Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekonomik Kriz Dönemleri; Stagflasyon, Enflasyon, Durgunluk ve Kıtlık

Ekonomik kriz dönemi, işletmelerin faaliyetlerini etkileyen en önemli faktörlerden birisi olan ekonomik çevre koşullarında ortaya çıkan değişmelerin yer aldığı bir dönemdir. Ekonomik ortamdaki temel değişiklik stagflasyon olarak bilinen ve enflasyon, durgunluk kıtlığın bir arada ortaya çıkması ile temsil edilen durumdur.

Stagflasyon

Bir ekonomide enflasyon ve durgunluğun bir arada yaŞandığı ekonomik duruma denir. Stagflasyon son yılların üzerinde konuŞulan özel konusu değildir. 1970’lerde yaŞanan petrol bunalımından beri önemini korumaktadır. 1974’te ilk petrol krizinden önce, özellikle özellikle Avrupa’da ve sanayileŞmiŞ iktisatçılar konuyu ele alıp enflasyon ve durgunluk ikileminde konuyu ele almıŞlardır. Bir yandan petrol fiyatları artarken öte yandan ekonomilerde bu artıŞtan dolayı ciddi durgunluklar baŞ göstermiŞtir. Durgunluğa rağmen sanayileŞmiŞ ülkelerde bir çok üründe fiyat artıŞları devam etmiŞtir. 

Stagflasyon kısaca durgunluk içerisinde yaŞanan enflasyon olarak ifade edilmektedir. Stagflasyon, “üretimde görülen durgunluk ile enflasyon döneminin bir araya gelmesi yanında ücretler ve fiyatların birbirini takip ederek yükselmesine karŞın, ürün ve iŞgücü talebinin artmaması ve hatta bilhassa düŞmesidir.”  olarak da tanımlanabilir. 

Tüm ekonomide fiyatların hissedilir derecede yükselmesiyle beraber, üretim faktörlerinin en düŞük düzeyde tutulması olarak ifade edilebilir. Stagflasyona yol açan faktörler ise genel olarak beklentilerdeki, döviz kuru ve ithal fiyatlarındaki, hükümet politikalarındaki, enerji fiyatlarındaki, nüfus ve iŞgücü yapısındaki değiŞmelerdir. İŞletmelerin ve sendikaların tekelci güce sahip olmalarının ve teknolojik yeniliklerin sayısındaki düŞmenin de stagflasyona yol açtığı ileri sürülebilmektedir. 

Enflasyon 

Enflasyon belirli fiyat düzeyinde toplam talebin toplam arzdan daha fazla olması demektir. Bu durumda, fiyatlar genel düzeyi yükselmeye baŞlayacaktır. Bu nedenle enflasyon fiyatlar genel düzeyindeki devamlı bir artıŞ olarak olarak tanımlanabilir. 

Para miktarındaki artıŞların, mal ve hizmet üretimindeki artıŞlardan daha fazla olması enflasyonun önemli bir nedenini oluŞturmaktadır. Diğer bir nedende mal ve hizmetlere    karŞı   duyulan    aŞırı    talep    nedeniyle    “talep    yönlü    nedenler”    ve    mal    ve hizmetlerin üretim maliyetlerinin artmasıyla ortaya çıkan arz yönlü nedenlerdir. İki tür enflasyondan söz edilebilir. Talep enflasyonu ve maliyet enflasyonu. Talep enflasyonu, tam istihdamdaki bir ekonomide, toplam talepte ortaya çıkan bir artıŞ, birçok mal ve hizmetin piyasasında aŞırı talep yaratarak fiyatları yükseltmektedir. Böylece ekonomi tam istihdamda iken hem mal ve hizmet hem de üretim faktörü piyasalarında görülen talep artıŞları enflasyona neden olmaktadır. Maliyet enflasyonu ise maliyetlerin yükselmesi, daha sonra fiyat artıŞları nedeniyle talebin yükselmesi biçiminde oluŞan enflasyon süreci olarak ifade edilmektedir. Maliyet artıŞları, ücretlerin yükselmesine, girdi fiyatlarının artmasına, bazı mal ve hizmetlerin fiyatlarının artıŞına, ithalatın pahalılaŞmasına, emeğin marjinal veriminin düŞmesine vb. bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Tam istihdam durumundaki bir ekonomide, toplam talepteki artıŞ, birçok mala iliŞkin piyasada aŞırı talep yaratarak fiyatları yükseltmektedir. Mal hizmet talebindeki artıŞ, faktör talebinde bir artıŞa neden olarak bunların fiyatlarını da yükseltmekte böylece hem mal ve hizmet piyasasında hem de üretim faktörleri piyasasındaki toplam talep artıŞı enflasyona neden olabilmektedir. 

Üretimde kullanılan girdi fiyatlarının yükselmesi ve bunun ardından ürün fiyatlarının artması ile ortaya çıkan süreç ise maliyet enflasyonu olarak kabul edilmektedir. 

Durgunluk 

Durgunluk, hammaddelere, iŞgücüne, mal ve hizmetlere yönelik talebin azalması sürecidir. Talep azalır ve genellikle ekonomideki faaliyet hızı yavaŞlar ya da ekonomide daralma ortaya çıkabilmektedir. 

İktisatçılar, yıllık olarak ölçülen reel gayri safi milli hasılada en az altı aylık bir dönem süren düŞüŞ olarak tanımlanmaktadır. GSMH, belirli bir zaman döneminde bir ekonomide üretilen ürün ve hizmetlerin reel miktarının bir ölçüsüdür. Reel GSMH’deki bir düŞüŞ ise, daha az girdi hammadde ve yarı mamul kullanımına, iŞsizlik oranının yükselmesine, sermaye stoklarının daha küçük bir yüzdesinin üretime ayrılmasına, yani tam kapasitenin altında çalıŞmasına yol açmaktadır. Kısaca reel üretim miktarının düŞmesi halinde reel gelir de düŞmektedir. 

Toplam talebin düŞmesi, toplam talepteki düŞme reel GSMH’de düŞmeye dolayısıyla, ekonomideki istihdam düzeyi ile kazanç ve gelirlerin düŞmesine yani durgunluğa neden olabilmektedir. Toplam talepteki düŞme yeterince Şiddetli ise ekonomi, kapasitenin altında faaliyetlerini sürdürmek zorunda kalabilecek, iŞsizlik artacaktır. Talep düŞüŞünün altı aylık dönemi aŞması halinde ekonomide durgunluk söz konusu olabilmektedir. Durgunluğun bir diğer nedeni ise toplam arzın düŞmesidir. Toplam      arzdaki      düŞme     ise      üretimde      düŞüŞe      ve     iŞsiz      sayısındaki     artıŞa  yol açabilecektir. 

Kıtlık 

Stagflasyon tanımı içerisinde yer almamasına karŞın bir ekonomik kriz dönemi olarak algılanan bir diğer süreç de kıtlıktır. Kıtlık belirlenen fiyat seviyesinde talebin arzdan daha fazla olduğu ekonomik ve psikolojik unsurlar taŞıyan bir durumdur. Enflasyonun tersine buradaki talep fazlası ekonominin genelinden çok, belirli ürün veya hizmetler için sözkonusudur. Bu nedenle genellikle spesifik ürünlerin veya hammaddeler ile ara malların arz eksikliğini nitelemek için kullanılır. 

Fiyatların ve üretim seviyelerinin devlet tarafından tespit edilmesi, kıtlığa yol açan faktörlerin baŞında gelmektedir. Tüketici harcamalarındaki artıŞlar, ekonomide üretim yetersizliklerine yol açabilir. Bazı hammaddelerin arzının yetersiz olması, bu hammaddelerin girdi olarak kullanıldığı tüketim veya endüstriyel ürünlerin kıtlığına yol açabilmektedir. Bunun dışında bazı endüstri kolları fiyatları daha yüksek bir noktaya çekebilmek için amaçlı bir Şekilde düşük kapasiteyle üretim yapmakta ve ürün teslimatlarının gecikmesine neden olarak kıtlığa yol açabilmektedir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri