Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Kıtlık Nedir

Kıtlık ve bolluk, insan ihtiyaçlarını karşılamak bakımından faydalı kaynakların varlığı hakkında nispi, fakat muğlâk tanımlardır. Ekonomik işlemlerde bir fiyat sağlayan her şey (verimli topraklar, makineler ya da beşeri beceriler) kıt sayılabilir. Piyasa mekanizmasına uygun bu tanımın rasyonel nedeni, ekonomik bazı ajanların, daha düşük bir fiyatla söz konusu kaynaktan daha fazla kullanmak isteyecekleri düşüncesidir. Diğer bir değişle, bir kaynağın piyasada bir fiyatı varsa, bu kaynağı potansiyel olarak verimli alternatiflerde kullanmak isteyenlerden bazıları kaynaktan vazgeçmek durumuna düşecektir.

Son yıllarda nüfus artışı, çevre kirlenmesi, tarımsal üretimin ve petrolün sınırlılığı, hakkında analizler yapılmıştır. Toplumlar, kaynakların tükenmesi ve kıtlığın şiddetlenmesi karşısında seyirci mi kalacak, yoksa bir tepki gösterecek midir? Bu konuda Meadocws’un 1972’de yayımladığı Büyümenin Sınırları adlı yapıtına Solow karşı çıkmıştır. Talebe kıyasla kaynaklar daha kıt hale geldikçe fiyatlar yükselecek ve kaynakların geliştirilmesine yönelinecek, yeni hayat stilleri eskilerinin yerine geçecektir.

Bu bakımdan bazı ülkeler, gıda maddeleri arzındaki ani düşmelerden çok etkilenmektedir. Bu durum petrol kıtlığından çok önemlidir ve gerek dünya barışını, gerekse insan refahını tehdit edecek niteliktedir.

Kıtlık Rantı

Kıt bir kaynağın sahibine ödenen bedele denir. Klasik iktisatçılar doğal kıtlıkla yapay kıtlık arasında bir ayırım yapmaktadırlar. Doğal olarak kıt olan bir kaynağın arzı tamamen esneksizdir. Bu tür bir kaynağın sahipleri rant elde etmektedirler. Yapay olarak sınırlandırılan bir faktörün arzı ise tamamen esneksiz değildir. Bu tür bir kaynağın sahibi monopolcu bir getiri sağlamaktadır.

Kanundan doğan bazı sınırlamalar yapay kıtlığın kaynağını oluşturmaktadır. Bir mucide verilen patent, bir yazara verilen telif hakkı, bazı mesleklere girme hakkı ve bazı faaliyetleri yapma hakkı, yapay olarak kıtlık yaratmakta ve sahiplerine monopolcu bir getirinin verilmesini sağlamaktadır.

Ekonomik rant, bir kaynağa fonksiyonunu yerine getirmesi için gerekli olan bedelin ötesinde yapılan ya da atfedilen ödemedir. Daha genel bir ifadeyle, rant, toprağın orijinal ve imha edilmeyen kudretinin kullanılması karşılığında verilen tazminattır.

Genellikle rant teorisi David Ricardo ile ilişkilendirilmektedir. Adam Smith rant sorununa farklı bir açıdan bakmıştır: Bazen rantı bir malın fiyatının belirlenmesinde rol oynayan faktörlerden biri saymış, bazı durumlarda ise rantın, çiftçinin bir tarımsal ürün için sağladığı fiyat tarafından belirlendiğini öne sürmüştür. Ricardo bu analize açıklık getirerek ıslah edilmemiş bir toprak parçası için potansiyel kullanıcılar arasında meydana gelen rekabetten dolayı, bunların bir rant ödemeye hazır olduklarını, ödemedikleri takdirde alternatif olarak daha az verimli toprak üzerinde çiftçilik yapmak durumunda kalacaklarını ifade etmiştir.

Rant, toprağın verimi ile de ölçülebilmektedir: Birinci sınıf ıslah edilmemiş bir dönüm toprağın ürünüyle ikinci sınıf ıslah edilmemiş bir dönüm toprağın ürünü arasındaki fark, rant’tır.

Tanınmış sinema oyuncularıyla futbolcu ve basketbolcular da kıtlık rantı sağlamaktadırlar. Bu tür becerilerin arzı çok sınırlı olduğu ve artırılamadığı için, söz konusu becerilerin sahipleri çok yüksek ücretler talep etmektedirler.

Ancak bu ücretlerin bir kısmı kendilerini meslekte tutmak için ödenmekte olduğundan, üretim maliyetinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Bunun ötesinde ödenen ek ücret, asıl ücretten birkaç yüz kere daha yüksek olabilmekte ve kıtlık rantını ya da ekonomik rantı oluşturmaktadır. Arzın genişlemesine engel olan doğal sınırlamalarla idari kısıtlamalar ve monopol unsurları da kıtlık rantlarının oluşmasına yol açmaktadır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri