Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

LİBERAL DÜŞÜNCE ÖNCESİ PARA VE FAİZ 

Merkantelistler kıymetli metalleri ülkeye doldurmanın, insanların mutluluğunu sağlayacağını düşünmüşlerdir. Ama bir tarihi gerçeği unutmuşlardır. Tarihte Frikya Kralı Midas’ın her tuttuğu şeyi, yiyecek içecek de dahil altına çevirme yeteneği olduğu söylenir. Ama bu kendisine fayda sağlamamıştır. Merkantelizme karşı ekonomide akım başlamıştır. Bu akımı başlatanlar liberalizmi hazırlayan düşünürlerdir.

John Locke (1632-1704) 

Daha ziyade bir flozof olan John Locke para konusunda fikirler ortaya atmıştır.

Dolaşımdaki para miktarının piyasada bulunan malların değer olarak fiyatına eşit olduğunu savunmuştur. Paranın değeri malın değeri gibi onun arz ve talep değişikliklerinden etkilenerek dalgalanmaktadır. Malın arz ve talebi değişmiyorsa, fiyatlar yükselirse bunun nedeni doğrudan doğruya para miktarındaki değişikliktir. Ancak paranın hızla el değiştirmesine göre, fiyatlar az veya çok değişebilir. 

Para miktarı kuramına yaklaşmakla beraber, John Locke bunu açık olarak ortaya koymamıştır. Faiz haddinin para miktarı ile ilişkisi olduğunu kabul etmiştir. Para miktarı arttıkça faiz düştüğünü kabul etmektedir. 

David Hume (1711-1776)

İngiliz düşün yaşamına büyük etkisi olan A. Smith’in arkadaşı, onu bir çok alanda etki altında bırakan bir yazardır.

D. Hume mülkiyetin temeli çalışmadır demektedir. Ona göre dış ticaret dengesinin otomatik olarak sağlanacağını dış satıma devletin karışmaması gerektiğini, dış satımın içerde sanayiyi kamçılayacağını ileri sürmektedir.

1752’de ticaret dengesi üzerine yazdığı bir denemede David Hume, ticaretin fazlasının ülkeye kıymetli metalin girişini sağladığı bunun para arzını arttırdığını fiyatların yükselmesine neden olduğunu söylemektedir. Bun ihracatın azalması ithalatın artmasıyla sonuçlanmaktadır.

Paranın satın alma gücünün, onun miktarıyla ters orantılı olduğunu söyleyerek merkantelistleri eleştirmiştir.

Faizin sanayinin verimine ve tutuma bağlı oluduğunu ileri sürmüştür.

David Hume, Locke’dan farklı olarak para bolluğunun faiz haddi üzerine etkisini kabul etmemektedir. Faizin ticaret ve sanayiden elde edilen kar’a bağlı olduğunu savunmuştur.

Richard Cantillon (1680-1734)

İrlanda kökenli bir aileden gelen, Paris’te başarılı bir bankacı olarak ün yapan R. Cantillon “Genel Olarak Ticaret Üzerine Deneme” isimli yapıtıyla tanınır. 1730’da yazdığı bu eser ancak 1755’de Fransızca’ya çevrilmiştir.

Cantillon para miktarının artışını şu etkenlere bağlamaktadır;

  • Altın ve gümüş üretimi artışıyla ülkeye daha fazla kıymetli maden girmektedir. Ülkedeki para miktarını arttıran bu etken yanında, ülkenin yaptığı sanayi ve ticari faaliyeti sonunda dış satımlarını arttırması mümkündür.

  • Bir ülkeye para girişi dış devletlerden sağlanan yardım, o ülkeye yapılan ziyaretler, başka ülkeden miras yoluyla aktarılan zenginlikler yoluyla da temin edilmektedir.

 

Paranın dolaşım hızındaki artış da para miktarını arttırabilir. Cantillon paranın dolaşım hızını şöyle tanımlamaktadır; Para ve kredinin dolaşma hızı, paranın veya kredinin, belirli bir zaman içinde sağladığı ödemeler toplamıdır. Böylece belirli bir süre içinde para miktarında artış yahut belirli miktar paranın daha kısa sürede dolaşımı, onun hızınn arttığını göstermektedir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri