Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

İktisadi Sistemler, Alternatif İktisat Sistemleri

Üretim imkanları eğrisi kıtlık ve tercih sorununu basit bir şekilde açıklamakla birlikte, her ekonominin yanıtlamaya çalıştığı temel sorulan da tartışmamıza olanak sağlamaktadır. Tüm ekonomilerin yanıt aradığı üç temel soru, neler üretilecek, nasıl üretilecek ve kimler için üretilecek yada nasıl paylaşılacak biçimindedir. 

Bunların ilki neler üretilmeli sorusudur. Bu soru aslında üretim imkanları sınırı üzerinde hangi noktada bulunulmalı ve hangi malların ne düzeyde üretilmesi sorunu ile ilgilidir. Bunun bir sorun olarak ortaya çıkma nedeni ise, kaynakların etkin kullanımı açısından bil şeyin üretimi arttırılırken diğerinin üretiminden vazgeçileceğinin bilinmesidir Her toplum kıt kaynakları ile neler üreteceğine karar verir Tüketim mallarından ne kadar, yatırım mallarından ne kadar üretilecektir? Yine, devlet  ne kadar kamusal mal üretecektir? Bunlar tüketici, üretici ve devlerin karar ve tercihleri aracılığı ile belirlenir.

Karşılaşılan ikinci soru; bu mal ve hizmetlerin nasıl üretileceğidir. Burada her toplumun kendine uygun üretim tekniğini mutlaka seçmesi gerekliliği vurgulanmaktadır Seçilebilecek en doğru üretim yöntemi ile çıktı başına en düşük maliyetle üretimin gerçekleştirilmesi sağlanacak ve etkin üretim sayesinde üretim imkan­ları sının eğrisi üzerinde ekonominin işleyişi sağlanacaktır.

Yanıtlanması gereken son soru ise bu mal ve hizmet üretiminin kimler için yapılacağıdır  Aslında bu soru ekonomideki üretimin toplum üyeleri arasında nasıl paylaşılacağına ilişkindir. Toplumun ürettiği çıktı tüm üyeler arasında eşit bir şekilde mi paylaşılmalı? yoksa çok daha fazla mal mı almalı? Çalışamayacak durumda olanlar ve çalışmak istemeyenlere ne kadar pay verilmeli? Bunlar tama-men bölüşüm sorunudur. Bölüşüme ilişkin karar almada her toplum geleneksel  ve kültürel değerlerden etkilenerek, ülkede uygulanan ekonomik sistem çerçevesinde çözüm arar. 

Bu üç temel sorurunun çözümü için, toplumlar siyasi yapılanmalarına uygun ekonomik sistemleri benimseyerek, bu   çerçevede davranış içinde olurlar. Ekonomilerin işleyiş sistemleri ile ilgili olarak bir uçta piyanı ekonomileri, diğer uçta ise kumanda ekonomileri yer almaktadır. Bu iki uç sistem dışında her iki sistemin bir kısım yönlerini kabul eden. dünya üzerinde en yaygın biçimde gözlemlenen karma ekonomik sistem ise her ülkede farklı olarak uygulanmaktadır.

Piyasa Ekonomileri Sistemi (İktisat Sistemi)

Piyasa ekonomisinde neyin nasıl ve kimler için üretileceği konusu birbirlerinden bağımsız bireysel tüketiciler, üreticiler, devlet ve diğer organizasyonların karalarına bağlı olup, bunlar piyasalarda birbirleri ile etkileşim içindedirler. Bu sistemle temel koordinasyonu piyasada belirlenen fiyatlar sağlar Bu yüzden serbest piyasa sistemine  çoğu kez fiyat sistemi de denir. Serbestçe oluşan fiyatlar piyasa ekonomisinde önemli roller üstlenirler, bunlar: 

       Fiyatlar neyin üretileceği ve tüketileceği konusunda sinyal görevi üstlenirler

       Fiyatlar insanların tüketimlerine ve üretimlerine yönelik teşvik mekanizması  oluştururlar.

•   Fiyatlar bölüşüm mekanizması üzerine önemli görev  üstlenir.

şeklinde sıralanabilir Bu rolleri açıklamaya şöyle bir örnekle başlayalım. Üniversite öğrencileri için bilgisayar almak ve kullanmak konusunda yeni bir akım başladığını ve artık kahvehaneler yerine internet kalelerin tercih edildiğini varsayalım Bu varsayım altında ekonomik birimlerin alacakları kararlarda fiyatların nasıl etkili olduğuna bakalım. 

ilk olarak tercihlerdeki bu değişmenin hangi hizmetin daha fazla üretileceğine ilişkin nasıl bir sinyal verdiğini inceleyebiliriz. öğrencilerin internet kafelere daha: fazla gitmeleri, talebi dolayısıyla buralarda üretilen hizmetin fiyatını yükseltir Yük-sek fiyat firmaları daha fazla internet kale açmaya yönlendirir, çünkü firmalar kârın Olduğu sinyalini almışlardır. Üstelik bu hizmetle ilgili bazı yan dallar için de (bilgisayar ve bilgisayar sarf malzemeleri, bilgisayar programlan ve bakım malzemeleri gibi.) talep artar. dolayısıyla bunların hem üretimi hem de fiyatları artar. Bu talep artışı sayesinde bilgisayar üretiminde çalışan insanların ücretlerinde de artış gözlenir. Sonuç olarak fiyatlar tüketicilerden, bilgisayar işlerinde çalışanlara kadar herkes için sinyal görevi üstlenir.

 

Şimdi ise fiyatların nasıl bir teşvik unsuru olduğuna bakalım. Internet kafe hizmetleri için artan fiyatlar diğer firmaları bu alana yönelmeye teşvik eder. Yüksek kazançtan daha fazla pay alma çabası rekabeti güçlendirirken hizmet  üretiminin miktarını ve kalitesini arttırır  Şayet düşük fiyatlar söz konusu ise kazançların da düşük olduğu ve üretimin azalacağı konusunda sinyal vererek piyasaya girişleri engeller. 

Son olarak fiyatlar gelir dağılımını da etkiler. Fiyatların yüksek oluşu, bu endüstride genelde talebin yüksek oluşunun da bir göstergesidir. Bu ise endüstride gelirin artmakta olduğunun ve çalışanlara daha fazla ücret verilebileceğinin bir göstergesidir. Öte yanda fiyatlar düşük ise gelir de düşük olacaktır Yine fiyatların hızla değiştiği durumlarda gelir dağılımı çok hızlı etkilenir. Özellikle gelirini ayar-lama olanağı bulamayanlar (memurlar, gibi) kayıplara uğrayabilir. 

Piyasa ekonomisinin iyi işlemesi için fiyat  düzeyinin istikrarlı olması gereklidir. 

Öte yandan, ekonomik  birimlerin mülkiyet hakkına sahip olması ve kamu otoritesi tarafından piyasalara müdahale edilmemesi de piyasa ekonomisinin gereklilikleri arasında yer alır. Böylelikle etkinlik sağlanacak, ekonomi üretim imkanları sınırı üzerinde bulunacaktır Piyasa ekonomisinde fiyatların serbestçe belirlenmesi ve ekonomik bilimlerin iç ve dış ticareti serbestçe yapabilmeleri, piyasa ekonomilerinde devletin hiçbir rolünün bulunmadığı anlamına gelmemektedir. Piyasa ekonomilerinde devlet, iç ve dış güvenliği sağlamanın yanında piyasaların sağlıklı işlemesine ve mülkiyet haklarının oluşumuna katkı yapar. Ancak devletin ekonomi üzerindeki rolü sınırlı olup sadece piyasa başarısızlıkları durumunda devreye girmesi kabul edilir 

Kumanda Ekonomileri Sistemi 

Kumanda ekonomileri yada merkezi plan ekonomilerinde temel ekonomik sorulara (ne, nasıl, kimin için) ilişkin kararlar merkezi otorite tarafından alınır. Hükümetin kontrolünü elinde bulunduranlar merkezi plan çerçevesinde ekonomik birimlerin hangi faaliyetlere katılacağını, üretim ve tüketim tercihlerini ve gelirin bölüşümünü kontrol altında tutarlar. 

Kumanda ekonomilerinde çoğu fiyatlar devlet tarafından belirlenir ve ekonomide etkisizliklerin ortaya çıkmasına neden olur. Örneğin, eski Sovyetler Birliğinde ekmek fiyatı çok düşük belirlendiği için, çiftçiler ineklerini ekmekle besliyorlardı. Çünkü izlenen politikalar insanların bu şekilde davranmasını teşvik ediyordu İneklerin normalde ot veya tahılla beslendiklerini bildiğimize göre, eski Sovyetlerdeki bu durum kaynak israfından başka bir anlama gelmiyordu. Zira üre-tim maliyeti açısından ekmek çok daha yüksek bir bedel ödenmesini gerektirdiği halde, merkezi kararlarla ekmek fiyatının maliyetinin çok altında belirlenmesi, diğer besleme yöntemlerinin maliyetiyle karşılaştırıldığında ekmek kullanımını daha ucuz hale getirmişti Dolayısıyla etkinlikten uzak olarak gerçekleştirilen üretim nedeniyle ekonomi üretim imkanları sınırı altında çalışmaktaydı. 

Yine kurnanda ekonomilerinde yaygın olan kamu mülkiyeti insanlar için bir teşvik unsuru oluşturmaz. Çünkü insanlar çabaları karşılığı değil de ihtiyaçlarına göre gelir elde ederlerse, arzuladıkları kaynaklara serbestçe sahip olamazlarsa et-kinlikleri azalır. Örneğin bir mucit buluşu üzerinde hak sahibi olmaz ise böyle bir buluş için fazla çaba göstermeyecektir. Dolayısıyla daha az buluş olacak, toplum yeterince gelişme gösteremeyecektir Sonuçta üretim imkanları sınırı eğrisi altında faaliyet sürdürülecektir. 

Merkezi planlı ekonomiler 20. yüzyılın ortalarında hemen hemen dünya nüfusunun yarısını kapsıyordu. Doğu Avrupa ülkeleri, eski Sovyetler Birliği, Çin gibi ülkeler merkezi planlı ekonomilerdi Günümüzde bu alan oldukça daralmıştır. 20. yüzyılın sonlarında kumanda ekonomiler piyasa ekonomilerine dönüş çabası içine girmişlerdir.

Karma Ekonomi Sistemi 

Dünyada gözlemlenebilen ekonomik sistemlerin hiç birisi yukarıda açıkladığımız serbest piyasa ve kumanda ekonomileri sistemiyle tam olarak örtüşmemektedir. .Ancak her iki sistemin bazı öğelerim aynı anda benimseyerek, ülkeler genelde karma ekonomik sistem içinde faaliyetlerini sürdürürler Ancak bu karma durum homojen değildir yani Kumu ve özel kesimin kombinasyonları, her ülke için farklı olarak uygulanmaktadır 

Kısaca karma ekonomik sistem, özel mülkiyetin yanında kanın mülkiyetini de kabul eden, piyasa mekanizmasının yanında müdahaleyi de içine sindirebilen, fiyat mekanizmasının yanında merkezi planlar da uygulama çabası içinde olan bir sistem niceliği taşımakladır Ancak bu durum daha önce de belirtildiği gibi sektör-den sektöre, ekonomiden ekonomiye farklılıklar göstermektedir Fakat 21. yüzyıl ile birlikle bu karma sistemlerde piyasa ekonomilerinin ağırlığı giderek artma eğilimine girmiştir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri