Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Avrupa Topluluğu Gümrük Politikaları Daire Başkanı Richard Gondon İle Avrupa Birliği ve Gümrük Birliği Üzerine 

Gümrük Birliğine geçtikten sonra nasıl bir gümrük sis­temi kurdunuz. Kurduğunuz bu sistem yerel gümrük mü­dürlükleri için uyulması mecburi sandartlar getiriyor mu?

Gümrük Birliğine geçtik ama 1986'dan sonra oluştur­duğumuz sistem içinde her mahalli idare kendi sistemine sa­hip. Yani tepeden baktığınızda homojen bir yapı görüyorsu­nuz ama yere indiğinizde farklılıklar baş gösteriyor. 

Oluşturduğumuz sistem Avrupa içinde serbest dolaşı­mın ticari yönünü geliştirmek içindir. Mal akışkanlığı ne ka­dar çabuk olursa siz değerli iş adamları o kadar rahat eder. Bizim amacımız beyana dayalı bir gümrük deklerasyonunu temelde oluşturmak ve tüm topluluk geçişlerinde uygula­mak.

Tabi, formaliteleri azaltmak kadar önemli bir başka konu ise, bilgi alışverişidir, bilgi değişimidir. Şu anda sistemin sa­dece bağımsız olarak yerel ayaklan işliyor. Yani tek idare bel­gesi adı altındaki uygulama sürüyor.

Ama 1995'ten sonra sistemin asıl önemli olan kısmı orta­ya çıkacak. Yani sistem beyanı organize ettiği gibi link hattıy­la tüm üye ülkeleri bağlayarak bilgi alışverişini de sağlaya­caktır.

Bu tür sistemler özellikle Fransa, Almanya ve İngilte­re'de yüksek derecede geliştirilmiştir. 

Özellikle Fransa 1986'dan beri kendi geliştirdiği kompüterize gümrük beyanı sistemini tüm gümrüklerinde modem ile terminallere bağlamıştır. Ayrıca oluşturulan terminaller dışında link hattı ile direk bağlantı da sağlıyor. Bu bağlantı şu anda gümrük 1 ve gümrük 2,3 vs. arasında. Ama bazı büyük firmaların kendi gümrük bölümleri ve gümrük ofisleri arası direkt bağ sağlanabiliyor. 

Hollanda da kendi kompüterize gümrük beyanı sistemi­ni geliştirdi. Hollanda'da özellikle Rotterdam gümrükçüleri bu sisteme adaptasyon sağladı. 

Bu sistemi kullanmadaki Hollanda'nın başarısı çok büyük. Çünkü mesela Philips kendi bilgisayar sistemine sahip. Philips kendi binası içinde gümrüklü antreposu var. 

Tüm işlemleri yasal prosedürüne uygun olarak tamamlayan Philips bir nevi kendi işini kendi yapıyor. Kendi güm­rükçülük işini de kendisi yapıyor. Hollanda yetkili makamla­rı sadece istatistiki bilgi akışı ve sirkülasyon kontrolü açıla­rından istedikleri anda sisteme girip bilgi alıyorlar. Philips için gümrüğün müdahalesi (eğer buna müdahale demek ye­rindeyse) Philipse ait bilgisayara izinsiz girilmesi oluyor. Hollanda sistemindeki (en gelişmişi budur) uçak Hollanda havaalanına indiği anda manifesto bilgileri modem ile uça­ğın gideceği 2. alandaki Havaalanı Gümrüğüne aktarılıyor. Ve uçak 2. alana inmeden gümrük beyanı yapılmış ve yasal formaliteler tamamlanmış oluyor.

Özellikle Amerika Hollanda arasında bu sistem o kadar tuttu ki, Amerika'daki gümrükçü firmaların % 95 ile 85 ara­sındaki kısmı bu sistemi kullanmaya başladı. 

Sistemin işleyişi Avrupa topluluğunun ticari ve ahlaki bakış açısından dolayı hayatiyet buluyor bu görüşü diğer ül­keler ile de sağlayabilirsek bu sistem daha da oturarak işler­lik kazanacaktır. Bizim görüşümüze göre herkes potansiyel bir suçlu değil. Eskiden olduğu gibi farelerin sandıkları talan eder gibi karıştırmasına benzer bir tarzda gümrükçülük yapamayız. Amacımız serbest dolaşımın tamamıyla gerçekleş­mesi. Mal akışkanlığının tamamıyla serbestleştirilmesi. Bunu başarır isek ticari hayatımız adına çok önemli bir mesafeyi al­mış sayılacağız.

