Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Fakirlik Nedir, Fakirlikle Mücadele

Fakirlik tüm ülkelerde en çok konuşulan konulardan biridir. Fakirlik iki farklı biçimde tanımlanır. Birinci yaklaşımda belirli büyüklükteki bir ailenin (örneğin 3 kişilik bir ailenin) beslenme, giyinme, barınma ve eğitim gibi temel ihtiyaçları minimum düzeyde karşılamak için sahip olması gereken gelir düzeyinden hareket edilir. Bu yaklaşımda belirli büyüklükteki bir ailenin temel ihtiyaçları minimum düzeyde karşılamak için gerekli gelire sahip olmaması durumuna mutlak fakirlik denir. 

Fakirlik tanımlanırken izlenen ikinci yol, fakirliğin nispi bir durum olduğu temel ihtiyaçlarını minimum düzeyde karşılayan fakat etrafındaki diğer kişilerden ortalama olarak örneğin yüzde yirmi daha az gelir elde eden bir kişinin de kendini fakir olarak değerlendirebileceği hususundan hareket edilir. Bu yaklaşımda toplumdaki ortalama gelirden belirli bir oranda daha az gelir elde edenlerin durumu, nispi fakirlik diye nitelendirilir. Önceki yaklaşımda olduğu gibi bu alternatif yaklaşımda da fakirlerin nüfusa oranına, fakirlik haddi denir.

Hükümetlerin Fakirlikle Mücadeleleri

Hükümetlerin bu amaçla izleyebilecekleri politikalardan birincisi, vasıfsız kişilerin gelirlerini arttırmaya yönelik bir uygulama olan minimum ücret politikasıdır. Hükümetin piyasa ücret haddinden yüksek bir ücret haddi belirlediği ve bu ücret haddinden düşük bir ücret haddi üzerinden işçi çalıştırılması yasakladığı bu politikanın, daha önce açıklandığı gibi iki sakıncası vardır. Firmaların gerçekten de minimum ücret üzerinden işçi çalıştırdıkları varsayılırsa, minimum ücret üzerinden çalışanların daha fazla ücret geliri elde etmelerini sağlayan bu uygulama, her şeyden önce piyasa koşullarında çalışabilecek durumda olanların bir kısmının işsiz kalmasına yol açar. Bir diğer sakıncası, işsiz kalanların piyasa ücret haddi üzerinden çalışmaya razı olmaları sonucu, minimum ücretin uygulamada geçersiz hale gelmesinin mümkün olabilmesidir. 

Hükümetlerin izleyeceği ikinci politika, fakirleri bazı temel mal ve hizmetlerden bedava yararlandırmasıdır. Bu bağlamda hükümet fakirlerin sağlık harcamalarını kendisi karşılayabileceği gibi, fakirler her ay belirli miktarda temel gıda maddesi marketlerden bedava temin etmelerini sağlayan kuponlar dağıtabilir veya eşdeğer bir ödeme yapabilir.

Hükümetlerin fakirlikle mücadelede izleyebilecekleri üçüncü politika, negatif gelir vergisi denilen uygulamadır. Belirli bir gelir düzeyinin altındaki ailelerin negatif vergi vermelerini sağlayan negatif gelir vergisi uygulamasında, hükümet her ailenin ödeyeceği vergiyi örneğin şu formül üzerinde belirler.

Ödenecek vergi =(Gelir x 1/3) – 5 Bin YTL

Kaynak: Prof. Dr. Erdem M. Ünsal

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri