Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

2008 Global Krizi

2008 yılında patlak veren global kriz sürecine ilişkin olarak değerlendirmeler yaparken süreci 2001 yılına kadar geri götürmek gerekmektedir. Uzakdoğu, Arjantin ve Türkiye'de meydana gelen krizlerin yaşatmış olduğu şok dalgalarının ardından global ekonomik sistemde resesyon yaşanabileceği korkulan gün yüzüne çıkmaya başlamaktaydı. 

Global ekonominin resesyona girmemesi için önce bunun üçte birinden fazlasını oluşturan ABD ekonomisinin ayağa kalkabilmesi gerekiyordu. Bunun için de ABD ekonomisinin üçte ikisini oluşturan özel tüketim harcamalarındaki artışın başlaması çok önemliydi. Özel tüketim harcamalarının artması halinde üretim ve yatırım harcamaları hızlanacaktı. Bu da istihdam yaratarak, artan gelirler üzerinden yeniden özel tüketim harcamalarını destekleyen olumlu bir döngü yaratacaktı. Vergi indirimleri ile ortaya çıkan ek gelir tüketimi destekleyebilirdi ama hem itici gücü limitliydi hem de uzun süre sürdürülemezdi. Daha ziyade tüketicileri harcamaya yöneltecek servet artışı kanalı çalışmalıydı. Diğer bir deyişle ABD'li tüketiciler daha çok zenginleştiklerini gördükçe tüketim eğilimleri de artacaktı Servet artışını sağlayacak en önemli mekanizma hisse senedi ve gayrimenkul yatırımlarıydı. (Özel, 2008, s. 27)

Ucuz ve bol kredi imkânları ile gayrimenkul sektörü teşvik edilirse, hane halkının %68'ini ilgilendiren gayrimenkul sektörü üzerinden ABD ekonomisi yeniden ayağa kalkabilirdi.(Özel, 2008, s. 29) (2008 krizinin nedenleri)

Ev fiyatlarının artması ev sahiplerinin tüketimlerini artıracak ve ekonomik aktivitenin yeniden hızlanmasını destekleyecekti. Evlerinin değeri artan ev sahipleri bu değer artışına istinaden bankalardan daha fazla kredi kullanabilecekler ve bu ek kredi imkânıyla evlerinin tadilatından arabalarını veya mobilyalarını değiştirmeye kadar çeşitli şekillerde tüketimlerini artırabileceklerdi. Yeni kredi almasalar bile faizler düştüğünde daha yüksek faizli eski kredilerini daha düşük faizle değiştirebilecekler ve aylık taksit ödemelerinin miktarını azaltabileceklerdi. Bu da yine birçok aile için yeni bir ciddi miktarda harcama imkânı anlamına geliyordu. (Özel, 2008, s. 29) 

FED Faiz Oranları 

FED FAİZ %

AY/GUN

1999

2000

2001

2002

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

Oca.01

4.75

5.50

6.50

1.75

1.25

1.00

2.25

4.25

5.25

4.25

0-0.25

Şub.01

4.75

5.50

5.50

1.75

1.26

1.00

2.25

4.50

5.25

3.00

0-0.25

Mar.01

4.75

5.75

5.50

1.75

1.25

1.00

2.50

4.50

5.25

3.00

0-0.25

Nis.01

4.75

6.00

5.00

1.75

1.25

1.00

2.75

4.75

5.25

2.25

0-0.25

May. 01

4.75

6.00

4.50

1.75

1.25

1.00

2.75

4.75

5.25

2.00

0-0.25

Haz.01

4.75

6.50

4.00

1.75

1.25

1.00

3.00

5.00

5.25

2.00

0-0.25

Tem.01

5.00

6.50

3.75

1.75

1.00

1.25

3.25

5.25

5.25

2.00

0-0.25

Ağu.01

5.00

6.50

3.75

1.75

1.00

1.25

3.25

5.25

5.25

2.00

0-0.25

Eyl.01

5.25

6.50

3.50

1.75

1.00

1.50

3.50

5.25

5.25

2.00

0-0.25

Eki.01

5.25

6.50

3.00

1.75

1.00

1.75

3.75

5.25

4.75

2.00

0-0.25

Kas.01

5.25

6.50

2.50

1.75

1.00

1.75

4.00

5.25

4.50

1.00

0-0.25

Ara. 01

5.50

6.50

2.00

1.25

1.00

2.00

4.00

5.25

4.50

1.00

0-0.25

Kaynak:http://www.moneycafe.com/library/fedfundsrate.htm#chart (01.02.2010) 

Yukarıdaki tabloda yıllar itibariyle FED faiz oranlan gösterilmiştir. Yukarıda ifade edildiği gibi ABD ekonomisinin içinde bulunduğu zor koşullardan sıynlma çabalannın bir göstergesi olarak özellikle 2001 yılından başlayarak 2004 yılı ikinci çeyreğe kadar faiz oranlarını dramatik bir şekilde düşürmüştür.2004 yılı ikinci çeyreğinden itbaren ABD ekonomisinde enflasyon endişelerinin ortaya çıkmasıyla, FED faiz oranlannda artışa gitmiştir.2007'nin son çeyreğinden itibaren kademeli olarak faizleri aşağıya çektiği görülmektedir.

İngiltere'nin bu krizdeki rolü büyük öneme sahiptir. Çünkü geleneksel görüşün aksine, krizin dinamikleri orada gelişmiştir. Thatcher hükümeti, Amerikan firmalarının külfetli regülasyon uygulamalarından kaçabilecekleri bir yer olarak Londra'yı New York fınans dünyası için cazibe merkezi haline getirmişti. Tony Blair hükümeti ve Bakan Gordon Brown bu stratejiyi sürdürmüş, Brown İngiltere'nin "sınırlı regülasyon" uygulamasıyla övünmüştür. Böylece Amerika'da ticari bankalan yatınm bankalanndan ayıran Glass-Steagal Kanunu'nun iptalini gerçekleştirecek şekilde bir politik baskı ortamı oluşmuştur. Bu kanunun iptali 1999 yılında hedge fonlar, mortgage brokerlan ve benzerlerinden oluşan regülasyona tabi olmayan gölge bankacılık sisteminin büyümesini sağlayarak fiili finansal liberalizasyon yaratmıştır. Bu gölge sistem daha sonra bankaları birbirine bağlayan finansal işlemlere de yayılmış ve sonuç olarak bankaların çöküşünü getirmiştir. (Wade, 2009, s. 10) 

2008 krizinin etkileri

Kriz döneminde derecelendirme kuruluşlarına ve denetleyici ve düzenleyici kurumlara ilişkin olarak bir takım haklı eleştiriler öne sürülmüştür.

Derecelendirme kuruluşları ile ilgili en önemli problem çıkar çatışmasıdır. Bankalarla ve diğer mali kuruluşlarla ilgili notlar veren rating kuruluşları bu firmalar tarafından finanse edilmektedir. Hal böyle olunca derecelendirme kuruluşlarının objektif değerlendirme yapma kabiliyetleri azalmaktadır. Diğer yandan derecelendirme kuruluşları firmaların finansal problemlerini her zaman tespit edememektedirler. Bazen de sorunu kısmen veya çok gecikmeli olarak görebilirler. Örneğin, Enron'un iflas başvurusundan çok kısa bir süre öncesine kadar derecelendirme kuruluşları firmanın problemli olduğunu tespit edememiştir. Tabi ki bunda Enron'un gerçeğe aykırı şekilde hazırladığı mali tablolarının da etkisi vardır.(Alantar, 2008, s.4) 

Derecelendirme kuruluşları finansal enstrümanları dizayn eden bankalar ve enstrümanın alıcıları kadar dayanak varlık hakkında bilgiye sahip olmayabilirler. Bir diğer sorun derecelendirme kuruluşlarının sadece temerrüt riskini derecelendirmeleridir Hâlbuki likidite riski ve rating değiştirme riskinin de ölçülmesi gerekmektedir. Derecelendirme kuruluşlarından hizmet alanların derecelendirme hizmetlerinin bu dar kapsamından haberdar değildirler. (Alantar, 2008, s.4) 

Düzenleyici denetleyici kuruluşların özellikle de FED'in değişen risk ortamına karşı önlem almakta geciktiği söylenebilir. FED başkanı Mayıs 2007 de yaptığı bir açıklamada konut piyasasındaki sıkıntıların ekonominin geri kalanına ve finansal sisteme yayılacağını beklemediklerini dile getirmiştir. Uygulamada ise tam tersi olmuş ve 2,5 yıl içinde konut piyasasındaki problemler tüm finansal sistemi ve reel ekonomiyi etkisi altına almıştır. Daha da kötüsü başka ülkelere yayılarak küresel bir boyut kazanmıştır. (Alantar, 2008, s.4-5)

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005