TC ile gümrük birliği sonrasında ne tip bir ilişki umu­yorsunuz. Bize ne tavsiye edeceksiniz.

TC'ye geçmeden önce, (çünkü sizinle 1995'te birliğe gi­deceğiz) daha önceden bu birliği sağladığımız EFTA ülkele­rim anlatmam doğru olacak. 

Biz 1986'da 6 EFTA ülkesi ile gümrük birliğine gittik. Bunlar ile yapılan gümrük birliği sizin ile yapacağımız birli­ğe göre % 10 sayılır. Çünkü sadece tek idare belgesinin kabu­lüne dayanan bir anlaşma yaptık. Ve 1986'dan beri EFTA ile tek idare belgesi yürürlükte. Herhangi bir sorun da yok.

Bir düşünün. 1986'dan önce tüm Avrupa'da (12 ülke 6 EFTA ülkesi) kullanılan gümrük çıkış beyannamesi benzeri 150yi aşkın belge vardı. Bu belgeler gümrük vergileri için ayrı bir deklerasyon KDV (VAT) için ayrı bir deklerasyon, is­tatistik için, taşıma (tır, uçak, gemi, konteyner) için hep ayrı ayrı idi. 

Ayrıca resmi gümrük vergisi dışında alman resim ve harçlar ve her ülkeye göre değişen fonlar ayrı ayrı belgelerin deklerasyonunu gerektiriyordu. 

Biz serbest akışkanlık ilkesi ile tek idare belgesine geçtik. Ve çok da iyi ettik. Burada bir anımı anlatacağım. (Tek idare belgesi bulan adam bu iş için 20 yılı aşkın bir süre çalıştı. Tüm gümrükleri inceledi. Tüm belgeleri binlerce sayfa ezber­ledi ve bu belgelerin günün birinde tek idare belgesine dö­nüştürülebileceğini büyük hayal olarak görürdü. Beni bura­da boşuna çalıştırıyorsunuz, boşama maaş veriyorsunuz. Tek idare belgesi olsa bile bunu siz uygulayamazsınız diye mızmızlanırdı. Şimdi emekli oldu ve bulduğu Tek idare belgesi tüm Avrupa gümrüklerinde tek belge olarak Tır, ithalat, ihracat, gümrük, vergi ve KDV belgesi yerine geçiyor. Şimdi ken­disi bizi gördüğü zaman eliyle yüzünü gizliyor. 

Şimdi durum TC için de aynı. Böyle bir belgeyi kullanmayı kim istemez. 

Topluluğun bir yasama organı olarak kanuni bir mevzuat oluştururken prosedürünüz nasıldır. Kimlerin görüşüne göre, kimlerle ve nasıl kanun yaparsınız? 

Bizim en önemli görevlerimizden bir tanesi topluluk gümrük kodunu yapmaktı ve bunu yaptık. Şu anda yürür­lükte olan bir kodu var ve gayet başarılı. Şu andaki görevimi­zin temeli Roma Antlaşması'nda mevcut. Anayasamız Roma Antlaşması'dır. Bu antlaşmaya göre 12 ülke ile ne yaparsak anında Offical Journal'de yayınlanır. Sorumluluğumuz Ba­kanlar Konseyi'nedir. Biz konseye danışmanlık (consultas-yon) hizmeti veririz. Siyasiler bu işi bilmez. Politika sorun çözmez. Çözülen sorunlara imza koyar. Veya çözülen sorun­ları tekrar sorunlaştırır. Biz işimizi iyi biliyoruz. İyi yapıyo­ruz ve iyi yapacağız. Konsey de bunu görüyor. Kararlarımız-daki isabet oranı bu aşamadan sonra onların bizim sözlerimi­ze uymalarını mecburi kılacak. Çünkü biz dezavantaj yarat­mak istemeyiz. Hoşgörülü, esnek ve yapıcı olmak zorunda­yız.

TC ile TC hakkında neler düşündüğümüze gelince toplu­luk için geçerli olan herşeyi TC için de düşünüyoruz. Ortada bir anlaşma var ve bu anlaşmaya göre Topluluk TC'yi tam üyelikten önce gümrük birliğine ikna etmiş durumda. Eldeki tek örnek de bu. Dolayısıyla eğer antlaşma yapmış isek buna uyulmalı. Antlaşma kurallarını TC ile müzakere ederek oluş­turuyoruz. 

Bu müzakereler ikili ilişkiler ile ilgili pazarlığa tabi. An­cak TC şu anda Topluluk içi 12 ülke arasında uygulanmakta olan sisteme geçmek istiyorsa, ki istiyor, Gümrük Birliği isti­yorsa, tam üye olmak istiyor ise, sonradan gelen bir misafir olarak tüm kurallara uymak zorunda. Dolayısıyla burada bir adaptasyon olayı var. TC tüm topluluk standartlarını, kanun ve mevzuatını direkt olarak adapte etmek zorundadır. Bu adaptasyon kendi uyumu açısından gerekli. Bir de toplulu­ğun TC'ye uyum ve kabulü var ki bu da en az birincisi kadar zor. Her ne kadar Yunanlı meslektaşlarımız ısrar ve inat etse­ler de TC 95'de gümrük birliğine geçecek. Bu geçiş öncesin­de ve sonrasında topluluk ile TC arasında yapılacak tüm mü­zakereler tartışmalı, pazarlıklı. Ancak bunların sonucu oluş­turulacak bir antlaşmaya tüm topluluk üye ülkelerinin istis­nasız uyum ve kabulü gerekiyor. Bu kesinlikle böyle. Yürür­lükte tüm toplum üyelerince kabul gören bir anayasa ve ona bağlı yasalarımız, çıkarlarımızı eşit olarak koruduğu halde, zaman zaman uyuşmazlık ve çatışmalar sosyal hayatımızda süregeliyor. Bizim görevimiz işte bu uyuşmazlıkları en aza indirecek sistem ve çözüm üretmektir. 

Topluluk içerisinde çevre, kalite ve sosyal damping gi­bi standartları nasıl oluşturuyorsunuz. Halihazırda bunlar­dan başka standartlar var mı? Gelecekte ne gibi standartlar olabilir

Avrupa'da standartlar çok önemli. Çünkü bir sistem oluşturuyorsunuz. Ve oluşturduğunuz o sistem, sistem-dışı kişilerce deliniyor, yıpratılıyor. Buna müsaade edemem. Me­sela Lacoste çok saygın ve iyi bir firma. Her yıl milyonlarca Frank parayı gelişme uğruna sisteme katkı sağlayacak şekil­de harcamaktan çekinmiyorlar. 

Buna karşı Türkiye'deki bazı firmalar haksız rekabet sağ­layacak şekilde Locoste'un malını, amblemini çalıyor, taklit ediyor ve para kazanıyorlar. Onlar kazanırken sistemin kay­betmesine izin veremeyiz.

Şu üzerimde gördüğünüz gömlek Lacoste'un ve yaklaşık 6000 Frank'a aldım. Ama TC'de 50 Frank'a bile Lacoste olduğu­nu biliyorum. Dolayısıyla çevre standardı, kalite, standardı, moda standardı, tehlikeli maddeler standardı gibi birçok stan­dardımız var. Herkes bilmeli ki standartlar iyileri korur ve iyi­lere zarar vermez. Daha iyisi idealde gösteririz ve realitede ger­çek olmasını bekleriz, aynı zamanda bunu kontrol de ederiz. 

Topluluk standarttan 3 kısımda incelenebilir. 

1. Oyuncak ile ilgili (Toys standartlar)

2.  Gıda Standartları (Food St)

3.  Tıbbı Standartlar (Medical St.) 

Bu standartların mesela çocuklar için olanı onları başları­na gelecek her türlü tehlikeden korumaya yönelik olduğu için saygı duyulmalı. Bunun kontrolü zaten bizden çok oto-kontrole dayalı. Ama İspanya gibi umudunu ihracat gelirle­rine bağlamış fakir ülkelere güvenemeyiz. Onların standart­lara uyup uymadığını bizim kontrol etmemiz lazım. Ama mesela Rotterdam'da otokontrol o kadar kuvvetli ki, piyasa­daki teftişçi firmalar ithalatçı firmalar, ihracatçı firmalar ve piyasanın kendisi bizatihi standarda uyum/uyumsuzluğu kontrol altında tutuyor. Tutulmayan yerde uyum yoksa durdurulur ve uydurulur. 

Peki topluluk rekabet yasası nasıl olacak. Hangi mal­larda nasıl rekabet edeceğimize siz mi karar vereceksiniz. Siz mi bunu düzenleyeceksiniz? 

