Türkiye fay hatlarının, dağ kuşaklarının ve deprem kuşaklarının kesiştiği bir coğrafyada yer almaktadır. Özellikle Batı Anadolu'da yer alan bir çok sıcak su kaynağının volkanik faaliyetler sonucunda oluştuğu tespit edilmiştir.

Türkiye jeotermal potansiyeli açısından Avrupa'da birinci, dünyada yedinci sırada yer almaktadır. Enerji Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'nin elektrik üretimi amaçlı kullanılabilecek (görünür ve mümkün) toplam jeotermal potansiyeli 4,500 MW/yıl, termal amaçlı kullanılabilecek toplam potansiyeli ise 31,000 MW/yıldır. Ancak Türkiye jeotermal potansiyelinin sadece %7'sinin kullanılmaktadır.

Ülkemizde jeotermal enerji arama çalışmaları 1960 yıllarında MTA Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda Türkiye'de 140 adet jeotermal saha belirlenmiştir. Gerçekleştirilen ön çalışmalar sonucunda 5 adet sahanın (Denizli-Kızıldere, Çanakkale-Tuzla, İzmir-Seferihisar, Aydın-Germencik, Aydın-Salavatlı) elektrik üretimine diğerlerinin ise ısıtma ve termal kullanıma uygun olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen bölgelerden Gönen, Simav-Eynal, Kızılcahamam, Afyon Göcek, İzmir-Balçova, Sandıklı-Hüdai jeotermal sahalarında şehir ısıtmacılığı, Şanlıurfa-Karaali jeotermal sahasında sera ısıtmacılığı, diğer alanlarda ise termal kullanım gerçekleştirilmektedir.

Ülkemiz yaygın bir jeotermal alan kaynağına sahip olmakla birlikte jeotermal enerjiyi elektrik enerjiye dönüştüren tek tesisin sadece 20.4 MWTık güce sahip, Türk Elektrik Kurumu tarafından Kızıldere-Denizli'de .kurulan güç ünitesi olduğu görülmektedir.

Jeotermal enerji ülkemizde yaygın olarak elektrik enerjisi üretmek üzere kullanılmakla birlikte merkezi ısıtmada, tarımsal amaçlı kullanımda, proses sıcak su üretiminde, kaplıca amaçlı kullanımda ve kimyasal madde üretiminde de kullanılmaktadır.

Türkiye'de 2003 yılında gerçekleştirilen 140.580 GWh'hk toplam elektrik üretiminin %0,1'lik kısmı hidroelektrik santrallerinden sağlanmıştır.