|
Üretim Seviyesi ve Hisse Senedi Getirisi İlişkisi
Reel ekonomik faaliyet seviyesi (endüstriyel üretim olarak da
alınabilir) beklenen gelecek nakit akımları üzerine
etkisi yoluyla hisse senedi fiyatları ile pozitif
ilişkiye sahiptir (Erdem, Arslan ve Erdem, 2005:
988). Hisse senedi piyasası yerel kaynaklan harekete
geçirerek ve onları verimli yatırımlara kanalize
ederek ekonomide önemli bir rol oynamaktadır. Bu
durum hisse senedi piyasasının ekonomi ile anlamlı
bir ilişkiye sahip olması gerektiğini
belirtmektedir. İlişki genelde iki şekilde
görülebilir. Birinci bakış açısı, hisse senedi
piyasasını ülkede ekonomik faaliyetin ön göstergesi
olarak görürken, ikincisi hisse senedi piyasasının
özellikle toplam tüketim ve yatırım yoluyla toplam
talep üzerindeki mümkün etkisi üzerine
odaklanmaktadır. Diğer bir değişle, hisse senedi
piyasasındaki değişimlerin tüketim harcamaları,
yatırım harcamaları, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH),
endüstriyel üretim endeksi vb. gibi makro ekonomik
değişkenlerde dalgalanmalara neden olup olmadığı
veya bu değişkenlerin hisse senedi piyasasında
değişimlere neden olup olmadığı incelenmek için ilgi
çekici bir konudur. Birinci durum hisse senedi
piyasasının ekonomik faaliyetlerin öncüsü olduğunu
gösterirken, diğer durum hisse senedi piyasasının
ekonomik faaliyetlerden etkilendiğini göstermektedir
(Husain ve Mahmood, 2001: 107).
Hisse senedi
piyasası ve makro ekonomik değişkenler arasındaki
nedensellik ilişkisi ile uğraşan çalışmalar hisse
senedi fiyatlarının tüketim harcamaları, yatırım
harcamaları ve ekonomik faaliyetler ile ilişkisi
üzerine odaklanmıştır. Bu çalışmalarda ekonomik
faaliyet genellikle GSYİH ve/veya endüstriyel üretim
endeksi olarak alınmıştır. Hisse senedi fiyatları ve
ekonomik faaliyetler arasındaki ilişki, hisse senedi
piyasasının rolünü incelemek yani hisse senedi
piyasasının
ekonomik faaliyetler için
bir öncü olup olmadığı veya ekonomik faaliyetleri
takip edip etmediğini belirlemek için
araştırılmaktadır. Bununla birlikte, hisse senedi
fiyatları ile toplam talep, tüketim ve yatırım
bileşenleri arasındaki ilişki bazen çelişkili
sonuçlar vermekte ve hisse senedi fiyat değişimleri
ve makro ekonomik değişkenler arasındaki
nedenselliğin yönü ile ilgili belirsizliğe neden
olmaktadır (Husain ve Mahmood, 2001: 108-109).
Üretim devamlı olduğu ve diğer makro ekonomik değişkenler ile
ilişkili olduğu için hisse senedi getirileri gelecek
endüstriyel üretim büyümesine öncülük eder ve
gelecek endüstriyel üretim büyümesini tahmin
edebilir. Örneğin, dayanıklı mal siparişlerinin
üretime öncülük eden sabit, uzun vadeli ilişki
oluşturduğunu farz edelim. O zaman bugünkü dayanıklı
mallardaki yenilikler daha yüksek endüstriyel üretim
beklentisi ve buna bağlı olarak hisse senedi
fiyatlarında artışa neden olacak daha yüksek nakit
akımlarına yol açacaktır. Eğer bu ilişki zaman
içerisinde sabit olursa, hisse senedi fiyatları
endüstriyel üretim ve diğer makro ekonomik faaliyet
ölçüleri ile eşbütünleşik olur. Buna göre,
koentegrasyonun varlığı hisse senedi fiyatları,
nakit akımları ve makro ekonomik değişkenler
arasında sabit, uzun vadeli ve tahmin edilebilir
ilişkiye işaret etmektedir (Nasseh ve Strauss, 2000:
230-231).
Hisse senedi
fiyatları ve makro ekonomik faaliyetler arasındaki
koentegrasyon, üretimdeki devamlı artışlar yoluyla
hisse senedi piyasasında oynaklığa neden olacaktır
ve bu da günümüz hisse senedi fiyatlarında büyük
artışlarla sonuçlanacaktır. Halbuki, eğer üretim
faaliyeti geçici yenilikler ile karakterize edilirse
veya hisse senedi fiyatları ve üretim arasında
koentegrasyon dengesinin olmaması durumunda mevcut
üretim yenilikleri hisse senedi fiyatları üzerinde
daha küçük bir etkiye sahip olacaktır. Bu da hisse
senedi fiyatlarında daha düşük volatiliteye yol
açacaktır. Pratikte, makro ekonomik yenilikler hem
devamlı hem de geçici unsurlara sahiptir. Diğer bir
değişle, hisse senedi fiyatının üretim yeniliklerine
tepkisi şokun beklenen devamlılığına bağlı
olmaktadır. Örneğin, eğer bir işletme son çeyrekte
zayıf bir kazanç ilan ederse ve bu durumun devamlı
olacağı beklenirse hisse senedi fiyatları sürekli
düşecektir. Eğer kazançlar geçici ise hisse senedi
fiyatlarında daha düşük bir değişim olacaktır. Bu
nedenle, oynaklık ekonomideki geçici ve kalıcı
şokların kompozisyonunun bir fonksiyonu olur ve eğer
koentegrasyon mevcut ise oynaklık daha büyük olarak
ortaya çıkar (Nasseh ve Strauss, 2000: 231).
|