Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Menkul Kıymetler Borsalarının Tarihsel Gelişimi 

Tüzel kişiliğe sahip menkul kıymet borsalarına ihtiyaç duyulmasının nedeni hisse senetlerinin güven ve istikrar ortamı içerisinde serbest rekabet koşulları altında alım-satımının yapılabilmesini sağlamak, ilgili hisse senedi için oluşan fiyatları tespit etmek ve ilan etmektir (Ercan ve Ban, 2005: 134). 

Belirli kural ve yönetmelikler çerçevesinde ve belirli bir yerleşim yerinde menkul kıymetlerin alım ve satımını yapmak amacıyla alıcı ve satıcı tarafların buluştuğu mekânlara Menkul Kıymet Borsası adı verilmektedir (Çapanoğlu, 1993: 129). 

Menkul kıymet borsaları, o borsaya kayıtlı finansal varlıkların alım satım işlemlerinin yapıldığı kapalı piyasalar olarak tanımlanabilir. Menkul kıymet borsalarının en temel yararlan yatırımcılara, finansal varlık sunan firmalara ve genel olarak sermaye pazarına devamlı bir piyasa oluşturması işlevidir. İkinci bir yararı ise borsada işlem gören hisse senetleri ve tahviller için doğru bir fiyatın oluşturulmasını sağlamalarıdır. Borsada işlem gören hisse senetleri ve tahvil fiyatlarından hareketle ülke ekonomilerinin yakın geleceklerini tahmin etmeye yardımcı olmak menkul kıymet borsalarının başka bir yararıdır (Sarıkamış, 2000: 90-91). 

Birincil piyasaya arz edilen menkul kıymetlerin arzını kolaylaştıran ikincil piyasalar menkul kıymet borsalarıdır. Birincil piyasada ihraç edilmiş menkul kıymetlerden satın alan yatırımcılar, ilgili menkul kıymeti elden çıkarmak istediklerinde bunu menkul kıymetler borsası sayesinde yapmaktadırlar. Menkul kıymet borsalarında yapılan bu alım-satımlar belirli özelliklere sahip uzman aracılar vasıtasıyla yapılmaktadır. Menkul kıymet almak veya satmak amacıyla aracıya verilen borsa emirlerinin uygulanması ile borsadaki işlemler oluşmaktadır (Gücenme, 1994: 33). 

Menkul kıymet borsalarının fonksiyonları şu şekilde sıralanabilir (Aksoy ve Tanrıöven, 2007: 166-167):

-   Menkul   kıymet  türündeki   yatırım   araçlarına   hareketlilik  ve   likidite kazandırır,

- Sermayenin mülkiyetinin geniş kesimlere yayılması noktasında katkı sağlar,

-  Menkul kıymetler borsasına kote olan ve işlem gören hisse senetlerinin birbirleri ile rekabet etmelerini sağlayan bir ortam oluşturur,

- Menkul kıymet borsaları atıl kaynakların rasyonel kullanılmasını ve böylece daha büyük sermayelerin oluşmasını sağlar,

-  Menkul kıymet borsaları işletmelerin hisse senedi fiyatlarının artması ile sermaye maliyetinin azalmasına katkı sağlar,

- Menkul kıymetler borsası piyasalarda oluşan fiyatların etkisiyle tasarrufların ve sermayenin kârlı ve başarılı alanlara akışını sağlar,

- Menkul kıymetler borsası üçüncü kişilere, kamuyu aydınlatma ve şeffaflık düzenlemeleri  çerçevesinde,  menkul kıymetlerle ilgili bilgilere ulaşmalarını ve kararlarını şekillendirecek bilgileri maliyetsiz olarak nitelenebilecek bir şekilde elde etmelerini sağlar. 

Fon eksiği olan şirketlerin fon toplamak amacıyla uygun gördükleri çeşitli fınansal araçları belli bir yasal düzenleme çerçevesinde halka arz ederek, fon fazlası olanlardan ihtiyaç duydukları fonu sağladıkları piyasalar birincil piyasalar (primary market)dır. Bu şekilde halka arz edilen başlıca fınansal araçlar ortaklık hakkı veren hisse senetleri, bir tür uzun vadeli borç senetleri olan tahviller ve bunların değişik biçimleri olan diğer menkul kıymetlerdir (Sarıaslan ve Erol, 2008: 29-30). Birincil piyasada halka arz edilmiş menkul kıymetlerin alım satımının yapıldığı piyasalar olan ikincil piyasalar (secondary market), birincil piyasaları tamamlayarak, birincil piyasalara işlerlik ve likidite kazandırmaktadır (Sarıaslan ve Erol, 2008, 35). 

Kuruluşlarındaki yasal özellikler ve düzenlemeler açısından menkul kıymet borsalarını Devlet Borsaları, Özel Borsalar ve Karma Borsalar olarak üç başlık altında toplamak mümkündür. Genellikle bir kanunla kurulan ve borsanın yönetiminin resmi aracılar tarafından oluşturulan kurullara bırakıldığı menkul kıymet borsası türü Devlet Borsasıdır. Devlet borsalarına örnek olarak Kıta Avrupası'ndaki menkul kıymet borsaları verilebilir. Özel borsalar ise borsa üyeleri tarafından kurulan, mesleki kuruluş niteliğine sahip ve kâr amacı taşımayan anonim şirket statüsündeki menkul kıymet borsalarıdır. Bu borsaların örneği ise Anglo-Sakson ülkelerindeki menkul kıymet borsalarıdır. Kısmen özel borsalar gibi, kısmen de devlet borsası gibi resmi nitelik taşıyan borsalar ise karma borsalar olarak tanımlanmaktadırlar. Bu tip borsaya örnek olarak da kanunla kurulmuş olmasına rağmen, idari açıdan ticaret odasına bağlanması nedeniyle mesleki bir kuruluş haline gelen İtalya Menkul Kıymetler Borsası verilebilir (Haydaroğlu, 1995: 21-22). 

Dünyanın en önemli borsalarından biri olan New York Borsası kurulmasından önce tüccarlar New York'ta bulunan Wall Street semtinde kurulan piyasada serbest piyasa koşullarına göre şirketlerin hisse senetleri ve tahvillerini satmaktaydılar. Daha sonra 17 Mayıs 1792'de 24 tüccarın bir araya gelerek yaptıkları anlaşma ile New York Borsası kurulmuştur. Bu zamana kadar olan hisse senedi alım satımları Wall Street'te bulunan bir çınar ağacının altında yapılmıştır. 

Ancak 1792’deki bu anlaşmanın ardından 1817 yılına kadar borsa işlemleri aynı yere yakın bir kahvehanede yürütülmüştür. 1817’de “New York Stock and Exchange Board” ismiyle çalışmalarına devam eden borsanın ismi 1863’de değiştirilerek “New York Stock Exchange” olmuştur (Ceylan, 2003: 371-372). 

Fon ihtiyacı olan işletmelerin borsaya kote olmuş hisse senedi veya tahvile sahip olmalarının o işletmeye bazı faydalan vardır. Bunlar (Afşar, 2006: 193):

-Borsaya kote olmuş fınansal varlıklara yatırımcıların daha çok ilgi göstermeleri nedeniyle bu fınansal varlıkların fiyatları yüksek olmaktadır,

-Daha geniş alıcı kitlesi olduğu için şirketin bilinirliği artar. Buna ek olarak şirkete ait senetlerin toplanarak, şirket denetiminin ele geçirilmesi imkânı da azalmış olur,

-Fiyatlardaki dalgalanmalar daha önemsizdir,

-Piyasadaki şirket faaliyetlerine olan ilgi fiyatlardaki değişiklere göre gözlemlenebilir şeklinde sıralanabilir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri