Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Müsadere Nedir, Genel Müsadere

“Bir malı hazine mülkiyetine geçiren bir kesin tedbir”i ifade eden müsadere, Türk Ceza Kanununun 36. maddesinde düzenlenmiştir. TCK. M.36’nın konumuzu ilgilendiren ilk iki fıkrasında şöyle denilmektedir;

“Mahkumiyet halinde cürüm (cezayı gerektiren fiil) veya kabahatte kullanılan veya kullanılmak üzere hazırlanan veya fiilin irtikabından husule gelen (suç nedeniyle oluşan) eşya fiilde methali olmayan (suça yabanı olan) kimselere ait olmamak şartıyla mahkemece zapt ve müsadere olunur.

Kullanılması, yapılması, taşınması, bulundurulması ve satılması cürüm veya kabahat teşkil eden eşya, bir ceza mahkumiyeti olmasa ve faile ait bulunmasa bile mutlaka zapt ve müsadere olunur.

Görüldüğü gibi müsadere, yasada yazılı durumlarda belli bir veya birkaç şeyin, sahibinin mülkiyetinden alınıp, Devletin mülkiyetine geçirilmesini ifade etmektedir. Bu açıdan BanK.m14’teki sonucu doğurmaktadır. Ancak, farklı olarak, müsaderede elkonulan eşyanın suçta kullanılmış veya suçta kullanılmak üzere hazırlanmış ya da suç nedeniyle oluşmuş bulunması şarttır. Suçlunun mahkumiyetine karar verilmiş olması birinci fıkra hükmü gereğidir. Suçla ilgili olmayan bir kimse de ait olmaması gerekir.

İkinci fıkra hükmüne göre ise, ortada herhangi bir ceza mahkumiyeti bulunmasa ve eşya faile ait olmasa bile, şayet kullanılması, yapılması, taşınması, bulundurulması, satılması cürüm veya kabahat oluşturacak nitelikte ise yine müsadere konusu olur. Yasal yollardan edinilmiş hisse senetlerinin bu fıkrada belirtilen eşyadan olmadığı açıktır. Nihayet bir başka ve çok önemli farkılılık da, müsaderenin yani özel mülkiyetten alınıp kamu mülkiyetine devretme işleminin de yetkili mahkeme taraından karara bağlanması zorunluluğunda kendini göstermektedir. Değil, olağan yasal yollardan edinilmiş bir taşınır malın, suçla ilintili bir eşyanın dahi mülkiyetine el konulması söz konusu olduğunda, bu işlemin gerçekleşmesi için mahkeme kararının aranması, mülkiyet hakkının öneminin ve adaletin değerinin kaçınılmaz biçimde tanınması zorunluluğundan ileri gelmektedir.

Kaynak: Reha Tanör - Finansal Kriz ve Sermaye Piyasası - TSAPKB

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri