Günümüzde 32 ülke enerji üretiminde petrol açısından dışa bağımlılıktan kurtulmak ve olası petrol krizlerinde karşılaşabilecekleri zararı en aza indirmek ve enerji üretiminde kaynak çeşitliliği sağlayarak olası talep risklerini dengelemek için nükleer enerjiden faydalanmaktadır.

Günümüzde kullanılan nükleer enerji santrallerinin yatırım maliyetleri teknolojinin yeniliğinden dolayı oldukça yüksektir. Yatırım maliyetini etkileyen diğer bir husus ise santralın güvenlik ve kullanılan teknolojinin yeniliğidir. Nükleer santrallerin enerji üretirken kullandıkları yakıt maliyeti düşüktür dolayısıyla birim enerji maliyetine etkisi çok sınırlıdır. Nükleer santralin yakıt maliyetinin iki katma çıkması üretim maliyetini sadece %10 oranında etkilerken, bu oran doğal gaz ile enerji üretimi yapan bir santralde %60-80 maliyet artışına sebep olmaktadır.

Nükleer santrallerde enerji elde etme sürecinde havayı kirleten veya sera etkisi gösteren gazların salınımı en alt düzeydedir. Bütün nükleer yakıt çevrimi aşamalarında üretilen kW saat enerji başına 25 gram karbon salınımı yapılmaktadır. Salınım miktarı yenilebilir enerji kaynaklarının kullanımı sırasında ortaya çıkan karbon salınımı ile yaklaşık olarak aynı düzeydedir.

Enerji Kaynağı Olarak Nükleer Enerjinin Üstünlükleri

Fosil kaynaklardan farklı olarak nükleer enerji yoğun, stoklanabilen, stoklama maliyeti düşük olan bir enerji türüdür. Doğal gaz enerjisinin kullanımı gibi madde nakli için boru hatları gerekli değildir. Enerji üretim maliyeti içerisinde yakıt maliyeti fosil enerji türlerine göre %15-20 oranında daha düşüktür. Bununla beraber diğer enerji türleri piyasalarında meydana gelen değişikliklerden kolaylıkla etkilenmemekte bu durum enerji birim fiyatı istikrarının korunmasına yardımcı olmaktadır.