|
Bilgi Saðlýðý
Prof. Dr. Ahmet inam
Türkçe'de yanlýþlýkla "bilgi çaðý" diye
adlandýrdýðýmýz enformasyon (malumat) çaðýnýn
çýðýrtkanlýðýný yapanlar bu çaðýn bilgisine ya da
enformasyonuna ne ölçüde sahip acaba?
Bilgi ile enformasyon (malumat) arasýndaki ayýrýmý
kabaca þöyle anlatabiliriz: Hesabý verilebilen,
insan yaþamý ile bir anlamda bütünleþebilen
malumata bilgi diyebiliriz. Bilgi, malumatý
tartýþmakla, sorgulamakla, malumatý bir bütünlük
içine koymaya çalýþan kuramsal çerçeveler
oluþturmakla ortaya çýkmaya baþlar. Sokrat'ýn
"irdelenmemiþ yaþam, yaþamaya deðmez" savýna benzer
bir biçimde "bilgiye dönüþtürülmeye çalýþýlmayan
malumat, edinilmeye deðmez" diyebilir miyiz?
Bilgiye gerek duymayan, malumatla yaþayýp giden
insanlarýn, kolayca yönlendirilip, medya ile,
"eðitim"le ustaca þekillendirilebildiðini
düþündüðümüzde, "bilgi çaðý" diye kafamýzda
büyüttüðümüz çaðýn, bu bilinçsizliðimiz sürdüðü
sürece, "karanlýk çaða" dönüþebileceðini unutmamak
gerek.
Bu yazýmda, insanýn bilgiyle olan iliþkisinde
karþýmýza çýkan sorunlarýn anlaþýlmasý için kimi
kavram önerileri ile tartýþmalar açmak istiyorum.
Önce, insana ilk bakýþta çok basit gibi görünen bir
sav ile ortaya çýkayým: "Bilgi ya da malumatýn (Bu
baðlamda bu ikisi arasýnda bir ayýrým yapmýyorum!)
insan yaþayýþýnda tek baþýna bir anlamý yok. Bilgi,
insan yaþamýný oluþturan diðer "öðelerle"
birleþebildiðinde, etkileþebildiðinde önem
kazanýyor.
ikinci savým, ilkine baðlý: Bilgi bir anlam zemini
içinde yaþanýr. Bu zemin, bilgilerimize bir
"çerçeve" kazandýrýyor. Hepimiz, hayatýmýzýn
anlamým dayandýðýmýz bu anlam zeminlerinden alýrýz.
Bu zemin, yaþadýðýmýz toplumun kültürüyle, kültür
ürünleriyle, eðitimimizle; baþarabilirsek, kendi
kiþisel çabalarýmýzla oluþur, iþte, "bilgi çaðýnýn"
sorunu, bilgiyi bir çerçeve içine koyarken, çerçeve
içinde yaþarken, ortaya çýkýyor, insan, bilgi
üretiyor, bilgileniyor; haber veriyor, haber alýyor;
öðreniyor, öðretiyor; ama bilgisini "anlayamýyor";
anlam çerçevesine yerleþtiremiyor;
yerleþtirdiðinde, çerçevenin diðer öðeleriyle
bütünleþti-remiyor. Malumat teknoloji haline gelmiþ;
bu teknolojiye bizim gibi ülkeler yetiþmeye
çalýþýyor; bunun için çýðýrtkanlar çaða övgüler
düzüyor, "bilgiyi" göklere çýkarýyor. Bilginin
bilgisine eriþemeyince "bilgi enayisi" olmak
kaçýnýlmazdýr.
Anlam Zeminimizde Bilgi
Gerçekliðe açýlan kapýlarýmýz, algýlarýmýz,
belleðimiz, bilincimiz, bedenimiz, düþünme
etkinliðimiz, duygularýmýz, anlam zemini üstünde, bu
zeminin dinamik bütünlüðünde yaþanýr. Elimde
tuttuðum kalem, benim onunla iliþkimi bütünleyen
anlam çerçevesi içinde, anlam zemininde bana birþey
ifâde eder.
Anlam zeminimizi oluþturan öðeler nelerdir? Ýnsan
yaþamýnda felsefenin tuttuðu yerle ilgili bir
süredir geliþtirmeye çalýþtýðým görüþler açýsýndan,
anlam zemininin þimdilik dokuz öðeden oluþtuðunu
söyleyebilirim. Bilgi bu öðelerden biridir. Dünyaya
verdiðim anlam içinde bilgim önemli bir yer tutar.
Bu yer, bilgimin zeminini oluþturan diðer öðelerle
baðýný anladýkça belirginleþir. Çaðýmýzdaki "bilgi
ce haletf'nin bu iliþkileri yeterince anlayamamak-
tan, gerektiði gibi yaþayamamaktan kaynak landýðýný
düþünmekteyim.
Konumuz bilgi olduðu için, bilgi üzerine
odaklanarak, bilgimizin zeminin diðer öðe-leriyle
gözden kaçýrýlan iliþkilerine kýsaca dikkat çekerek
yorumlarýmý sürdüreyim.
1. Bilgi-mantýk baðý. Bilgimizin mantýkla olan
iliþkisi, çaðýmýzda bilgisayarlarý oluþturan
mantýðýn egemenliðinde görünüyor. Böylesi bir
mantýk merkezli bakýþta, bilginin "düzenlenmesi",
sistemleþtirilmesi, bilgi bankalarýnýn kurulmasý
çabalarý ortaya çýkýyor. Þimdilerde teknoloji ile
birleþmiþ, Galileo ile baþlatabileceðimiz modern
bilimde, yalýtýcý, kendine matematiksel dille ifade
arayan bir bilgi anlayýþýnýn egemenlik kazandýðýný
görmekteyiz. Mantýk, Eski Yunandaki anlamýyla Logos,
bilgimize temel olmaya çalýþýyor.
2. Oysa, insanýn tümüyle mantýk egemenliðinde bir
yaþam süremediðini, duygu öðesinin sürekli olarak
ortaya çýktýðýný görmekteyiz. Aydýnlanma sonrasý
Bau Kültürü, akýlý mantýkla özdeþleþtirmiþ. Aklýn bu
denli mantýklaþtýrýlmasý, aklýn kendi kendini çok
sýký biçimde denetimi, anlam zeminindeki diðer
öðeleri öldürmesine yol açabiliyor. Duygu ile
mantýðýn iliþkisi, saðlýklý biçimde yaþanamý-yor.Ne
aklýn duygularca sersemletilmesi ne de duygularýn
akýl tarafýndan ortadan kaldýrýlmasý, insanýn
bütünsel varlýðýna yakýþýyor. Bu anlamda bilgi, ne
kurutulmuþ, içi boþaltýlýp "bi-çimselleþtirilmiþ"
mantýkla ne de yalnýzca duygularýn itip kakmasý ile
yaþanabilir. Duygu-mantýk baðýnýn, çatýþmalarda dolu
mantýk-duygu uyumunun, dalgalanmalarý içinde, bilgi,
insan yaþamýnda anlam zeminine oturabilir.
3. Anlam zeminimizde mantýk ve duygu öðelerinin
yanýnda, oyun öðesi de vardýr. "Oyun", Homo Ludens'm
(oyun oynayan insanýn) kendi varlýðýný yaþamasýnda,
onsuz edilemez bir "özelliðidir".
Bilgi bir yük, toplumsal konumumuzu yükselten bir
güç, rahatýmýzý saðlayacak bir olanak.dünyadaki güç
kavgasýnda bizi ezilmekten kurtaracak bir silah
deðildir. Oyunla bilgiye eriþmek bir keyiftir, bilgi
oyunla daha iyi anlaþýlabilir, öðrenilebilir.
Oyun, bilgiye katkýda bulunabileceðimiz yaratýcý
yetimizi harekete geçirir. Oyun, bir coþku, bir aþk
yaratýr bilgiye uzanan insana þaþýrtýcý köprüler
kurar
4. Ýþte tam da bu noktada, bilginin zeminimizin
dördüncü öðesi olan özgürlükle ilgisi gündeme
geliyor. Bilgi özgürleþtirmelidir, özgürleþtirici
olmalýdýr. Bizi kýskaca alan, elimizi kolumuzu
baðlayan; düþlerimizi, beklentilerimizi,
umutlarýmýzý söndüren, karþýsýnda aþaðýlandýðýmýzý
hissettiðimiz bilgiden yana olmamalýyýz.
5. Þimdiye dek söylediklerimizi toparlarsak, bilgi,
duygularýmýzla yaþanacak ama mantýðýn saðladýðý
çözümleme, birleþtirme, eleþtiri gücünden uzak
kalmayacak, mantýðýn kalýplaþtýncý, dondurucu
etkilerini, duygularýn dönüþtürücü devingenliði ile
dengeleyecek; düþlerle, umutlarla, beklentilerle,
oyun isteðiyle birleþecek, ama oyun bizi
avutmayacak, uyutmayacak, özgürleþtirecek.
