Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Genel Denge ve Refah Ekonomisi

 

Denge durumunda tüm girdi ve çıktı piyasalarında arz-talep eşitliği eşanlı olarak sağlanır. Tüketiciler, denge fiyatları veri iken belli bir bir bütçe kısıtı altında faydalarını, firmalar ise kârlarını maksimize ederler. Bu çerçe­vede ulaşılan denge, genel denge olarak tanımlanır. Ancak tek bir piyasa­daki denge üzerinde duruluyor ve diğer piyasalarda bir değişikliğin denge üzerinde incelenen denge, kısmi dengedir. 

Kısmi denge kavramı Alfred Marshall'ın genel denge kavramı ise Leon VValras'ın adı ile anılmaktadır. Genel denge analizine ilişkin çalışmalar 19. yüzyılın son çeyreğinde L.Walras ile başlamış 20. yüzyılın ortalarında K. J. Arrow ve G. Debreu gibi ekonomistlerin katkılarıyla yeni boyutlar kazanmıştır. Genel denge analizinde kullanacağımız vvalrasyan sistem statiktir.Bura­da t1 döneminde gerçekleşen denge ile t2 döneminde gerçekleşen denge göz önüne alınmakta, daha sonra her iki dönemde gerçekleşmiş olan dengeler karşılaştırılarak karşılaştırmalı statik analiz yapılmaktadır. 

BÖLÜŞÜMDE ETKİNLİK 

Genel denge analizi ile bütünleşen bir diğer konu, refah ekonomisidir. Refah ekonomisinde, birbirine alternatif olabilecek birden fazla ekonomik durum arasından hangisinin toplumsal açıdan en uygun seçenek olduğu araştırılır. Bu seçeneği belirlemek için yaygın olarak kabul görmüş optima­lite (İyilik, üstünlük) kriterleri kullanılır. En çok kullanılan kriterlerden birisi Pareto optimalite kriteridir. Buna göre, hiç kimsenin refahını azaltmaksızın bazı bireylerin refahını arttıran her türlü değişiklik toplumun refahını arttırır 

Bu durumda malların veya üretim faktörlerinin hali hazırdaki dağılımında bir değişiklik, kimsenin refahını azaltmadan en az bir bireyin refahını arttırıyorsa toplumsal refah artacak, başkalarının durumu değişmeden en az bir bireyin durumunu kötüleştiriyorsa toplumsal refah azalacaktır. Refah ekonomisi değer yargısı taşır. Normatif Teoridir.

Edgevvorth kutusunun en önemli özelliği, kutu içindeki her bir noktanın her iki tüketicinin de sahip oldukları mal miktarlarını gösteriyor olmasıdır. 

*  Ekonomide X ve Y olmak üzere iki mal vardır.
*  Ekonomide A ve B olarak adlandırdığımız iki tüketici vardır.
* Tüketici A'nın başlangıçta sahip olduğu mal demeti (XB, YB) dir.
* Tüketiciler normal davranış özelliklerine göre tercihleri yansıtan fark­sızlık eğrilerine sahiptirler, yani farksızlık eğrilei orijine göre dışbükeydir.
* Analiz tam rekabet piyasasında yapılmaktadır.
 

İki tüketicinin bulunduğu bir modelde, Pareto optimumuna ulaşmanın bir yolu; üreticilerin birisinin faydasını sabit tutarken, diğer tüketicinin faydasını bütçe kısıtı altında maksimize etmektir. Bu duruma ulaşıldıktan sonra, tüketicilerden birisini kötü konuma sokmadan diğerini daha iyi konuma ge­tirmek olanaksız olur. Dengede farksızlık eğrileri birbirine teğet olduğu için, farksızlık eğrilerinin eğimleri her iki tüketici için eşit olacaktır. Farksızlık eğ­risinin eğimi de marjinal ikâme oranına eşit olduğundan, denge koşulu A ve B tüketicileri için şu sekide olacaktır. 

MİOyxA= MİOyxB 

İşte bu eşitlik sağlandığında rekabetçi piyasada değişimin genel dengesi sağlanmaktadır. 

Yukarıdaki grafikte A tüketicisi için orjin sol alt köşe B tüketicisi için sağ üst köşedir. Buna göre B tüketicisinin farksızlık eğrileri 0A köşesine doğru yaklaştıkça daha yüksek tatmin düzeyini göstermektedir. Bu sekile göre tüketiciler arası denge D0 noktasında oluşacaktır. Çünkü bu noktaa her iki tüketicinin farksızlık eğrileri birbirine teğet (marjinal ikame oranları birbirine eşit demektir) ve her ikisi birlikte bütçe doğrusuna teğettir. 

Burada farksızlık eğrilerinin birbirine teğet olduğu noktalara Pareto optimal noktalar adı verilir. Çünkü bu noktalarda bir tüketicinin refahını azalt­madan diğerininkini arttırmaya imkan yoktur. Yani tüketiciler arasında mal değişimi durdurmuştur.

Tüketiciler arasında değişimin durduğu bu Pareto optimal noktaların bir­leştirilmesiyle elde edilen eğriye anlaşma eğrisi veya sözleşme eğrisi adı verilir.

ÜRETİMDE ETKİNLİK VE GENEL DENGE 

Ekonomide üretim miktarları tüketici talebine bağlı olarak belirlendiğinden girdilerin hangi malın üretiminde daha fazla kullanılacağı da tüketici talebine bağlı olacaktır. Bu yüzden Edgevvorth diyagramında başlangıçtaki kaynak tahsisi yerine etkin, üretim noktalarının belirlenmesi daha büyük önem taşır. Eğer Y malı üretimini azaltmaksızın X malı üretimi arttırılamıyorsa üretimde etkinliğe ulaşılmış olur. Eşürün eğrilerinin birbirlerine teğet ol­dukları noktaların geometrik yeri etkin üretim eğrisini ya da üretimin anlaşma eğrisini gösterir. Buradaki mantık aynen tüketimde anlaşma eğrisinin tüketilmesi gibidir. Etkin üretim eğrisi üzerindeki her noktada X ve Y ma­lı üretimi için tüm girdiler etkin biçimde kullanılmaktadır. 

Eğer eşürün eğrileri birbirlerine teğet ise, teğet noktasında, iki mal için marjinal teknik ikâme oranları (MTİO) da eşit olacaktır. Marjinal teknik ikâme oranı; çıktı düzeyi sabit kalmak koşuluyla bir girdinin yerine diğerinin hangi miktarda ikâme edileceğini, yâni kullanılan sermaye miktarı bir birim azaltıldığında emek girdisinin ne kadar arttırılması gerektiğini gösterir.

Üretim olanakları sınırı eğrisi içbükey olacağı gibi, orijine dışbükey bir eğri veya bir doğru şeklinde de olabilir. Orijine göre içbükey bir üretim im­kanları eğrisinin oluşması şu koşullardan en az birinin varlığına bağlıdır. 

* Her iki mala ilişkin üretim fonksiyonunun ölçeğe göre azalan getiriye sahip olması
* Üretim fonksiyonlarından birisi azalan getiriye sahip iken diğerinin sa­bit getiriye sahip olması
* Heriki üretim fonksiyonu sabit getiriye sahip olmasına rağmen, etkin üretim setinin doğrusal olmaması, yani üzerine farklı sermaye, emek oran­larının geçerli olduğu eğrisel bir etkin üretim setinin varlığı.
 

Üretim imkanları sınır eğrisinin orjine göre dışbükey olması ise, üretim fonksiyonlarından birisini ölçeğe göre artan getiriye sahip olmasını gerekti­rir. Üretim imkanları sınırının doğru şeklinde olması için, her iki üretim fonk­siyonunun da ölçeğe göre sabit getiri özelliğine sahip ve doğrusal bir etkin üretim seti üzerinde, eşit sermaye- emek oranlarına sahip olası gerekmek­tedir.

Bir maldan üretilen miktar belli iken, öteki maldan üretilebilecek maksi­mum miktarı gösteren üretim imkanları eğrisine, eğri üzerindeki herhangi bir noktadan çizilen teğetin eğiminin negatif işaretlisi, marjinal dönüşüm oranını gösterir. Marjinal dönüşüm oranı; bir maldan bir birim daha fazla üretmek için öteki maldan ne kadar fedakarlık etmek gerektiğini göstermektedir. 

MDOYx = DY/D

Burada da üretilen sadece iki mal (X,Y) vardır. Bu malları tüketen tek bir birey vardır. Etkin bir biçimde üretilebilecek X ve Y bileşimleri üretim im­kanları eğrisi ile aşağıdaki şekilde gösterilmiştir. Bireyin farksızlık eğrilerini aynı şekle ilave ettiğimiz zaman, üretim imkanları sınırı üzerinde tek bir nok­ta (E noktası) maksimum faydayı sağlamaktadır. E noktasında üretim im­kanları sınırı, bireyin ulaşabileceği en yüksek farksızlık eğrisine (U2) teğet­tir. Bu teğet noktasında marjinal, ikame oranı (MİOYX) marjinal dönüşüm oranına (MDOYx) eşittir. Böylece hem üretimde hem de dağılımında etkinlik sağlanmıştır. 

Üretim İmkanları Sınırı Üzerinde Fayda Maksimizasyonu Rekabetçi Fiyatlar ve Ekonominin Genel Dengesi

Rekabetçi fiyatların iki önemli işlevi vardır. Birincisi, tüm mallar için arz ve talep eşitliğini sağlar, bu durumda ne arz ve talep fazlası oluşur, ikinci­si, hem tüketiciler hem de üreticiler tarafından parametre olarak kullanılan bu fiyatların oranı piyasadaki değişim oranını gösterir. Bu durumda tüketici B'nin farksızlık eğrisi ile üretim imkanları eğrisinin teğet olduğu noktadan geçen doğrunun eğimi, eğrisi ile üretim imkanları eğrisinin teğet oldu­ğu noktadan geçen doğrunun eğimi, X ve Y arasındaki fiyat oranını be­lirlemektedir. Bu durum bir matematiksel kuralın sonucudur. Bu fiyat oranı hem marjinal dönüşüm oranına hem de tüketici B'nin marjinal ikame oranına eşittir. 

Fx/Fy = MİOByx = MDOyx 

Bu fiyat oranı aynı zamanda tüketici A'nın marjinal ikame oranına eşittir. Böylece üretimde etkinlik sağlandığında ve değişimde Pareto optimaliteye ulaşıldığında tüm tüketicilerin marjinal ikâme oranlan birbirine eşit olup aynı zamanda marjinal dönüşüm oranına da eşittir. Dolayısıyla ekonominin genel dengesi sağlanmış olacaktır.

İKİNCİ EN İYİ TEOREMİ 

Yaygın biçimde karşılaşılan eksik rekabet koşulları, dışsallıklar ve kamusal malların varlığı, Pareto etkin denge fiyatarının oluşumunu engeller ve üretim ile dağılımında etkinlik sağlanamaz. 

Eğer Pareto optimal koşullarının tümü sağlanamıyorsa, bu koşullardan mümkün olduğunca çoğunun sağlanmasına yönelik istekler gereksizdir. Bu İkinci En İyi Teoremi genel bir ifadesidir. Bir başka deyişle; İkinci En İyi Teoremi'ne göre toplum refahı açısından, daha az sayıda optimallik şartının ihlal edildiği bir durumun, daha çok sayıda optimalik şartının ihlal edildiği bir oturumdan daha iyi olduğu kesin olarak söylenemez. 

R.G. Lipsey ve K. Lancester tarafından bu teorem geliştirilmiştir.

Sosyal Refah Ölçütleri: Hiç kimsenin durumu kötüleşmeden en az bir kişinin durumu iyileşiyorsa sosyal bir iyileşmenin söz konusu olduğu Pare­to ölçütünde, gelir dağılımı veri alınarak optimal bölümü araştırılmaktadır. Bu ölçütte gelir dağılımının adil olup olmadığı göz önüne alınmaktadır. 

Kaldor ve Hicks Ölçütleri

N. Kaldor'un geliştirdiği ölçüte göre belirli bir politikanın uygulanması sonucunda ortaya çıkan yeni durumdan kazançlı çıkacak olanlar, zarar gö­renlerin kayıplarını tam olarak tazmin etseler bile, hâlâ kazançlı iseler yeni durum bir sosyal iyileşmedir. Yâni yeni durumda toplumun refahı artmıştır.

Hicks'e göre bir politika uygulamasından zarar görenler, bu politikanın uy­gulanmaması için, önerdikleri parasal ödemelerle kazançlı çıkanları ikna edemiyorlarsa bu durum bir sosyal iyileşmedir. Dikkat edilirse Kaldor'un ve Hicks'in Ölçütleri aynı olgunun aynı yüzünü ortaya koymaktadır. Her ikisi de kayıplar ile kazançların karşılaştırılmasına dayanmaktadır.

Scitovsky Ölçütü 

Scitovsky, bir politika değişikliğinin bir sosyal iyileşme olarak değerlen­dirilebilmesi için hem Kaldor Ölçütü'ne hem de Hicks Ölçütü'ne uygun ol­ması gerektiğini söylemektedir.

Gerek Kaldor ve Hicks'in, gerekse Scitovsky ölçütlerini ortak yanı; ka­zananların kaybedenlere potansiyel olarak kayıplarını tazmin edici parasal bir ödeme yapacaklarının varsayılmasıdır.

Bergson, bu güçlüğü aşmanın tek yolunun, gelir dağılımında adalet unsurunu içeren bir takım değer yargılarının açıkça ortaya koyması olduğunu söylemektedir.

Ravvls ise toplumda en kötü durumda olanların yararına olan politikala­rın adalete uygun olduğunu ifade etmektedir. 

İPUCU 

*  İki malın üretildiğinin varsayıldığı durumunda marjinal teknik ikame oranları eşitlenerek etkin üretim setine ulaşılır ve buradan hareketle üretim imkanları sınırı eğrisi elde edilir.

*  Bölüşümde etkinlik bir kişinin refah düzeyini azaltmadan bir başkasının refah düzeyinin artırılmasının olanaksız olduğu bir durumda gerçekleşir.

*  Rekabetçi bir ortamda MO = MDO = Fx / Fy eşitliğinin sağlanmasıyla hem üretimde hem tüketimde denge sağlanacaktır.

* Tüketicilerin fayda, üreticilerin kâr maksimizasyonuna yönelmeleriyle fiyat sistemi genel dengeyi ve Pareto etkinliğini sağlamaktadır.

* Tüketicilerin her zaman rasyonel davranmamaları, üretimde ve tüketimde dışsallıkların varlığı gibi nedenler Pareto optimalitesinin sağlanması­nı güçleştirmektedir

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Sağlık Bilgileri