Rekabet hukuku IATA türü kesin ve katı formüller ve uygulamalar getirmeyecek. Bir mal gümrük kodunda belli oluyor ise (bu hertür mal olabilir) ve biz de serbest geçişin büyük fırsatlar sağlamasına çalışıyor isek kitaba uyan her şey serbestçe yasal. Rekabet Topluluk içini değil de bence toplu­luk dışını ilgilendiren bir konu. Biraz da politik bir konu gibi geldi bana. Ama sistemi delen firmalar yok mu derseniz var derim. Bildiğim kadarı ile Güney italya iyi ama Kuzeydeki firmalar çok komplike (dalavereli) iş yapıyorlar. Ama sonuç­ta otokontrol oluşacak ve biz tek deklerasyonun yeteceği ileri bir sisteme doğru gidiyoruz.

Az evvel IATA türü standartlar olmayacak dediniz. Re­kabet serbest olacak. Kim ne kadar dayanabilir ise. Peki bu sistemin bir ayağı olan gümrükçü firmalar için bir standart getirmeyi düşünüyor musunuz?

Hayır, hayır. Gümrükçülük bize bağlı bir olay değil. Rotterdam'a gittiğinizde göreceksiniz. Bu iş mahalli bir olay ve yerel yönetimleri (ulus devleti) ilgilendiriyor. Bizim buna standart getirme şeklinde bir müdahalemiz olamaz. 

Zaten kendi açınızdan neler hissettiğinizi biliyorum. Ama TC'de gümrükçüler (brokerler) çok iyi organize olmuş durumda. Dolayısıyla kısa dönemde bundan etkileneceğini­zi sanmıyorum. Ama uzun dönemde biz bir standart getirsek de getirmesek de, sirkülasyon niteliği açısından gümrükçüle­rin etkilenmemeleri mümkün değil. 

Şu konuyu da belirtmek zorundayım. Piyasada binlerce firma var. Ama içlerinden bazıları çok büyük öneme sahip. Bunlar önemli brokerler. Bir de firmalar içinde bazı önemli firmalar var. Bunlar da özel öneme sahip üretici ihracat/itha­lat firmaları. Ve bu firmalar kendi işlerini kendileri yapıyor. Bu 2 tip hatta 3 tip içinde iyi bir denge oturtmak zorundayız. Topluluk içinde denge gözetim faaliyetleri tahminlerini­zin üstündedir. Şu anda topluluk sosyal fonundan bu tip po­litikalar için (araştırma harcamaları) sadece 30 milyon ECU'yu "aşmaktadır. 

Topluluk gümrük kodunu oluşturmuş. Serbest ticareti amaçlıyor ve standartlar oluşturuyor, getiriyor. Peki ticaret, finans, teşvik ve diğer mevzuatımıza da sarkacak mısınız?

Hayır. Topluluk en azından şimdilik iyi bir sistem kur­mağa çalışıyor. Serbest ticaret rejimi, gümrük koduna bağlı, gümrük birliği ve benzeri konular oturduktan sonra sistem tam fonksiyonel hale geldikten sonra Bankacılık, eğitim, ve iç ticarete de yansıyacak sarkmalar olabilir. Ama kısa vadede gümrük üzerine konsantre oluyoruz. 

Tamam ama, teşviğe karışmaz iseniz bu işi bir ucu fab­rika diğer ucu gümrük nasıl olacak bu iş. Biz İtalya'da bazı dolaplar döndüğünü biliyoruz. Sistem içinde bunlarla ilgili bir politikanız olacak mı?

Herşeyden önce prensip olarak herhangi bir teşvik uy­gulaması ile topluluk mevzuatı ve dengesi bozulamaz. İtalya bu konuda kuralları çiğniyor. Ama Brüksel'in de çok iyi çalış­tığını unutmayalım. Antlaşmalara bağlı hiçbir kural, ekstra ödemler ile değiştirilemez. 

Peki taşımacılığa gelelim. Topluluğun şu anda hava, kara ve konteyner taşımacılığı için getirdiği bir standart var mı. Şu kadar adet konşimento kesen firma, şu kadar uçak ve­ya böyle bir tır filosu gibi bir uygulama yapacak mısınız? 

Hayır, böyle bir standart olamaz. Ancak bu konuda ol­sa olsa arz ve talep yasalarına göre oluşabilecek kurallar ve standartlar olabilir. Benim malım şu havayolu, şu firma ve şu şekilde taşınacak diye bir talep varsa arz buna ergeç uyuyor. 

Mr. Ryan İstanbul'a geldiğinde kompüterize olmuş gümrük sistemi hakkında bazı şeylerden bahsetti. Nedir tam olarak bu sistem. Ne getirecek, mecburi olacak mı? Sistemin ayakları ne olacak. Bu sistemde gümrüğü yeri ne olacak.... 

Amerika'da bu sistemin 5 ile .16 ayağı var. Firma, trans-port gümrükçü ilgili birlik, banka ve gümrük ofisi sistemin sac ayağı. Ayrıca dileyen herkes sadece istatistik veriler ama­cıyla EDA dediğimiz elektronik bilgi değişim hattına girip sisteme bağlanabilir. İstatistik firmalar, bakanlıklar ve sair yetkili merciler diledikleri anda sisteme bağlanırlar. 

Bizde durum biraz daha değişik. Tüm üye ülkeler şu an­da kendi sistemlerini kurma ve oturtma aşamasmdalar. Her üye ülkeden gelen 1 delege toplam 12 kişi her yıl belli periyot­lar ile bir araya gelir ve durum değerlendirme çalışmaları ya­parız. Het workkommitte dediğimiz bu grup tüm çalışmala­rının hangi konularda olacağını önceden gündem belirleme çalışması ile belirler. 

Yaptığımız tüm çalışmaların ortak noktası serbest sirkü­lasyon sistemidir. Serbest, hızlı ve rahat. Dolayısıyla bilgisa­yar sistemi bunun 3 ünü de yapıyor. Onu tercih ettik. Sistem 95'te tamamıyla oturacak ve tam işlerlik kazanacak. Şu anda demonstrasyon yapamam. Bir sekreterim bile yok. Ama size Rotterdam'da gümrük müdürlüğünde bu tip bir inceleme yapabilmenizi sağlayacak bir yazı hazırlayacağım. Sistemin fiyatını da bilmiyorum. Sistem merkezi Belçika olacak ama her ülke kendi sistemini geliştireceği için eğitim ve semineri her üye ülke kendisi yapacak. 

Peki bir ihtilaf olursa ne olacak? 

Alt komitelerde neyi tartıştığımız önceden belirlenen gündemlerde yer alır. Bu gündem oluşturma ençok ihtilafa düştüğümüz konu. Bir şeyi gündeme alıp almamak onu ka-ale alıp almamanız demektir. Ancak bazı müzakerelerden sonra bir konu gündeme alınmış ise ve komiteye gelmiş ise mutlaka çözülür. Öyle çözülmeyen türde bir problem şu ana kadar bekleyen bir problem yok. Bu konuda oturum başkanı tam yetkili. Zaten 2 oyu var. Adalet divanında çoğunluk ilke­si geçerli. Politik yaklaşımlar çokça oluyor. Ama ulusal yetki­liler önce bizim fikrimizi alırlar, kontakt kurarlar ve tüm so­runlarımız çözülür. 

Demin konteyner taşımacılığı demiştiniz. Oluşturduğu­muz çevre standardı çerçevesinde Avusturya'ya yol yapması için para veriyoruz. Ama yollar istediğimiz gibi değil. Berice hava taşımacılığına olan talep çok artacak. Konteyner taşıma­cılığı önem kazanacak. Mal nasıl ve ne ile taşınır ise taşınsın transport firmalarının belirlenen kesin teslim tarihine uyma­ları en önemli olay...

Ayrıca sanırım hızlı teslim, zamanında teslim, gibi sek­törler önem kazanacak. Bu konulara önem vermeniz iyi olur derim. 

İhtisas gümrükleri hakkında ne söyleyeceksiniz. Sizde ne tip (tekstil, araba gıda ve makinadan başka) ihtisas güm­rükleri var. Bizim için ne diyebilirsiniz. 

İhtisas gümrükleri iyidir. Olmalı, olacak da. 12 ülkenin hepsinde yok. Ama mesela Fransa ve İtalya'da olanlar iyi iş­liyor. İyi bir deneyim ve tecrübe sağlıyor. Bence ihtisas gümrükleri büyük şehirlerde olmalı belli merkezlerde olmalı zor­luk amacıyla kurulmamalı. 

Çok iyi bir örnek vermek istiyorum. Fransa 1986'da Ja­ponya'dan yapılan Video ithalatını kenar bir gümrük mü­dürlüğünü ihtisas gümrüklemesi yaparak oraya aldı. Ama Fransızlar bu iş serbest ticareti kısıtlıyor diye dava açtı ve şu anda bu işle ilgili işlemler 3 ayrı ihtisas gümrüğünde yapılı­yor. Kısıtlama yerine kolaylaştırma ve daha hızlı servis ver­meye dayanan, tecrübenin uzmanlıkla birleştiği tüm uygula­malara açığız ve destekleriz. 

Kompüterize olsun olmasın, ihtisas gümrüğü olsun ol­masın patron bu sistemde kim olacak ve oluşan problemleri kiminle çözecek. 

Tek pazarda, bizim kimse ile direkt bir ilişkimiz yok Önce tüm yerel idareler kendi prosedürlerini, pazarlıklarını yapar bitirir politikacılar işin içine girer onlar da karışır ve değiştirir ve son haliyle bize gelir. Bu sistemde mesela Al-manya'daki bir birlik ile Eshborn direkt bir ilişkimiz yoktur. Ama biz genel olarak bakanlıklar ile ilişkideyiz. Onlar da kendi yerel birlikleriyle ilişkide. Geçmişte kötü tecrübeleri­miz var. Politikacılar bir işi bürokrasi ve formalite adına ya­pıyor. Biz ise o işi nihayetlendirmek için yapıyoruz. Dolayı­sıyla problemi de biz çözüyoruz. 

Mesela Birleşmiş Milletler Yugoslavya ile olan ticarete sı­nırlama getirdi. Ama bu öyle bir kısıtlama ki, sanki kısıtlama­ma, çok belirsiz. Bu belirsizlik olunca uygulama sürünceme­de kalıyor. Problemler çıkıyor. Halbuki iş bize kalsa herşeyi artikel numarası ile gümrük kodundaki şekliyle belirler ve sayıları konuşturur, kendimiz susarız. Ama politikada hep kendileri konuşuyor.

Peki OGT'yi nasıl oluşturuyorsunuz? 

OGT'deki gümrük oranlan tamamen politik bir konu. Kotalar, vergiler, fonlar, tarifeler ve teşvikler tamamen politik konular. Biz komisyona gelen son karar metnini onaylarız ve bunlar ile ilgili fikirler konsultatif raporlar veririz. Bizim ka­rarlarımız bağlayıcı değil, nihai değildir. Tamamen tavsiye niteliğinde kararlar olmasına rağmen bugüne kadar tüm üye ülkeler birkaç mızmızlama dışında bizim görüşümüze önem vermişlerdir. 

Peki ama, mesela TC belirlenen bir maddeye itiraz ede­bilir mi? Kendini korumak amacıyla bazı uygulamalara gide­bilir mi? Gidemez ise giderse ne olacak?

TC'nin böyle bir şansı yok. Kendisi ile ve kendisi dışın­da yapılan tüm müzakere sonuçlarına katlanmak zorunda. Şu anda gözetmek zorunda olduğumuz hukuk TC'nin değil topluluk ortak hukukudur. 

Düzenleyeceğimiz Gümrük Birliği ve TC konulu semi­ner ve panellere gelir misiniz? Bu konuda sizinle iletişim (tel, faks) kurabilir miyiz?

Evet. Şu gösterdiğiniz program çok iyi tespit edilmiş. Gayet iyi. Bu tip seminerlere geliriz. Bilet ve hotel harcama­larını üstlenirseniz daha kolay olur. Çünkü halen özel şirket­ler için topluluk kaynaklarından bir kurs yardımı sözkonusu olmuyor. Ancak söylediğim şartlarda neden olmasın. Binlerce firma ile kontak halindeyiz. Bir de siz olun. Ayrıca beni oradaki gelişmelerden haberdar ederseniz memnun olurum. 

Bize şimdi ne yapmamızı tavsiye edersiniz. Sizi dinle­dik. Ne tip firmaları görelim, ne yapalım.

Gümrük kodundaki 98. maddeyi okuyun. Antrepo ile ilgili bilgiler orada var. Ayrıca Rotterdam'a gidin. 20 gümrük ve 3 bini aşkm gümrükçü var. Ayrıca sizi yollayacağım güm­rükle ilgili bölüm ile yazışmalar yapabilirsiniz. 

Sizi TC'ye' davet ediyoruz.

Memnuniyetle hem tatil hem iş amaçlı ziyaretler olabi­lir. Sevgi saygı teşekkür. Beni arayabilirsiniz.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005