Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Bilgi Teknolojileri Penceresinden Geleceğe Bir Bakış 

Prof. Dr. Aydın Öztürk 

İçinde bulunduğumuz çağ, bilim ve tek­nolojide çarpıcı gelişmelere sahne olmuştur. Özellikle son çeyrek asırda bilgi teknolojilerin­de sağlanan ilerlemeler göz kamaştırıcıdır. Ge­lişmelerin baş döndürücü temposuna bakıp olaylan kavramaya çalışırken, insan ister iste­mez bilim ve teknolojinin çizdiği bu yükselen grafiğe bakarak geleceği görme, olabilecekleri tahmin etme arzusunu duymaktadır. Kısa za­mana sığan bunca yeniliklere ve yeni teknolo­jilerin sunduğu olağanüstü gelişmelere baka­rak, gelecekte nelerin olacağı bir çoğumuz için merak konusu olmuştur. 21'nci yüzyılda ne gi­bi gelişmeler olacaktır? Ya da dünyaya örneğin beş asır sonra gelmek mümkün olsaydı ne gi­bi durumlarla, şaşırtıcı olaylarla karşılaşırdık? 

Bu sorulara ışık tutabilmek için, insanlı­ğın ve onun yarattığı medeniyetlerin geçmişte­ki çizgisine ve bu çizgi üzerinde bilimin göster­diği gelişmelere bakmak yararlı olacaktır. Günümüzden onbinlerce yıl geriye dönüp, gele- ceğe bakalım.  Başlangıçta insanoğlu,  diğer canlılara göre daha akıllı yaratık olması dolayı­sıyla kendine önemli bir avantaj sağlamış, alet kullanmayı öğrenmiş, ateşi keşfetmiştir. Küçük topluluklar halinde yaşadığı mağara duvarları­na resim yaparak öğrendiklerinin bir kısmını resim ve sembollerle başkalarının da görüp öğrenmesine  imkan   sağlamıştır.   Daha   da önemlisi, tekerleği keşfederek hareket kabili­yetini arttırmış, iletişim, öğrenme bilgilenme sürecini  bu  sayede  hızlandırmıştır.   Yazının keşfi, edinilen bilgi ve tecrübenin kaybolma­dan daha çok kişiye aktarılmasına imkan hazır­lamıştır. Bilgi artık kalıcı olmakta, bir nesilden diğerine aktanlabilmektedir. Tek bir metin sü­tunlara, taş levhalara yazılmakta, insanlar bun­ları okuyabilmektedirler. Kağıdın icadıyla bir­likte yazı yazma işlemi kolaylaşmış, metinler elden ele dolaşır hale gelmiştir. Böylece bilgi daha çok insana daha çabuk ulaşabilme imkâ­nı bulmuştur. Matbaanın keşfi ile de aynı me­tinden yüzlerce hatta binlerce kopya çoğaltıla-bilmiş, o oranda da daha fazla insan bilgi kay­naklarına ulaşabilme şansına sahip olmuştur, insanoğlu bu noktaya (onbinlerce yıl sonra) 15'inci yüzyılda gelebilmiştir. Bilim ve teknolo­jideki gelişme trendi matbaanın icadıyla hızlı bir yükselme göstermiş ve bu gelişme günü­müze kadar süre gelmiştir. 

Yazının keşfedilmesi onbinlerce yıl al­mış, matbaanın icadı bundan binlerce yıl son­ra olmuş, bundan birkaç yüzyıl sonra da bilgi­sayarlar ve buna ilişkin teknolojiler geliştiril­miştir. Her biri önemli olan bu hususları birer kilometre taşı olarak düşündüğümüzde, geli­şim hızının üssel biçimde seyrettiğini söyle­mek yanlış bir genelleme olmayacaktır. 

Bilgisayarların bulunduğumuz asrın ikinci yarısında ortaya çıkmasıyla bilgi üretimi hızlanmış, bilgi kaynaklarına ulaşım gelişen iletişim teknolojileri sayesinde kolaylaşmıştır. Bilgi teknolojilerinde meydana gelen bu çar­pıcı ilerlemeler, insanlık tarihinde alışılmışın dışında olağanüstü bir gelişme olarak değer­lendirilmektedir. Bu gelişmeler, akıllı bir yara­tık olan insanoğlunun çizgisini de değiştirmek­te, bilgiyi ve bilgili insan profilini ön plana çı­karmaktadır. 

Bilgi teknolojileri sadece hızlı gelişmek­le kalmamış, aynı zamanda toplumdaki birey­lere kadar olabildiğince yaygınlaşmıştır. Bilim, sanat, ticaret, sosyal ve ekonomik faaliyetler­den günlük yaşantımıza kadar tüm faaliyetler bilgi teknolojilerinin kullanım alanına girmek­tedir. Bu nedenle, 21'inci yüzyılda belki de da­ha sonraki zamanlarda dünyada meydana ge­lebilecek önemli gelişmelerin temelinde bu teknolojileri iyi kullanacak biçimde yetenekle­rini geliştirmiş kişiler yer alacaktır. 

Teknolojik gelişmelerdeki mevcut tren­de bakıldığında, 21'nci yüzyıldaki günlük ha­yatın elektronik cihazlara, bilgisayarlara, mik-roişlemcilere ve bilgisayar ağlarına daha ba­ğımlı hale geleceği anlaşılmaktadır. Boyutları gittikçe küçülen, buna karşılık işlem hızları ar­tan mikroişlemcilerin kullanım alanları geniş­leyecek, günlük hayatımıza artan oranlarda gi­receklerdir. Bunun sonucu olarak akıllı bir ya­ratık olma özelliğine sahip insanoğlunun, çev­resinde kullandığı sistemler de daha çok "akıl­lı" olacaktır. 

21'nci yüzyılla birlikte bilgi çağma girer­ken bu çağa damgasını vuran bilgisayarlar, bil­gisayar ağları ve buna ilişkin teknolojiler, özel­likle sosyal ve ticari hayatta, devletin işleyişin­de, eğitim ve sağlık sektöründe önemli deği­şiklikler getirecektir. Oluşturulacak bilgi oto­yolunun devamı olarak herbir yerleşim nokta­sına, evlere fiber ya da başka teknolojilere da­yalı yüksek kapasiteli bir iletişim hattı kurula­cak, bu hattan her türlü ses, görüntü ve metin­ler iletilebilecek, diğer bilgi kaynaklarına ulaşı­labilecektir. Bu bağlamda telefon, fax ve tele­vizyon tek bir cihaz üzerinde toplanacaktır. Basın ve yayın faaliyetlerinde temel değişiklik­ler olacaktır. Şimdiden yazılı kaynaklann bir kısmı elektronik ortama aktarılmıştır. Artık der­giler elektronik olarak yayınlanmakta, eski kopyalar ise ya özet ya da tam metin olarak ve­ri tabanları şeklinde kullanıma sunulmaktadır. Birçok gazeteye günlük olarak internet üzerin­den erişilebilmektedir. Gerek gazeteler, gerek­se dergiler ve diğer yayınlar, artık bilinen şekil ve kalıpların dışında kullanıcılara sunulacaktır. 

Böyle bir sistemde, günlük olaylar izlenebile­ceği gibi, bilgiler istenen detayda geriye doğru taranabilmekte, hata bu tarama işlemi diğer ga­zete ve bilgi kaynaklarını da kapsayabilmektedir. Bugün klasik anlamda tüm yayınların tek bir kütüphanede toplanması, hem çok zor hem de pahalı bir iş olduğu halde, yakın gele­cekte bu tür kaynaklann aynı yerde toplanma­sına ihtiyaç kalmayacak, herhangi bir nokta­dan tüm bilgi kaynaklarına kolayca ulaşılabile­cektir. 

-Girmekte olduğumuz bu çağ ile birlikte eğitim sistemlerinde de köklü değişikliklerin olması beklenmektedir. Her türlü ses ve görsel imkânlann kullanılabildiği bilgisayar ortamın­da bireysel öğretim ön plana çıkmakta, uzak­tan eğitim teknolojileri gelişmektedir. Bu güne kadar çok bilmeyi hedefleyen eğitim sistemi giderek yerini bilgiye erişme yollarını öğren­meye bırakacak, bilgi ise tartışmasız en önem­li değer olacaktır.

Bilgi çağına girerken şahit olacağımız en çarpıcı gelişmelerden birinin de sağlık ala­nında olması beklenmektedir. Bir taraftan ge liştirilen yeni teknolojilerle insan vücudu daha iyi tanınır ve sistemler daha iyi anlaşılır hale gelirken, diğer taraftan buna ilişkin bilgiler saklanabilmekte ya da uzaktan erişilebilecek şekilde arşivlenebilmektedir. Bunun doğal so­nucu olarak tele-medicine diye bilinen uzak­tan teşhis ve tedavi yöntemleri hızla gelişmek­tedir. Bugün hastaların çekilen EKG'leri bilgi­sayar ağları yardımıyla uzaktan incelenebil-mekte, röntgen filmleri uzak noktalarda görüntülenebilmekte, uzaktan konsültasyon ya­da video-konferans yapılabilmektedir.

Bilgi teknolojilerindeki gelişmelere en hızlı uyum gösteren sektörlerden biri de ban­kacılık sistemi olmuştur. Ticari hayatta da bu­na paralel temel değişiklikler, ilginç uygulama­lar yapılmaktadır. Kuruluşlar ofis otomasyonu­na geçmekte, her kuruluş bilgilerini Intenet üzerinden kullanıma açmakta,  yavaş yavaş alışveriş işlemleri de elektronik ortamda yapıl maya başlanmaktadır. Web sayfasındaki bir müzik dükkanına girilebilmekte, istenilen mü zik dinlenilebilmekte ve yine aynı yoldan sipa­riş edilebilmektedir. Buna benzer uygulamala­rın hızla yaygınlaşması beklenmektedir. 

Bilgisayar ağlarının  yaygınlaşması  ile birlikte mektup ve buna benzer haberleşme yöntemleri giderek   yerini elektronik postaya bırakacaktır. Bu konuda ortaya çıkan yeni bir olgu da haber ve ilgi gruplarının giderek yaygınlaşmasıdır. Farklı yerlerde olan kişiler, ilgi grupları kurarak tartışmalar yapabilmekte, bil­gi alışverişinde bulunabilmektedirler. Bu şekil­de  oluşan  görüş ve düşünceler ilgili  diğer gruplara ya da kişilere ulaştınlabilmektedir. Aslında bu yöndeki gelişmeler toplumun de­mokratik yapısını da etkileyecek ve bireysel katılımı artıracaktır. Belirli konulardaki eğilim­ler daha hızlı ve daha yaygın olarak beliriene-bilecek, devletin karar verme mekanizmaları daha etkin ve isabetli politikalar geliştirebile­cektir. 

Diğer birçok alanda olduğu gibi sanatta da önemli gelişmeler ve uygulamalara şahit ol­maktayız. Ses, sayısal ortamlarda tutulabilmek­te, beste ve seslendirmeler bu ortamlarda yapı­labilmekte, birçok müzik aletinde artık ileri teknolojiler kullanılmakta,  Internet üzerinde tanıtımdan pazarlamaya kadar uygulamalar ya­pılabilmektedir. Resimle ilgili olarak renk ton­ları artık milyonlarca çeşitten oluşan bir yelpa­zede üretilebilmekte, elektronik ortamda il­ginç eserler yaratılabilmektedir. Diğer taraftan eski resimlerin  restorasyonundan,  bunların sergilendiği sanal müzelere kadar artık birçok ilginç uygulamaların başladığı görülmektedir. 

Bilgisayarlar ve bilgi teknolojilerinin ge­lişen çizgisinde bugünkü gelinen nokta ve ya­kın gelecekte beklenen uygulamalar konusun­da yukarıda sıraladığımız örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Aslında söz konusu teknolojile­rin girmediği ya da ilgili uygulamaların yapıl­madığı alan hemen hemen yok gibidir. Gelişim çizgisi bu hızla devam ederse çok daha uzun zaman perspektifinde nelerin olabileceğini bu­günden net olarak görmek mümkün olmadığı­na göre biraz hayal gücümüze biraz da bundan önceki gelişmelere dayanarak bazı tahminler­de bulunabilir miyiz? 

Bilgisayar işlemcilerinin kapasitelerinin artması, boyutlarının daha da küçülmüş ve ile­tişim ağları konusundaki gelişmelerin 21'inci yüzyılın ilerleyen bölümlerinde de devam ede­ceğini varsayarsak, etrafımızda kullandığımız birçok şeyin daha akıllı hale geleceğini söyle­yebiliriz. Bir başka deyişle, yaşadığımız ortam­lar çok daha "akıllanacaktır". Bu konuda hayal gücümüzü zorlayacak   bazı örnekleri sıralaya­biliriz.

Evlerimizde açılıp kapanan kapılar ye­rini yaklaşan insanı tanıyarak raylar üzerinde hareket eden kapılara bırakacaktır. Mutfaktaki sistemler, muhtemelen birbirleriyle bağlantılı biçimde  ve programlanarak çalışan akıllı sis­temler olacaktır. Evin ısıtma ve soğutma siste­mi de oto kontrollü olabilecek, uzaktan ku­manda edilebilecek, hatta içeride olup bitenler uzaktan görüntülenebilecektir. Tuvaletler de akıllanacak belki de kendisini kullanan insan­lar için anında biyokimyasal analizler ve buna bağlı teşhisler yapıp rapor edebilecektir. Eği­timde sanal ortamlar yaygınlaşacak, eğlence ve bunun gibi şeyler daha çok sanal ortamlarda yapılacaktır. Bugün için, evlerdeki telefon bağ­lantıları ne ise bilgisayar bağlantıları da stan­dart hale gelecek, "telsiz ağlar" yaygınlaşacak­tır. 

Bilgisayar sistemleri geliştikçe evde kul­lanılan bilgisayarlar çok daha "akıllanacak", çevrelerinde olup bitenleri algılayabilecek, in­sanların önemli birer arkadaşı olacaktır. Öğ­renme süreci, bilgisayarın sahibini tanıması ve anlaması yönünde de devam edecek, buna duygu boyutunu da ekleyerek insan ve bilgisa­yar, birbirini tamamlayan unsurlar olacaktır. 

Bu şekilde gelişen ve insanla irtibatı öy­le ya da böyle kurulan ve gittikçe akıllanan bil­gisayar sistemleri birbirine ağlarla bağlanacak, bu şekli ile de dünya, adeta tek bir beyin gibi olacaktır. Böylece insan, bu sistemin bir parça­sı olduğunu daha çok hissedecektir.

Düşünen ve hayal eden insanoğlu sü­rekli öğrenen ve araştıran, merak eden çizgisinde hayal gücünü hep aşagelmiştir. Onbinlerce yıl öncesinden bakıldığında sesin, görün­tünün uzaklara gönderileceği hayal bile edile­mezdi. İnsanoğlunun uçması, aya gitmesi, ge­zegenler arası yolculuk artık hayal olmaktan çıkmış gerçek olmuştur. Bir şeye ulaşabilmek ya da keşfedebilmek için onu hayal etmek ge­rekir. Bir başka deyişle yeniliklerin buluşlar ve gelişmelerin sınırları hep hayal gücüyle çizil­miştir. 

Ben de bu yazıyla birlikte hayal ediyo­rum. Acaba diyorum burada yazdıklarımı to­runlarımın torunlarının... torunları okuyor ol­salardı bu fanteziler hakkında ne düşünürlerdi? Bu hususta gönderecekleri bir mesajı, bir elektronik postayı şöyle ya da böyle algılama­mız mümkün olabilir miydi? Zamanın da bir-gün sıfır noktasına ulaşacağını varsaysak bile, bu konuda hayal gücümü çok mu zorlamış oluyorum?

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005