracat harcamalarında değişme 

4.       Aşağıdakilerden hangisinde'Eksik İstihdam" söz konusudur?

A) Keynesgil aralık     B) Ara aralık C) Klasik Keynesgil aralık     D) Klasik aralık   E) Klasik Ara aralık

5.        Doğal işsizlik aşağıdaki bölgelerden hangisinde görülür?

A) Ara aralık    B) Klasik aralık    C) Keynesgil aralık  D) Klasik Keynesgil aralık  E) Klasik Keynesyen aralık 

6.        Klasik sisteme göre arz eğrisinin düşey olmasının sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ücret ve fiyatların katı olması  B) Ücret ve fiyatların yapışkanlığı

C) Ücret ve fiyatların esnekliği  D) Tam istihdam esnekliği   E) Eksik istihdam 

7.       Tam istihdamdaki işsizlik oranına ne ad verilir?

A) Doğal işsizlik oranı      B) Teknolojik işsizlik oranı C) İradi işsizlik oranı  D) Gayri iradi işsizlik oranı  E) Gizli işsizlik oranı 

8.       "Her arz kendi talebini yaratır" aşağıdakilerden hangisini ifade eder?

A) King Kanunu      B) Say Kanunu  C) Talep Kanunu       D) Arz Kanunu  E) Tunç Kanunu  

9.      Ekonominin her zaman kendiliğinden tam istihdama ula­şacağını ve ücretlerin esnekliğini savunan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?

A) Keynesyen Yaklaşım B) Neo - Keynesyen Yaklaşım C) Neo Klasik Yaklaşım D) Klasik Yaklaşım E)  Post - Keynesyen Yaklaşım 

10. Klasiklere göre faizi belirleyen unsurlar aşağıdakilerden hangisidir?

A) Para Arz ve talebi     B) Yatırım ve tasarruf  C) Tüketim ve yatırım  D) Tüketim ve tasarruf  E) Sadece tasarruf oranı

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Sağlık Bilgileri