Bilginin güç olduðu savý, çaðýmýzda, bilgi
teknolojiyle, medyayla, politik kavgayla,
ekonomiyle, silah üretimiyle, askerlikle
birleþtiðinde açýkça görülüyor. Bilginin
çýkarlardan uzak, yansýz olarak üretilip
kullanýldýðýný sanmak (Bilimsel bilgilerin, manevî
bilgilerin böyle bir yapý taþýdýðýna inananlarýn
sayýsý hiç de az olmasý gerek!), bilginin "Güç"le
iktidarla, yönetimle, egemenlik kurma dürtüsüyle
olan, anlam zeminimizden gelen baðýný görmemek
demektir. Güç anlam zeminimizin temel bir öðesidir;
dünya gezegenimizdeki serüvenimizde bio-ekolojik
varlýðýmýzla yakýndan ilgilidir. Bilginin yaþamýn
sürmesi için gerekli enerjiyi bürünleyen bir
özelliði var.
Yaþadýðýmýz çað, bilgiyi güç olarak kullanýyor.
Modern çaðýn baþlangýcýndan bu yana, Hobbes'cu bir
dünya anlayýþýnýn, bilginin yüzlerce yýl
geçmiþinden gelen dinsel görünümlü gücüyle (örneðin,
Eski Mýsýrda Ruhban sýnýfýnýn doða hakkýndaki
bilgiyi tekellerinde tutup, gereðinde halkýn
üzerinde egemenlik kurmak için kullanmasý!)
birleþmesi, kötüye kullanýmýna yol açmakta.
Ýnsanlar bilgiyle kör olmakta, bilgiyle
cahilleþmekte.
6. Fetih duygusunun, egemenlik kurma tutkusunun
yanýnda bilgiyi iliþkiye sokacaðýmýz "güven"
öðesini de unutmamak gerekir. Bir topluluða "âid
olma" gereksinimi, dayanýþma, dostluk, muhabbet,
anlam zeminindeki güven öðesini oluþturmakta.
Bilgiyle güvenmek, güvenle bilgilenmek! Bilgiyle
dostluk, dostlukla bilgi. Bilgilenerek sevebilmek,
severek bilgilenmek. Bilgiyi aþkla yaþayabilmek.
Ýçi kurumuþ, "ruhsuz" bilim adamlarý, teknisyenler,
bilgi tüccarlarý, basma kalýp eðitimciler bilimin
aþk olduðunu unutmuþlar. Aþký bilgiyle yaþayabilmek
için "kör kütük" aþklarýn bilgiyle bakma ihtiyacý
yok mu? Bilgi çaðýndaymýþýz, neden aþk çaðýnda
deðiliz?
Mantýksal gözlükle bakýlan "keskinleþti-rilmiþ"
bilgi, güvenin aþýrý sömürülmesine, kötüye
kullanýlmasýna engel olabilir. Bilginin yol
açabileceði umutsuzluða, tükenmiþliðe, dire-nebilmek
için, güvenin karþý koyucu gücüyle geleceðe
yönelmek, geleceði kurmaya, yapýlandýrmaya
çabalamak olanaðýmýz var. Sorun, yeniden söylersek,
bilgiyi, insanýn anlam zemininde harmanlamayý,
beslemeyi, bütünleþtire-bilmeyi baþarabilmekte. Bu
da yine bir ölçüde, daha incelmiþ düzeyde bilgiler
gerektirebilir. Bilgimize bakmak, bilgimizin
bakýmý, için gerekli bilgiyi nasýl elde edeceðimiz
konusundaki birkaç ipucunu yazýmýn son bölümünde
tartýþacaðým.
7. Ahlak, bilgiden önce geliyor. Çaðýmýzda
Levinos'ýn ortaya attýðý bu savýn, anlam
zeminimizdeki devinimsel iliþkiler aðýný
aydýnlatmada önemli bir dayanak olduðunu
söyleyebiliriz. Ahlaký öðreniyor muyuz? Deðerler,
yaþam biçimleri eðitim yoluyla bize veriliyor,
içimizdeki ahlak duygusuyla, sorumluluklarýmýzý,
deðerlerimizi yaþýyoruz. Ahlak duygusu "dýþarýdan",
"öðrenilerek", "bilgi aracýlýðýyla" bize
aktarýlmýyor. Belki, eko-sosyo-biyolojik
yapýlanmamýzdan, belki de insanlarýn bir arada
yaþamasým olanaklý kýlacak, doðuþtan getirdikleri
özellikleri gereði, ahlak duygumuz "bizim
içimizde", benliðimizi oluþturan temel bir öðe
olarak kendini gösteriyor.
Bilgi ahlaký, yüzyýlýmýz biterken önemli
tartýþmalara gebe. Ahlakýn bilgiden önce olduðu
anlayýþý, birarada yaþamayý henüz yeterince
beceremeyen insanýn, bilgisinin esiri olmasýný
önleyecek bir umut da serpebilir yüreðimize. Aristo,
"her insan doðasý gereði bilmek ister" diyordu.
Çaðýmýz bu isteðin "aþýrý", "çok aþýrý" biçimde
doyrulduðu bir çað görüntüsünü kazandý. Elektronik
haberleþme ortamý içinde, sayýsýz gazete, dergi
kitapla malumat fýrtýnasýna tutuluyoruz. Bu
bilgiyi, nasýl olacak da,dostluklar, sevgiler
kurmada, bir arada yaþama çabasýnda, evreni
anlamaya çalýþmakta kullanabileceðiz? Teknolojinin,
ekonominin, medya sarhoþluðunun egemenliðindeki
bilgiyi, insanýn iç dünyasýnýn derinliklerinde
bulunan ahlak dünyasýyla canlandýrmak, bir
anlamýyla özgürleþtirmek gerekiyor.
Bilginin "kötüye" kullanýlmasý sorunu, bilgi ile
karar verme, karar verme ile eylem, (uygulamaya
geçme) baðlantýlarýný gündeme getiriyor. Karar ve
eylemin bilgiye dayandýðýný, bilgilerden
etkilendiðini söylerken, bilgiden "fazla" (belki de
"eksik"), "farklý" olduðunu unutmamalýyýz. Bizim
gibi ülkelerde, "bilgilen-dirme"nin, bir anlamýyla
"eðitimin", insanýn karar vermeleri ve eylemleriyle
ilgili sorunlarýný çözebileceði düþünülüyor. Eylem
ve kararlarý içeren ahlak bilgiden elbette
farklýdýr; bir ustalýktýr, bir yaþama ustalýðý!
Ýçimizdeki ahlak duygusunun iþlenip, kültürümüzün
öðeleriyle zenginleþtirilerek, dünyayý güzel ürünler
ve eylemlerle bezeyecek duruma getirilmesi, bir
yönüyle yine bilginin bakýmý sorununa götürüyor
bizi.
Ýþte anlam zemininin temel öðelerinden olan
estetikle, güzellik duygusuyla, güzeli arama,
bulma, yaþama olanaðýmýzla bilginin ke-siþtiði
yerlerden birini daha (sonuncusunu!) görüyoruz.
Bilgi güzelliði yutmamak, yok et-memeli; güzellik
bilgiye kayýtsýz kalmamalý, Arayan, araþtýran bilim
adamlarý, kültür adamlan, gerçekliðin güzellik
boyutunu, aradýkla-rýndaki güzelliðin keyfini
yaþayabilmeli. Bilgi, üzerimize tatsýz, tuzsuz,
korkutucu, tahrip edici bir biçimde gelmemeli.
Ýnsan neyi bilirse ondaki güzelliði de bilebilmeli
(Ya çirkinlikler?)
Çok hýzlý, biraz da üstünkörü biçimde bilgimizin
anlam zeminimizdeki yerine iþaret etmeye çalýþtým.
Bu çabamda, bilgimizin zeminimizle bütünleþememesi,
zeminimizin diðer öðeleriyle bir uyum yaratamamasý,
onlarla bir orkestrasyonu gerçekleþtirmemesi
durumunda, bilgi saðlýðýmýzýn yitirileceði
doðrultusunda ipuçlarý vermeye çalýþtým.
Þimdi, bilgi saðlýðýmýzýn saðlanmasýnda bilgi
bakýmýnýn nasýl yapýlabileceði üstüne bazý
önerilerde bulunacaðým.
Bilgi Bakýmý: Meydan ve Hamam
Bilgi teknolojisinden, bilgi bankalarýndan söz
ediliyor da, bilgi bakýmý gibi bir kavram pek ilgi
çekmiyor.
Batý saðlýðý (Belki Batý Dillerinde buna örneðin
Ýngilizce'de Epistemic Hygiene denebilir Eski
Yunanca'da hugieinos saðlýklý demek!), yalnýzca
saðlýklý, güvenilir bilgilerin edinilmesi, bilgi
savlarýnýn haklý kýlýnmasý çabalarýný içermiyor;
bilginin insan yaþayýþýyla, insan "ruhuyla", onlarýn
anlam zeminimizle baðýyla da ilgili. Bilginin
"kokuþmasý", "bozulmasý", "çürümesi" söz konusu. Bu
durum, ilk bakýþta sanýlabileceði gibi, bilgilerin
"eskimesi" anlamýna gelmiyor. "Bozulmuþ" bilgi,
yeni de olabilir. Anlam zeminimizdeki iþleyiþi
bozan bilgidir, anlam zeminimizin virüsüdür.
Bilginin üzerine nasýl titreyeceðiz, nasýl
koruyacaðýz onu? Kimden, nelerden? tþte bilgi
bakýmý, bu sorulara aranýlan yanýtlarla baþlýyor.
Ben, bu yazýnýn sýnýrlarý içinde, bilgi bakýmýnýn
bir açýdan gerçekleþtirilebilmesi için iki kavram
önereceðim. Bunlar sýrasýyla meydan ve hamamdýr.
Kültürümüzden devþirdiðim bu iki kavramýn, anlam
zemininin genel bakýmýnda yeri olduðu gibi, felsefe
bakýmý dediðim uðraþ içinde de önemi vardýr.
Kavramlarýn tartýþýlmasýný öbür yazýlarýma
býrakýyomm.
Bilginin bakýmý için önce onu meydana alacaðýz.
Bilgilerin, bilgi sistemlerinin meydana alýnmasý
demek, onlarýn semantik anlamlarýnýn araþtýrýlmasý,
açýklanmasý, onlarý meydanda (apaçýk!) görmeye
çalýþmak demektir. Bilgimize açýkça görülüp,
incelenebileceði meydanlar oluþturmak gerek. Bu da
ele alacaðýmýz bilgiye göre deðiþen bir meydan
mimarisi demektir. Anlaþýlacaðý gibi.meydan
kavramý, ele alma, irdeleme, anlama, kavrama,
yorumlama, çözümleme biçimlerini anlatýyor. Her
kavramý, bilgiyi, insaný, nesneyi, düþünce ve hayal
gücümüzde oluþturacaðýmýz meydana yerleþtirip
anlayacaðýz. Meydana açýlan yollardan yürüyüp,
incelenen bilginin, diðer bilgilerle olan baðýný,
üzerindeki farkýna varmadýðýmýz etkileri
gösterebilir. Meydana açýlan yollar yürüne-bilse
bize bu etkilerin neler olduðunu gösterebilir.
Bilgiyi meydana çekerek, üzerine tutacaðýmýz uygun
ýþýklarla hayatýmýzdaki yerini gözden geçireceðiz.
Meydana konan bilgi sürekli gözden geçirilecek,
kazanýlan yeni bilgilerle meydan yeniden düzenlenip,
bilgilere yeniden bakýlacak. Meydanda devinim,
meydanda diyalog meydanda tartýþma, meydanda cân
bulma, meydana gelmeler yaþanacak. Bilgiler
onarýlacak, düzeltilecek, kokuþan bölümler atýlacak,
tazelenecek.
Meydan ve meydana açýlan yollardan oluþmuþ meydan
"metaforunu", "hamam" me-taforuyla
tamamlayabiliriz.Hamamda bilgiler, yunup
arýnacaktýr. Meydan herkese açýkken, hamam biraz
daha özel, haneiçi (private), biraz daha "sýcak"
bir ortamý gösteriyor. Görüþlerin, düþüncelerin,
bilgilerin hamama girmesi, bilginin kirlenmesini,
bozulmasýný engelleyici bir bakým biçimidir. Meydan
ve hamamda ortak olan ikisinin de bir orta yerinin
olmasýdýr. Hamamdaki göbek taþý, göbek taþýna
"açýlan" kurnalar, yýkama iþini üstlenen tellaklar,
hamama alýnan bilgilerin arýndýrýlýp yýkanmasýnda,
bilgilerin, görünen yüzlerinin ardýndaki yüzlerinin
ortaya çýkarýlmasýnda bilgi bakýmý açýsýndan etkin
olan bakým öðeleridir.
Bakým için bilgi bakýmevi oluþturulabilir. Ben
bilgi bakýmevinin yerine meydan ve hamam
kavramlarýndan söz ettim. Bilgileri meydanda
irdeleyerek, meydandaki görünen yüzlerinden
kalkarak, meydana açýlan "sokaklarý" geçip,
meydandaki bilginin diðer bilgilerle, insan
yaþamýyla olan baðýný görerek, yýkayýp arýndýrmak
amacýyla hamama gidilebilir.
Bilginin, eðer ona uygun meydanlar ve hamamlar
yapýlabilirse, yaþamýmýzdaki yerini, anlam
zeminimizdeki devingenliðini yakalama, onunla insan
varlýðýný incitmeden bütünleþebilme olanaðýmýz
vardýr; yeter ki, bu olanaðý gerçekleþtirebilme
umudunu ve kararlýðýný ve eyleme geçme
yürekliliðini yitir-meyelim.
|