Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

İktisatta ve İktisat Metodolojisinde Yöntem 

İktisat metodolojisi, iktisat biliminin yöntembilimsel ve bilgi kuramsal sorunlarını konu edinen bağımsız bir disiplindir. Bu yüzden iktisatçılarla iktisat yöntembilimcilerinin inceleme nesneleri birbirlerinden oldukça farklıdırlar. İktisatçıların temel amacı, iktisadi gerçekliğin işleyişini açıklamaya ilişkin doğru, tutarlı ve kabul edilebilir bilgi (teori, model, yaklaşım) üretmektir. İktisat yöntembilimcileri ise, iktisatçıların ürettiği bu bilgi ve teorilerin incelenmesini konu edinmektedirler. Dolayısıyla burada, iktisat biliminin yöntemi ile iktisat metodolojisinin yönteminin farklılığını belirginleştirmek özel bir önem taşımaktadır. 

İktisat metodolojisi literatüründe görülen bütün çalışmalar doğrudan yahut dolaylı olarak iktisat biliminde yöntem sorunlarıyla ilgilidirler. İktisat yöntembilimcileri iktisadi gerçekliği açıklamaya yahut işe yarar öndeyiler yapmamızı sağlayacak teoriler üretmeye çalışan iktisatçıların, bu etkinliği yaparken nasıl bir yöntem izlediklerini veya izlemeleri gerektiğini ortaya koymaya çalışmaktadırlar. 

Ancak iktisatçıların hangi yöntemi izleyerek bilgi ürettiklerinin belirlenmesi konusunda da bir yöntem farklılaşması sözkonusudur. Ayrıca bu ayırımın, sadece iktisat değil, diğer tüm bilim dalları için de geçerli olduğunun söylenmesi mümkündür. Zira bilgi üretim sürecinin kendisi üretilen bilginin niteliği kadar açıklama gerektirmektedir. Fakat genelde bilim adamlarının, özelde de iktisatçıların. Öncelikle yöntem sorunlarını halledip ardından bilgi üretme işine başladıkları pek görülmüş bir yöntem değildir. İktisat bilimine başlamadan * önce metodoloji üzerine eğilmek öğütlenmediği gibi, tersine bir çok iktisatçı böyle bir çalışmayı bir zaman israfı   olarak   görmektedir   (Caldwell.   1985.   ss.   188-89; Colander. 1992. s. 198). 

Bu durumda bir bilimin fiilen izlediği yöntem ile yöntembilimcilerin kafalarındaki yöntemin aynı olduğunun, yani. yöntembilimsel tartışmaların gündem maddeleri ile fiili yöntem sorunlarının gündem maddelerinin biribiriyle örtüştüğünün söylenmesi mümkün değildir. Çünkü ayrı bir bilim dalı olarak metodolojinin gündemi bütünüyle bilim adamlarının karşılaştıkları yöntem sorunlarından meydana gelmemektedir. Yöntembilimcilerin yöntembiiim alanının dışında karşılığı olmayan bir dizi tartışma konuları vardır ve bilim adamlarının büyük bir çoğunluğu bu tartışmalardan haberdar bile olmadan etkinliklerini yürütmektedirler.

Ayrıca iktisadın yönteminin ne olduğu tartışmasında birbirinden oldukça farklı bir çok yaklaşım ortaya çıkmaktadır. Doğal olarak bu yaklaşımların ele alınması da bir yöntem sorununu gündeme getirmektedir. Yani soru şu: iktisat yöntem bilimcileri inceleme nesneleri olan iktisat literatürünü nasıl ele alıyorlar? 

Bu çalışmada bir yöntembilimcinin ne tür bir yöntem çerçevesinde iktisadın yöntem sorunlarını ele aldığını belirlemek için bir temel ayırım yapılmıştır. Yöntembilimci, ya iktisat bilimi alanında olup biteni sadece betimlemeye, ya da bunun yanısıra, bilimsel etkinliğin yürütülebilmesi için bazı kurallar geliştirmeye, öneriler sunmaya çalışmaktadır. Birinci yaklaşıma betimsel iktisat metodolojisi, ikincisine ise kural koyucu iktisat metodolojisi denmektedir. 

Bu iki yaklaşım tarzı, sadece konu edindikleri nesneleri ele alış biçimi bakımından değil, bilim ve toplum anlayışı bakımından da önemli farklılıklar taşımaktadırlar. Zira kural koyucu metodoloji. bilimin mevcut konumunu güçlendirme ve ona meşruluk kazandırma işlevi görürken, betimselci yaklaşım bilimin sorgulanmasına zemin hazırlayıcı bir rol üstlenmektedir. 

Burada ilginç bir durumla karşılaşmaktayız. İktisat metodolojisi böyle bir ayırım çerçevesinde ele alındığında, egemen yaklaşımın kural koyucu metodoloji olduğu görülecektir. Fakat iktisat biliminin en önemli ayırımlarından birisi olan pozitif-normatif ayırımında iktisatçılar, olanın incelenmesi anlamında pozitif iktisada büyük önem vermekte, normatif iktisattan mümkün olduğu kadar kaçınılması gerektiğini söylemektedirler. Çünkü olması gereken devreye girince, değer yargıları gündeme gelecek, değer yargıları da görece olduklar için nesnel bilgi üretme imkanı ortadan kalkacaktır. Ancak değer yargılarının bilimsel etkinliğin dışında tutulma çabasının kendisinin de bir değer yargısı olarak benimsenmesini gerektirecek, bütün insanlar için geçerli nedenlerin olup olmadığı konusu tartışmaya açıldığında ise konu. bilim felsefesi ve metodolojinin de alanını aşarak uygarlık tartışmasına dönüşecektir. 

Bu nedenle, sadece olanın konu edinilmesini savunan pozitif bilim anlayışının temellendirilmesinde benimsenen yöntembilimsel yaklaşımın, mevcut bilimsel pratiğin betimlenmesiyle yetinmeyip, bilim ile bilim olmayanın birbirinden ayrıt edilmesi ve bir bilginin bilim olabilmesi için sahip olması gereken özelliklerin belirlenmesinde gerekli ölçütlerin geliştirilmesini, kısaca olması gerekeni konu edinmesinin, bilimin içinde üretildiği toplumda yüklendiği işlevler ve bilim adamlarının değer yargı sistemini besleyen uygarlık anlayışları hesaba katılmadan sadece epistemolojik gerekçelerle izah edilemeyeceğine burada işaret etmek gerekir. Betimsel metodolojik yaklaşımın modernizm sorgulamasıyla birlikte kendisini duyurması da. bu yargıyı teyit etmektedir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri