Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Kıymet Artışı Vergisi, Menkul ve Gayrimenkul Değer Artışı

Menkul ya da gayrimenkul servet unsurlarının değer artışları üzerinden alınan vergi. Sermaye kazançları vergisi konu olarak genelde menkul kıymetlerdeki değer artışlarını vergileyen bir vergi olarak kullanılmasına karşın, kıymet artışı vergisi, gayrimenkul değerlerdeki kıymet artışını konu olarak alır. 

Kıymet artışı vergilerinin konusu, kişi ya da kurumların sahibi bulundukları gayrimenkul servet­teki değer artışı, matrahı ise taşınmazın iktisap (alış) değeri ile satış değeri arasındaki farktır. Dolayısıyla tıpkı menkul sermayedeki (hisse senedi," tahvil vb) değer artışında olduğu gibi söz konusu fark bir gelir unsuru olarak kabul edilebilir. Kıymet artışı, gelir unsuru kabul edilince gelir vergisi kadrosu içinde vergilendirilir. Gerek menkul gerekse gayrimenkul servetteki değer artışları, vergi sistemi içinde gelir vergisi dışında ayrı bir kıymet artışı vergisi ile de vergilendirilebilir. Kıymet artışı vergilemesinde iki temel sorun vardır. Bunlardan birincisi değer artışının elde edilmesi, ikinci değer artışının hesabıdır. Kıymet artışı vergilerinde genellikle menkul ya da gayrimenkul servet unsurlarındaki değer artışının gerçekleşme (realizasyon) sonucu elde edildiği kabul edilmektedir. İkinci yaklaşımda belirli bir vergilen­dirme dönemi sonundaki servet unsuru değeri fark­larına göre, satış ya da herhangi bir şekilde bu farkın fiilen elde edildiğine bakılmaksızın tahakkuk ettiği varsayılır ve vergilendirme yapılır. Değer artışının hesaplanmasındaki sorun ise, ister gerçekleşsin ister nominal olarak tahakkuk ettiği varsayılsın, değer artışı içindeki enflasyon katkısının hesaba katılıp katılmayacağı meselesidir. gelişmiş ülkelerde servet artışı genellikle menkul kıymetlerde görülme­sine ve sermaye kazançları vergisi alınmasına karşın, az gelişmiş ülkelerde, hızlı kentleşme ve konut arzı yetersizliği nedeniyle, gayrimenkul servetlerde görü­len mevki rantları, gayrimenkul kıymet artışı vergisi ile vergilenmek istenmektedir. 

Türkiye'de gayrimenkuldeki (bina, arsa, arazi) rant "ve spekülasyon kazançlarını vergilemek ve emlak vergisi matrahını denetlemek için 1970 yılında Türk vergi sistemine giren gayrimenkul kıymet artışı vergisi, yada ivazlı olarak devir ve temlik, ya da trampa edilen arazi, arsa ve binaların iktisap mali­yeti ile karşılık olarak alınan değer (rayiç değer) ara­sındaki fark vergiye tabi tutulmuştur. Artan oranlı olarak alınan ve matrah tanımı ve rayiç değer tespiti güçlükleri nedeniyle çok sayıda vergi ihtilafı doğmasına yol açmış bulunan 31.12.1982 tarihinden itiba­ren yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri