Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Üretim Seviyesi ve Hisse Senedi Getirisi İlişkisi 

Reel ekonomik faaliyet seviyesi (endüstriyel üretim olarak da alınabilir) beklenen gelecek nakit akımları üzerine etkisi yoluyla hisse senedi fiyatları ile pozitif ilişkiye sahiptir (Erdem, Arslan ve Erdem, 2005: 988). Hisse senedi piyasası yerel kaynaklan harekete geçirerek ve onları verimli yatırımlara kanalize ederek ekonomide önemli bir rol oynamaktadır. Bu durum hisse senedi piyasasının ekonomi ile anlamlı bir ilişkiye sahip olması gerektiğini belirtmektedir. İlişki genelde iki şekilde görülebilir. Birinci bakış açısı, hisse senedi piyasasını ülkede ekonomik faaliyetin ön göstergesi olarak görürken, ikincisi hisse senedi piyasasının özellikle toplam tüketim ve yatırım yoluyla toplam talep üzerindeki mümkün etkisi üzerine odaklanmaktadır. Diğer bir değişle, hisse senedi piyasasındaki değişimlerin tüketim harcamaları, yatırım harcamaları, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH), endüstriyel üretim endeksi vb. gibi makro ekonomik değişkenlerde dalgalanmalara neden olup olmadığı veya bu değişkenlerin hisse senedi piyasasında değişimlere neden olup olmadığı incelenmek için ilgi çekici bir konudur. Birinci durum hisse senedi piyasasının ekonomik faaliyetlerin öncüsü olduğunu gösterirken, diğer durum hisse senedi piyasasının ekonomik faaliyetlerden etkilendiğini göstermektedir (Husain ve Mahmood, 2001: 107). 

Hisse senedi piyasası ve makro ekonomik değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi ile uğraşan çalışmalar hisse senedi fiyatlarının tüketim harcamaları, yatırım harcamaları ve ekonomik faaliyetler ile ilişkisi üzerine odaklanmıştır. Bu çalışmalarda ekonomik faaliyet genellikle GSYİH ve/veya endüstriyel üretim endeksi olarak alınmıştır. Hisse senedi fiyatları ve ekonomik faaliyetler arasındaki ilişki, hisse senedi piyasasının rolünü incelemek yani hisse senedi piyasasının ekonomik faaliyetler için bir öncü olup olmadığı veya ekonomik faaliyetleri takip edip etmediğini belirlemek için araştırılmaktadır. Bununla birlikte, hisse senedi fiyatları ile toplam talep, tüketim ve yatırım bileşenleri arasındaki ilişki bazen çelişkili sonuçlar vermekte ve hisse senedi fiyat değişimleri ve makro ekonomik değişkenler arasındaki nedenselliğin yönü ile ilgili belirsizliğe neden olmaktadır (Husain ve Mahmood, 2001: 108-109). 

Üretim devamlı olduğu ve diğer makro ekonomik değişkenler ile ilişkili olduğu için hisse senedi getirileri gelecek endüstriyel üretim büyümesine öncülük eder ve gelecek endüstriyel üretim büyümesini tahmin edebilir. Örneğin, dayanıklı mal siparişlerinin üretime öncülük eden sabit, uzun vadeli ilişki oluşturduğunu farz edelim. O zaman bugünkü dayanıklı mallardaki yenilikler daha yüksek endüstriyel üretim beklentisi ve buna bağlı olarak hisse senedi fiyatlarında artışa neden olacak daha yüksek nakit akımlarına yol açacaktır. Eğer bu ilişki zaman içerisinde sabit olursa, hisse senedi fiyatları endüstriyel üretim ve diğer makro ekonomik faaliyet ölçüleri ile eşbütünleşik olur. Buna göre, koentegrasyonun varlığı hisse senedi fiyatları, nakit akımları ve makro ekonomik değişkenler arasında sabit, uzun vadeli ve tahmin edilebilir ilişkiye işaret etmektedir (Nasseh ve Strauss, 2000: 230-231). 

Hisse senedi fiyatları ve makro ekonomik faaliyetler arasındaki koentegrasyon, üretimdeki devamlı artışlar yoluyla hisse senedi piyasasında oynaklığa neden olacaktır ve bu da günümüz hisse senedi fiyatlarında büyük artışlarla sonuçlanacaktır. Halbuki, eğer üretim faaliyeti geçici yenilikler ile karakterize edilirse veya hisse senedi fiyatları ve üretim arasında koentegrasyon dengesinin olmaması durumunda mevcut üretim yenilikleri hisse senedi fiyatları üzerinde daha küçük bir etkiye sahip olacaktır. Bu da hisse senedi fiyatlarında daha düşük volatiliteye yol açacaktır. Pratikte, makro ekonomik yenilikler hem devamlı hem de geçici unsurlara sahiptir. Diğer bir değişle, hisse senedi fiyatının üretim yeniliklerine tepkisi şokun beklenen devamlılığına bağlı olmaktadır. Örneğin, eğer bir işletme son çeyrekte zayıf bir kazanç ilan ederse ve bu durumun devamlı olacağı beklenirse hisse senedi fiyatları sürekli düşecektir. Eğer kazançlar geçici ise hisse senedi fiyatlarında daha düşük bir değişim olacaktır. Bu nedenle, oynaklık ekonomideki geçici ve kalıcı şokların kompozisyonunun bir fonksiyonu olur ve eğer koentegrasyon mevcut ise oynaklık daha büyük olarak ortaya çıkar (Nasseh ve Strauss, 2000: 231).

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri