Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

SERMAYE PİYASALARI VE İMKB

Piyasayı, alıcı ile satıcının karşılaştıkları, mal dolaşımının gerçekleştirildiği yerler olarak tanımlamıştık. Buna göre ma­ halle pazarı da İstanbul Menkul Kıymetler Borsası da birer piyasadır, zira ikisinde de değerli mallar alıcı ve satıcı arasında el değiştirirler. Bu kısımda piyasa kavramını farklı alt başlıklarda incelemeye devam edecek ve genelde sermaye piyasalarını, özelde ise İMKB 'yi inceleyeceğiz. Piyasalar iktisadi açıdan reel piyasalar ve mali piyasalar olarak ikiye ayrılır:  

Reel Piyasalar: Üretilmiş mal ve hizmetler ile bu mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan üretim faktörlerinin karşılaştıkları piyasalardır. Otomobil piyasası, pamuk piyasası gibi piyasalar bu kapsamdadır.

Mali Piyasalar: İktisadi birimlerin mali ihtiyaçlarının karşılaştığı, mali araçlarını alınıp satıldığı piyasalardır. Mali araç­lar fiziki mallardan farklı olarak, taşıyıcısına doğrudan bir hizmet sağlamaz, bir iktisadi birim üzerinde ortaklık veya ala­caklık gibi haklan temsil eder.

Yatırım ve tasarruf kararlarının farklı birimlerce verildiği ekonomilerde tasarrufların yatırıma aktarılması mali sistem aracılığı ile olur. Bir ekonomide tasarruf yapanlar ile fabrika gibi yatırım kararını verenler aynı kişiler değildir. Tasarruf eden kesim elindeki fonu bugün tüketmeyip yarına aktararak geleceğini güvence altına almak istemektedir. Diğer taraftan, örneğin fabrika yapmak isteyenlerin fon açığı olup paraya ihtiyaçları vardır. Bunlar fon fazlası olan birimden para almak isterler. Fon fazlası olan birimler ile fon açığı olan birimlerin farklı olması mali piyasaların ve sermaye piyasasının temeli­ni oluşturur. Mali sistem, mali piyasalar ve bu piyasalardaki mali aracı ve araçlar ile fonları fon fazlası olandan (fon arz edenler) fon ihtiyacı Olan kesime (fon talep edenler) aktarır. Mali piyasalar çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir: 

. Kredi piyasası (dolaylı finansman): Kısa veya uzun vadeli olabilmektedir.

. Menkul kıymetler piyasası (doğrudan finansman): Kendi içinde para ve sermaye piyasaları olarak ikiye ayrılır. 

Ancak para ve sermaye piyasalarının birbirleri ile ilişki içinde olması, ve piyasalardaki gelişmelerin birbirini etkile­mesi, diğer yandan mali araçlarda vadelerin kısalma eğilimi her iki piyasa arasında kesin bir ayın yapılmasını güçleştirmektedir. İşte bu noktada karşımıza borsa çıkmaktadır. Orta ve uzun vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasa olarak tanımladığımız sermaye piyasaları yoluyla işletmeler kaynak toplar­ken, yatırımcılara çeşitli menkul kıymetler satılmaktadır. Söz konusu menkul kıymetler, likiditenin sağlanması amacıyla, yatırımcılar arasında el değiştirebilmektedirler. Bu el değiştirmenin gerçekleştiği organize ya da organize olmayan pi­yasalar, "İkincil Piyasalar" ya da "İkinci El Piyasalar" olarak tanımlanmaktadırlar. Söz konusu, "Organize İkincil Piyasa­lar", borsalardır.

Buna göre, sermaye piyasasında yer alan taraflar:

            . Menkul kıymet ihraç edip karşılığında fon talep eden şir­ketler ve kamu kesimi, . Menkul kıymetleri satın alıp fonlarını değerlendiren birey­sel tasarrufcular ve kurumsal tasarrufcular (yatırım ortak­lıkları, yatırım fonları, sosyal güvenlik kurumları, sigorta şirketleri),

. Fon arz ve talebinin karşılaşmasına yardımcı olan ve bilgi toplama hizmeti sunan kuruluşlar (aracı kurumlar, borsalar, takas saklama kurumlan),

. Piyasaya tam ve doğru bilgi akımının ve yayımının sağlan­masına yardımcı olan kuruluşlar (bağımsız denetim şirket­leri, derecelendirme kurumları gibi),

. Düzenleyici otorite (Sennaye Piyasası Kurulu), şeklinde sınıflandırılabilir. Daha önce de belirtildiği üzere, sermaye piyasasında menkul kıymetlerin alınıp satıldığı piyasalar birinci el ve ikinci el piyasalar diye ikiye ayrılır. Bunlardan ikincil piyasa, önceden ihraç edilen menkul kıymetlerin el değiştirdiği, alınıp satıldığı piyasayı ifade eder. İkincil piyasaların temel işlevi likiditenin sağlanması (menkul kıymetleri satın alanlara istendiği anda nakte çevirme olanağı sağlar) ve hakça bir fiyat oluşumunun sağlanmasıdır. Yani daha önce satın almış olduğu menkul kıymeti, değişen koşullar karşısında elinden çıkarmak isteyen veya daha önce satılmış menkul kıy­metlerden edinmek isteyen yatırımcıları ikincil piyasalar bir araya getirmektedir.

Öte yandan ikincil piyasalar örgütlenme açısından ise iki­ye ayrılır:

a) Menkul kıymet borsaları

Borsalar fiziki mekanda ve önceden belirlenmiş kurallar çerçevesinde menkul kıymet almak veya satmak isteyen yatırımcıların alım satım emir/erinin eş anlı olarak karşılaştığı organize piyasalardır. Dünyada New York Borsası, Londra Borsası, Tokyo Borsası bu tip borsalardır. Ülkemizde ise bu tip bir borsa olan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası 1985 yılında İstanbul'da kurulmuştur.

b) Borsa dışı piyasalar (tezgah üstü piyasalar)

     Borsalarda işlem görmeyen menkul kıymetlerin alınıp satıldığı borsalara göre daha az ayrıntılı kuralları ve az kısıtları olan piyasalardır. Bu piyasalarda fiziksel bir mekan bulunmamaktadır. iletişim teknolojisinden yararlanılarak aracı kuruluşların kendi bürolarından alım satım yaptıkları bir sistemdir.
Bu sistemde aracılar menkul kıymetleri kendi hesaplarına alarak alım satım işlemini gerçekleştirirler. Bu sundukları hizmet karşılığında alım satım fiyatları arasında bir fark koyarak kazanç sağlarlar. Ülkemizde bu tip piyasalar bulunmamaktadır. Dünyada en iyi işleyen örneği NASDAQ'dır.

Bir menkul kıymetin ikincil piyasasının oluşması için:

. Menkul kıymetin vade yapısı, likidite durumu, pazarlana­bilirliği gibi özellikleri yatırımcının isteklerine uyması,

. Menkul diğer ihraç eden şirket ile ilgili bilgilerin yatırım­cıya açık olması, kolaylıkla elde edilebilmesi, Piyasaya sunulan menkul kıymetin yeterli hacimde arz edilmesi gerekir. Bu özelliklere sahip menkul kıymetlerin hepsi borsa­larda işlem göremez. Menkul kıymetin borsada işlem görebil­mesi için borsalar tarafından belirlenen kotasyon şartlarına da uyması gerekir.

Şimdi de İstanbul Menkul Kıymetler Borsasından (İMKB) kısaca bahsedelim: 

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)

Türkiye'deki organize menkul kıymet piyasalarının kökle­ri 19.yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanmaktadır. İlk menkul kıymetler piyasası Kırım Savaşı'nı takiben 1866 yılında Os­manlı İmparatorluğu zamanında kurulmuş olan "Dersaadet Tahvilat Borsası" idi. Dersaadet Borsası çökmüş Osmanlı ekonomisinden yüksek getiri almayı amaçlayan Avrupalı ya­tımcılar içinde bir vesile olmuştu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlı imparatorluğu çöküntülerinin üzerine kuruluşunu takiben 1929 yılında çıkartılan 1447 sayılı "Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsaları Kanu­nu" ile tecrübesiz sermaye piyasalarının, yeni ismiyle "İstan­bul Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsası" adı altında orga­nize olması sağlanmıştır.

Borsa, kısa sürede, gelişerek yurt çapında girişimcilerin fon ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli katkıda bulunmuştur. Ancak, 1929 Krizi, 2.Dünya Savaşı'nın patlak vermesi, henüz emekleyen Türk iş dünyasını olumsuz etkilemiş ve borsanın başarısını gölgede bırakmıştır. Takip eden yıllardaki endüstri

devrimi süresince, hisse senetlerini halka arz eden anonim şirketlerin sayısı da sürekli olarak artmıştır. Bu hisseler çoğu bi­reysel, bir kısmı da kurumsal olan yatırımcılardan yoğun ta­lep görmüştür.

1980'li yılların ilk dönemlerinde sağlıklı sermaye hareket­lerine uygun gerek mevzuat gerekse kurumların oluşması yö­nünden ,Türk sermaye piyasalarında önemli gelişmeler oldu. 1981 yılında Sermaye Piyasası Kanunu çıkartıldı. Bir sene sonra 1982 yılında menkul kıymetler piyasasının idaresinden, kontrolünden ve mevzuatının düzenlenmesinden sorumlu res­mi kurum olan Sermaye Piyasası Kurulu Ankara'da kuruldu.

Ekim 1983 Türkiye' de menkul kıymet borsalarının kuruluşunu öngören bir kararname çıktı. Ekim 1984' de ise "Menkul Kıymet Borsalarının Kuruluşu ve Çalışma Esasları" Resmi Gazete'de yayınlandı. Çalışma esaslarına ilişkin mevzuat Olağanüstü Genel Kurul toplantılarında kabul edildi ve 1985 sonunda İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) resmen kuruldu ve 3 Ocak 1986 yılında faaliyete başladı. Türkiye' de­ki tek menkul kıymetler borsasıdır.

İMKB, genel kurulca seçilen be§ üyeden oluşan bir yöne­tim kurulu tarafından yönetilir. Yönetim kurulunun diğer dört . üyesi, yatırım bankaları, ticari bankalar ve aracı kurumlar ol­mak üzere borsa üyelerini oluşturan üç ayrı kategorideki ara­cı kuruluşları temsilen seçilmektedir.

Özerk ve mesleki bir kamu kurumu olarak İMKB yetkili olduğu konu ve alanlarda kendi yasal düzenlemelerini yapa­bilme avantajına sahiptir. Yapılan alım satım işlemlerinden oransal olarak alınan borsa payı, kotasyon ücretleri ve mevzu­atta gösterilen diğer kalemler gelirlerini oluşturmaktadır. 

Sermaye Piyasası Kanunu

2499 nolu Sermaye Piyasası Kanunu 30 Temmuz 1981 tarih ve 17416 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmış olup, ser­maye piyasası bu tarihe kadar hukuksal bir çerçeveden tama­men yoksun kalmıştır. Bu kanuna dayanarak yapılan düzenle­meler piyasayı bankerler olayının etkilerinden kurtarmaya yetişememişse de, zamanla piyasaya arzulanan düzeni getirmiş­tir. Bu düzen kuruluncaya kadar sermaye piyasası ve menkul kıymetler konusu Türk Ticaret Kanunu (TTK), Medeni Ka­nun ve Borçlar Kanununun genel hükümleri ve Merkez Bankası tebliğleri ile düzenlenmekteydi.

Konu ve Amacı

Sermaye Piyasası Kanununun konusu, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak, halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını .sağlamak amacıyla; sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, ta­sarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını, düzenlemek ve denetlemektir.

Kapsam

. Sermaye piyasası araçları (Menkul kıymetler ve diğer ser­maye piyasası araçları), Sermaye piyasası araçlarının ihracı, Sermaye piyasası araçlarının halka arzı ve satışı, Sermaye piyasası araçlarını ihraç veya halka arz edenler,  Borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalar, Sermaye piyasası faaliyetleri, Sermaye piyasası kurumlan, Sermaye Piyasası Kurulu.

Bu kanun hükümlerine tabidir. Ancak halka açık olmayan anonim ortaklıkların halka arz edilmeyen hisse senedi ihraç­ları bu kanun kapsamı dışındadır.

Bu noktada özetle şunu söyleyebiliriz. Sermaye piyasası faaliyetlerinde patron, SPK'dır ve gücünü aldığı kanun da Ser­maye Piyasası Kanunudur. Bu arada SPK'nın ülkemizde, her işi hakkıyla yapan ve ciddiyetinden ödün vermeyen sayılı ku­rumlardan olduğunu da belirtmekte yarar görüyoruz. 

Bazı Temel Kavramlar

Sermaye piyasalarına yatırım yaparken bilgili olmakta yarar var. "Ne var canım iki senet alıp satıcaz şunun şurasında" deyip hatalar zinciri sonunda, bunalıma girmiş pek çok tanı­dığım insan var. Yatırım ciddi bir iştir. 

İşte bu nedenle, bu piyasada kullanılan bazı temel terimleri tanıtmakta yarar görüyoruz bu aşamada.

Kayıtlı Sermaye: Anonim ortaklıkların, esas sözleşmele­rinde hüküm bulunmak kaydıyla, yönetim kurulu kararı ile Türk Ticaret Kanununun sermayenin artırılmasına dair hükümlerine tabi olmaksızın hisse senedi çıkarabilecekleri azami miktarı gösteren, ticaret sicilinde tescil edilmiş sermayeleridir 

­Kayıtlı sermaye sistemini kabul etmek isteyen ortaklıklarda yönetim kuruluna; imtiyazlı veya itibari değerinin üzerinde hisse senedi çıkarılması, pay sahiplerinin yeni pay alma haklarının sınırlandırılması veya imtiyazlı hisse senedi sahiplerinin haklarını kısıtlayıcı nitelikte karar alınması yetkisi verilmek istendiği takdirde, bu yetkilerin yönetim kuruluna verildiğine dair açık hükümlerin esas sözleşme metninde yer alması şarttır. Yönetim kurulunun yeni pay alma hakkını kısıtlama yetkisi, pay sahipleri arasında eşitsizliğe yol açacak şekilde kullanılamaz. (Kayıtlı Sermaye Sistemine İlişkin Esas­lar Tebliği) 

Çıkarılmış Sermaye: Kayıtlı sermayeli anonim ortaklıkların satışı yapılmış hisse senetlerini temsil eden sermayeleridir. 

          Sermaye Piyasası Araçları: Menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarıdır. 

Menkul Kıymetler: Ortaklık veya alacaklılık sağlayan, belli bir meblayı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartlan Kurulca belirlenen kıymetli ev­raktır.

Menkul kıymetler olarak; hisse senetleri, hisse senedi türevleri, geçici ilmühaberler, yeni pay alma kuponları, tahviller, tahvil türevIeri tahvil faiz kuponları hazine bonolar, katılma intifa senetleri, kar ve zarar ortaklığı belgeleri banka bonoları, banka garantili bonolar, finansman bonoları, varlığa dayalı menkul kıymetler, gelir ortaklığı senetleri, tertip halinde çıkarılan ve 2 yıl veya daha uzun süreli ipotekli borç ve irat senetleri, içtüzüğünde kurucu dışındaki aracı kuruluşlarca serbestçe alım satımı öngörülen A tipi yatırım fonu katılma bel­geleri sayılabilir. 

     Diğer Sermaye Piyasası Araçları: Menkul kıymetler dı­şında kalan ve şartları Kurulca belirlenen evraktır.

ihraç: Sermaye piyasası araçlarının ihraççılar tarafından çıkarılıp, halka arz edilerek veya halka arz edilmeksizin satı­şıdır .

Halka Arz: Sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan halka çağrıda bulunulmasını; halkın bir anonim ortaklığa katılmaya veya kurucu olmaya davet edilmesini; hisse senetlerinin borsalar veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda devamlı işlem görmesini; Sermaye Piyasası Kanununa göre halka açık anonim ortaklıkların sermaye artırımları dolayısıyla paylarının veya hisse senetlerinin satışını ifade eder.

Aslında tanımını yapmamız gereken pek çok kavram var, ancak tümünü burada sıralarsak bir sözlük formatına geçebi­liriz endişesiyle, bu aşamada bir kısım terimi sizlerle paylaştık. Ama emin olun işkence henüz bitmedi, ilerleyen bölümlerde devam edeceğiz. Hem nasılolsa bu kitaba bulaştınız bir kere, bari zevk almaya çalışın, nasıl olsa olacak bu iş eninde sonunda...

 

İMKB'nin Diğer Gelişmekte Olan Piyasalar Arasındaki Yeri 

Son olarak İMKB'nin sürekli kıyaslandığı, diğer gelişmekte olan piyasalar arasındaki yerinden kısaca bahsetmekte yarar görmekteyiz

İMKB, kurulduğu 1986 yılından bu yana genel olarak başarılı bir performans göstermiş ve kendi sınıfı içinde dünyanın önemli borsalarından biri haline gelmiştir. Kurulduğu günden bu yana, Türkiye'nin makroekonomik göstergelerinde ciddi sıkıntılar olmasına rağmen, gelişmekte olan borsalar arasındaki sıralamada iyi bir yeri olduğu söylenebilir. Bu yo­rumu daha iyi anlamak için, önce bir borsanın gelişmişlik dü­zeyini gösteren temel kriterleri saptayalım: 

Piyasaya kote şirket sayısı - Pazar kapitilizasyonu - İşlem hacmi - Pazar likiditesi 

Şimdi bu kriterleri kısaca inceleyelim: 

Piyasada işlem görmesi için gerekli şartları yerine getirmiş ve yetkili kurumlarca işlem görmesi onaylanmış olan şirketler "kote edilmiş" olarak tanımlanmaktadırlar. İMKB'de' günü­müzde 400'e yakın işlem gören kote şirket mevcuttur. İMKB'nin diğer gelişmekte olan piyasalarla kıyaslanabilmesi

açısından daha önce yapılmış bir çalışmayı baz aldığımızda İMKB'nin genel sıralamada henüz zirveden uzak olduğu söylenebilir. ­

Piyasada işlem gören tüm şirketlerin piyasa değerleri top­lamı pazar ya da piyasa kapitilizasyonu olarak tanımlanmaktadır. Bu değer genellikle ülkemizde Dolar bazında hesaplanmaktadır. Söz konusu değeri etkileyen en önemli iki faktör halka açık şirket sayısı ve şirketlerin piyasa değeridir. Buna göre piyasaya yeni şirketlerin açılması ya da piyasadaki toplu bir fiyat artışı kapitilizasyonu artıracak, bazı firmaların kottan çıkması ya da piyasanın genel düşüşü bu değeri azaltacaktır.

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri