Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Enflasyon Maliyetleri, Enflasyon Aldatmaca mıdır? 

İnsanlar enflasyondan hoşlanmaz ve hükümetler, enflasyonu azaltmayı amaçlayan sıkı maliye ve para politikalarını kabul ederken, kısa vadede bu politikalar daha yüksek işsizlik ve daha düşük hasıla anlamına geldiği halde, una değdiğini düşünürler. Enflasyon tam olarak neden bu kadar kötü bir şeydir?  

Enflasyonun kötü bir şey olduğunu göstermek için yaygın olarak kullanılan bazı iddialar aslında oldukça gerçek dışıdır, ve insanların enflasyon aldatmacasına kapıldığını ileri sürmektedir. İnsanlar, nominal ve reel değişmeleri karıştırdıkları zaman enflasyon aldatmacasına düşerler. İnsanların refahı nominal değişkenlere değil, reel değişkenlere bağlıdır.

Malların daha pahalı olmasına yol açtığı için enflasyon kötüdür demek yanlış olur. Eğer tüm nominal değişkenler aynı oranda artıyorsa, insanlar daha fazla nominal gelire sahip olurlar ve daha önceden olduğu gibi mallardan aynı fiziki miktarlarda satın alabilirler. Eğer insanlar nominal gelirlerinin de artıyor olduğunu düşünmeksizin nominal harcamalarını dikkate alıyorsa, para aldatmacasına kapılmışlardır. İnsanların ne kadar mal satın alabilecek güce sahip olduğunu bize reel gelir söyler. 

İkinci tür bir aldatmaca daha karmaşıktır. Reel ya da göreli petrol fiyatlarında belirgin bir artış olduğunu farz edin. Büyük miktarlarda petrol ithal eden ülkelerde şimdi, insanların maddi durumu daha kötü olacaktır. Ülke bir bütün olarak daha pahalı petrolü ithal edeceği ekstra dövizi kazanmak için, malları ulusal tüketimden ihracata yöneltmek zorundadır. Bu nedenle kişi başına ulusal tüketimin düşmesi zorunludur. Bununla birlikte bu düşüş iki farklı şekilde olabilir.

Birincisi, eğer işçiler petrolle ilgili ürünlerin daha yüksek olan maliyetlerini karşılamak için geçimlik ücret artışları talep etmezlerse bu mümkün olur. Eski parasal ücret düzeyi ile şimdi daha az mal satın alındığı için reel ücretler düşer. Ulusal firmaların ayrıca petrole dayalı enerji maliyetlerindeki artışı telafi ettiğini ve bu maliyetleri daha yüksek fiyatlar şeklinde intikal ettirmediğini farz edin. Ulusal fiyatlarda da ulusal parasal ücretlerde de artış yoktur. Ulusal ekonomi enflasyonsuz arz şokuna göre ayarlanmıştır. Ve insanların maddi durumu kaçınılmaz olarak daha kötüdür.

Bunun yerine insanların eski yaşam standartlarını sürdürmeye çalıştıklarını farzedin. İşçiler reel ücretlerini yeniden düzenlemek için yaşam maliyeti artışlarını hesaba katar, ve firmalar fiyatlarını daha yüksek ücret ve petrole dayalı enerji maliyetleri ile aynı ölçüde arttırarak kar paylarını korur. Hükümetin ekstra para basarak uyum gösterdiği yüksek bir enflasyon vardır. Sonuçta ekonomi yeni uzun dönem denge konumunda kalır, ama bu yeni denge neye benzemektedir?

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri