Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Cumhuriyet Döneminde Türk Bankacılık Sektörü 

Cihan Paçacı 

Bankalar kısaca günümüzde her türlü fi-nansal hizmeti vermeleri nedeniyle, ülke eko­nomilerinin önemli kurumsal yapılarından bi­rini oluşturmaktadır. Fon fazlası ve fon ihtiyacı olan kişi ve kurumlar arasında aracılık yapmak  ve kaynak kullanımını iyileştirmekten,  para

 politikasının etkinliğini artırma ve gelir ve servet dağılımını etkilemeye kadar birçok işlevleri olan bankalar günümüzde sürekli artan çok

çeşitli hizmetler sunmaktadırlar. 

Ülkemizde de bankalar, sigorta şirketle­ri, yatırım ortaklıkları gibi diğer mali kurumlar yeterli ölçüde gelişmemiş olduğundan, finan-sal sistemimizin temel taşlarını oluşturmakta, ekonomimizin işleyişi açısından büyük önem taşımaktadırlar. Özellikle ülkemiz gibi geliş­mekte olan, sanayileşme sürecinde bulunan ve sermaye yetersizliği çeken bir ülkede bankacı­lık sektörü yatırımların finansmamnda son de­rece önemli bir görevi yerine getirmektedir. Tasarrufların özendirilmesi ve ekonomik siste­me çekilmesi ile bunların yatmma aktarılması ülkemizde bankacılık sektörü tarafından ger­çekleştirilmektedir. Tasarruf ve yatırım alışkan­lığının oluşmasını destekleyen ve tasarrufların etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayan ban­kalar bu özellikleriyle her zaman para piyasa­sının en önemli kurumu olma özelliğini koru­makta ve ekonomide yatırımlann artması ile ekonomik gelişmenin hızlanmasına yardımcı olmaktadırlar. 

Ülkemizde 1997 yılı sonu itibariyle T.C. Merkez Bankası hariç 72 banka faaliyet göster­mekte olup bu bankalar, 5'i kamusal sermaye­li olmak üzere 59'u ticaret bankası, 3'ü kamu­sal sermayeli olmak üzere 13'ü kalkınma ve yatırım bankalarıdır. Bu bankaların yine 1997 yılı sonuna göre 6795'i ticaret bankalanna ve 24'ü kalkınma ve yatırım bankalanna ait olmak üzere toplam 6819 adet şubesi, toplam 154.864 çalışan adedi bulunmaktadır. 

Her ülkenin bankacılık sisteminin yapı­sı gibi, Türk bankacılık sistemi de tarihi gelişi­min, izlenen ekonomik politikaların, ekono­mik yapının etkisini taşımaktadır. Bankacılık faaliyeti, ekonomik yapıdan ve izlenen ekono­mik politikalardan bağımsız bulunmamakta­dır.

Çalışmanın giriş kısmında, bankacılığın günümüzdeki işlev ve işlemleri anlatıldıktan sonra altı ana başlık altında bankacılığın tarih­sel gelişimi izlenmektedir. Bu bölümler Türki­ye ekonomisinin yapısal değişikliklere uğradı­ğı ve buna göre bankacılık sektörünün de önemli değişimler gösterdiği zaman dilimleri­dir. Bunlar; 

I) Cumhuriyet Öncesi Dönem II) 1923-1932 Ulusal Bankacılığın Ge­liştiği Dönem

III)  1933-1944 Devletçilik ve Devlet Bankalarının Kuruluş Dönemi

IV)  1945-1960 Özel Bankaların Gelişti­ği Dönem

V) 1961-1979 Planlı Dönem VI) 1980'den Günümüze Bankacılıkta Serbestleşme ve Dışa Açılma Dönemi'dir.

1- Cumhuriyet Öncesi Bankacılık 

Tanzimat dönemine kadar geçen uzun yıllar boyunca ülkemizde banka ya da banka­ya benzer bir kuruma rastlanmamaktadır. Ban­kacılığın doğup gelişmesi için ekonomik ko­şulların elverişli olmamasının yanısıra değer yargıları bu döneme kadar, bugünkü anlamda bankacılık özellikle de milli olarak nitelendiri­lebilecek bir bankacılık faaliyetinin doğmama­sına yol açmıştır. 

Türkiye'de gerçek anlamıyla ilk banka, devletin de yardımıyla iki Galata Bankeri tara­fından 1847 yılında Bank-ı Dersaadet (Banque Constantinople) adı ile kurulmuştur. Anılan banka uzun ömürlü olmamış, ekonomik hayat üzerinde göze çarpan bir etkisi de görülme­miştir.

Ülkemizin ilk milli bankası, 1863 yılında Memleket Sandıkları ile temeli atılan Ziraat Bankasıdır. Ülkemizde milli bankalann kuru­luşu özellikle II. Meşrutiyet'in estirdiği yeni ce­reyanlar etkisiyle 1908 yılından sonra hızlan­mış ve I. Cihan Savaşı yıllannda milli bankacı­lık hareketi daha da kuvvetlenmiştir. Saptana­bildiği kadarı ile 1911-1923 yılları arasında mil­li sermaye ile 21 banka kurulmuştur.

Bu bankalann büyük bir bölümü bölge­sel ihtiyaçlara cevap veren tek şubeli bankalar (ünite bankaları) şeklindedir. Bu dönemde özellikle Konya ili üç adet mahalli banka ile dikkati çekici gelişme göstermiştir. 

Bu bankalar dışında seriye mahkemele­rinin yönetimi altıda bulunan Eytam Sandıkları da kredi kurumları olarak kabul edilebilir.

Osmanlı imparatorluğu döneminde ku­rulmuş olan milli bankalardan 18'i Cumhuriyet dönemine intikal etmiştir. 

Bununla birlikte, Ülkemizde ilk banka­nın kuruluşu olan 1847 yılından Cumhuriyetin ilan edildiği 1923 yılına kadar geçen dönem içinde piyasada etkin olan bankalar, daha çok yabancı sermaye tarafından veya yabancı ser­maye iştiraki ile kurulmuşlardır. 

2- 1923-1932 Ulusal Bankacılığın Geliştiği Dönem 

Kurtuluş Savaşı sonrasında Türkiye bü­yük bir nüfus değişimi sorunu ile karşılaşmış­tır. Lozan Antlaşmasında kabul edilen nüfus değişimi ile 1 milyon 300 bin dolayında Rum Yunanistan'a, 400 bin Türk de Türkiye'ye göç etmiştir. Bu duaım kentli nüfusun azalmasına; ekonominin nitelikli işgücü sorunuyla karşılaş masına neden olmuştur. Ülke ekonomisinin iş lerliğinin sağlanabilmesi için, bunların yerini alabilecek, Türk ticaret ve iş adamlarının yetiş tirilmesi gerekmiştir. Bu ise her şeyden önce yeni bir kredi ve banka sisteminin oluşturul­masını başka bir deyişle ulusal bankacılığın kurulmasını gerektirmiştir. Cumhuriyet döne­minde bankacılık alanındaki gelişmeleri daha somut olarak ortaya koyabilmek için 1923 yı­lında ülkemizde bankacılığın genel durumunu ana hatları ile özetlemekte yarar görülmekte­dir. 

Cumhuriyetin ilanında saptanabildiği kadarıyla ülkemizde 22'si ulusal 13'ü de ya­bancı olmak üzere 35 banka faaliyette bulun­maktaydı. Banka şube sayısı da, 1924 yılı itiba­riyle 439 idi. 

1923 yılında 4 milyon (3.897.724) TL do­layında olan tasarruf mevduatının % 60'ı ulusal bankalarda, % 40'ı ise yabancı bankalarda top­lanmıştı. Yabancı bankaların tüm mevduat içindeki paylannın da % 50 dolayında olduğu hesaplanmaktadır.

Türkiye'nin ticaret ve sanayi kesimi bankacılık konusundaki beklentilerini, İzmir İktisat Kongre'sinde dile getirmişti. Kongrede yer alan ticaret grubu, bir ana ticaret bankası kurulmasını ve devletin de sermaye koyarak ortaklığını isterken, sanayi grubu ise Türki­ye'de mevcut özel ve imtiyazlı bankaların bir­likte sermaye koyarak bir sanayi bankası oluş­turmalarını ve döner sermayenin artırılmasını talep etmiştir.

İzmir İktisat Kongresi'nde ileri sürülen önerilere ve benimsenen esaslara koşut olarak, kongreyi izleyen yıllarda Türk ticari ve sınai hayatını finanse edecek ana bankaların kurul­duğu gözlemlenmiştir. Bu bankalar; Türkiye İş Bankası, Türkiye Sınai ve Maadin Bankası, Türkiye Sanayi Kredi Bankası, Emlak ve Ey­tam Bankası (Türkiye Emlak Kredi Bankası), Ziraat Bankası'nm Yeniden Düzenlenmesi, T. C. Merkez Bankasıdır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkenin dışa açık pazar niteliğini sürdürmesi, ulusal gelir içerisinde dış ticaretin büyük pay alması, güm­rüklerle sanayiin korunamaması, yabancı ban­kaların sayısının ülkede artmasına yol açmıştır. Bu dönemde aşağıda gösterilen altı yabancı banka kurulmuştur. Bu bankalar şunlardır: Banque Chrisoveloni-Hrisoveloni, Banque Belge Pour L'etranger, Banque Generale Pour Le Commerce Etranger (Umumu Ticaret Hari­ciye Bankası), Banque Russe Pour Le Commer­ce Exterieur, (S.S.C.l Ticaret Hariciye Bankası), İtalyan Şark Bankası, Banque Franco Asiatique (Bank Franko Azyatik). 

Cumhuriyet döneminde ilginç olan ge­lişme, 1929 yılından sonra yaklaşık 50 yıl sü­reyle Türkiye'de yeni yabancı banka kurulma­mış veya şube açmak yoluyla yeni yabancı bankanın faaliyete geçmemiş olmasıdır. 1929 yılından sonra ülkemizde ilk faaliyete geçen yabancı banka, 1977 yılında kurulan Arap-Türk Bankası A.Ş. olmuştur. 1929-1977 yılları arasında ülkemizdeki yabancı banka sayısı sü­rekli olarak azalmıştır.

3- 1933-1944 Devletçilik ve Devlet Bankalarının Kuruluş Dönemi 

Ekonomik kalkınma açısından izlene­cek temel politika değişikliği bankacılık siste­mini de etkilemiş 1933-1938 yıllan arasında önemli devlet bankaları ardarda faaliyete geç­miştir. Bu dönemde devlet bankalarının kuru­luşu ile sanayi planları ve iktisadi devletçilik il­kesinin uygulanması arasında organik bir bağ vardır. Kurulan bankaların genelde özelliği, belirli bir sektörü ya da toplumsal kesimi des­tekleme üzere faaliyete geçmeleridir. 

Bu dönemde kurulan bankalar; Sümer-bank, Etibank, Denizbank, Belediyeler Ban­kası (İller Bankası), Türkiye Halk Bankası, TC. Ziraat Bankası (Yeniden Düzenleme), Türk Ticaret Bankası 'dır. 

Yerel banka döneminin kapandığı, önemli devlet ve finansman kurumlarının faali­yete geçtiği bu dönemde, ülkemizde 21'i yerel, 2'si devlet bankası ve 9 da yabancı banka ol­mak üzere 32 banka faaliyetine son vermiştir. Kısa bir sürede çok sayıda bankanın tasfiyesi, 1929/1930'da başlayan dünya ekonomik krizi­nin Türk ekonomisini de olumsuz yönde etki-lemesiyle gerçekleşmiştir. Sözkonusu dönem­de faaliyeti sona eren ulusal bankalar ise şun­lardır: İstanbul Bankası, Emlak ve tkrazat Bankası Osmanlı A.Ş., Milli tktisat Bankası, İtibar ve Ticaret Osmanlı A.Ş. , Türkiye Sana­yi ve Kredi Bankası, Üsküdar Bankası, Kar­man Çiftçi Bankası, İstanbul Esnaf Bankası, Konya lktisad-ı Milli A.Ş., Aksaray Halk İktisat Bankası, Kayseri Milli İktisat Bankası, Trab­zon Bankası (Trabzon Tasarruf ve İkraz San­dığı), Karadeniz Bankası, Karaman Milli Bankası, Kastamonu Bankası, Diyarbakır Bankası, Kırşehir Bankası, Niğde Çiftçi ve Tüccar Bankası, Mersin Ticaret Bankası, Er­menek Ahali Bankası, Denizbank, Emvali Gayri Menkule ve İkrazat Bankası, Konya Türk Ticaret Bankası'dır,

Yine bu dönemde faaliyeti sona eren yabancı bankalar: lonian Bank Ltd., Banka Marmaroş Blank ve Şürekası, Banaue Belge Pour L'Etranger, İtalyan Şark Bankası, Credit Lyonnais, Banaue General Pour Le Commerce Etranger (Umumi Ticaret Hariciye Bankası), Banaue Française des Pays Orient (Memaliki Şarkiye Fransız Bankası), Banaue Chrisovele-ni (Hrisoveloni Bankası)'dır. 

Aynca American Express Coop. 1933 yı­lında ülkemizde şube faaliyetini durdurmuş­tur. 

Ülkemizde faaliyette bulunan ulusal bankaların bir bölümünün faaliyetlerini dur­durmaları veya tasfiyeye girmeleri, çok sayıda yabancı bankanın ülkemizdeki faaliyetine son vermesi, 1932-1945 döneminde banka ve ban­ka şube sayısında azalışa yol açmıştır. 1932 yı­lında çalışan banka sayısı 60 ve banka şube sa­yısı da 483 iken, 1945 yılında banka sayısı 40'a ve banka şube sayısı da 4ll'e düşmüştür.

Bu dönemde bankacılık faaliyetlerinin giderek daha çok şekillenmeye başlamasıyla yasal düzenlemelere olan ihtiyacın artması so­nucu bazı kanunlar çıkanlmıştır. 

Mevduatı Koruma Kanunu: 30.5.1933 tarih ve 2243 sayılı Mevduatı Koruma Kanunu, Türkiye'de bankalara ait devlet müdahalesini ilk defa etraflı bir şekilde düzenleyen bir yasa­dır. 

Mevduatı Komma Kanunu 25 maddelik kısa bir yasadır. Bu yasanın bankaları çeşitli yönlerden sınırlayan, onlara bazı mecburiyet­ler ve görevler veren hükümleri bulunuyordu. Nitekim Mevduatı Koruma Kanununa göre, bankalar ancak anonim, hisse senetli koman­dit veya limited şirket şeklinde kurulabtliyor-du. Mevduat kabulü için Maliye Bakanlı­ğından izin alınması zorunluluğu vardı. Mev­duat kabulüne başlayabilmek için her banka­nın merkez ve şubelerinin bulunduğu şehir ve kasabaların nüfuslarına göre yasada gösterilen miktarlarda en az ödenmiş sermayeye ve ihti­yata sahip olması şarttı. Bu yasa 2999 sayılı Bankalar Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 1936 yılında yürürlükten kalkmıştır. 

Ödünç Para Verme İşleri Kanunu: 8.6.1933 tarihinde yürürlüğe giren 2279 sayılı yasa ile ödünç para verme işleri düzenlenmiş ve bir taraftan mevduat faizleri, diğer taraftan kredi faizleri, türlerine göre, muayyen hadlerle sınırlandırılmıştır. Sonra bu yasanın bazı mad­deleri değiştirilmiş ve yasaya bazı maddeler eklenmiştir.

2999 Sayth Bankalar Kanunu: Mevdu­atı Koruma Kanunu'nun uygulanmasından el­de edilen deneyimden ve yabancı ülkelerin bankalar hakkında yayınladıkları yasalardan faydalanarak 2999 sayılı Bankalar Kanunu ha-- zırlanmış ve 1.6.1936'da kabul edilmiştir. Milli bankacılığımızın gittikçe gelişmesi böyle bir düzenlemeyi zorunlu kılmıştır. 69 maddeden meydana gelen bu yasa, kanuni karşılıklarla il­gili maddeler hariç tutulursa, değiştirilmeden 22 yıldan fazla bir süre yürürlükte kalmıştır. 

Yasa, bankaların kurulmasını izne bağ­lamış ve bankaların anonim, limited veya his­seli komandit şirketi şeklinde kurulması şartını getirmiştir. 2999 sayılı Bankalar Kanunu, 1958 yılında 7129 sayılı Bankalar Kanunu'nun kabu­lü ile yürürlükten kalkmıştır. 

4-1944-1960 Özel Bankaların Geliştiği Dönem 

Bu dönemde, özellikle 1950 yılından sonra izlenen ekonomik politikada değişiklik ve II.Dünya Savaşı'nm sona ermesi ile ekono­mik hayatta görülen canlanma, etkilerini ban­kacılık alanında da göstermiştir. Bu dönemde, 1944 yılında kurulan Yapı ve Kredi Bankası da­hil edildiğinde, üçü özel kanunlarla olmak ve bankalararası birleşmeler dahil olmak üzere 30 adet yeni banka kurulmuştur.

1945-1960 döneminde 30 banka kurul­masına karşın, bunların büyük bir bölümü uzun ömürlü olamamış, bir bölümü kuruluşla­rını hemen izleyen yıllarda tasfiye olunmuşlar­dır. Bu dönem 4'ü yabancı banka ve 4'ü de ay­nı dönemde kurulan banka olmak üzere top­lam 14 adet banka faaliyetine son vermiştir. Bu dönemde kumlan bankalardan; Denizcilik Bankası, Türkiye Vakıflar Bankası, Türkiye Öğretmenler Bankası kamu bankası niteliğin- dedir.

Bunların dışında özel banka niteliğinde 30 banka kurulmasına karşın, bu bankaların büyük bir bölümü uzun ömürlü olamamış ve

kısa sürede tasfiye olmuşlardır. Bu dönemde, günümüzde faaliyetlerini sürdüren banka sayı­sı ll'dir. Söz konusu dönemde kurulup günü­müzde de etkinliklerini sürdüren bankalar şunlardır; Derbank, Demirbank, Yapı ve Kredi Bankası, Türkiye Garanti Bankası, Akbank T.A.Ş., Pamukbank, Şekerbank, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'dır. 

1945-1960 yılları arasında faaliyeti sona eren ulusal bankalar ise şunlardır: Konya Aha­li Bankası, Nevşehir Bankası, Ürgüp Zürra ve Tüccar Bankası, Bor Esnaf Bankası, Göynük Sanayi ve Kredi Bankası, Türk Yapı Bankası, Konya tktisad-ı Milli Bankası, Akseki Ticaret Bankası, Türkiye Eski Muharipler Bankası (MUHABANK), Türkiye Muallimler, Memurlar ve Subaylar Bankası (TÜMSUBANK)'dır.

MUHA Bank ve TÜMSU Bank 1959 yı­lında Türkiye Birleşik Tasarruf ve Kredi Banka­sı adı altında birleştirilmişlerdir.

Bu dönemde faaliyeti sona eren yaban­cı bankalar ise; Deutsche Orient Bank, De-utsch Bank, SSCB Ticareti Hariciye Bankası, Şarki Karip Ticaret Bankası'dır. 

Bu dönemde bankacılık sektörünü ilgi­lendiren en önemli yasal düzenleme ise 7129 sayılı Bankalar Kanunu'dur. Uzun bir çalışma sonucu hazırlanan ve 2.7.1958 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 23.6.1958 tarih ve 7129 sayılı Bankalar Kanunu'nun bazı hükümleri yayınlandığı tarihte, diğer bazı hükümleri ise 2.10.1958 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 

5- 1961-1979 Planlı Dönemde Bankacılık 

1960-1980 döneminde bankacılık ala­nındaki gelişmeler ilk üç Kalkınma Planı'nda saptanan esaslara bağlı kalmıştır. Kalkınma Planları ile mali örgütleşmeye ve bankaların kaynak kullanımlarına yön verilmesi, ihtisas bankalarına kalkınma ve yatırım bankacılığına önem verilmesi, yeni ticaret bankalarının ku­rulmasının sınırlandırılması, bu alanda yeni kuruluşlara izin verilmemesi bu dönemin özel­likleri olarak ortaya çıkmıştır.

Bu dönemde kurulan kalkınma ve yatı­rım bankaları; TC. Turizm Bankası, Sınai Ya­tırım ve Kredi Bankası, Devlet Yatırım Banka­sı, Devlet Sanayi ve tşçi Yatırım Bankası, Ma­den Bankası' dır. 

Bu bankaların dışında kurulan ticaret bankaları ise; Anadolu Bankası, Amerlkan-Türk Dtş Ticaret Bankası, Arap-Turk Banka­sı'dır.

Bu dönemde faaliyetine son veren ban­kalar; Niğde Bankası, Akşehir Bankası, Buğ­day Bankası, Tutum Bankası, Ankara Halk Sandığı, İstanbul Halk Sandığı, İzmir Halk Sandığı, Lüleburgaz Birlik Ticaret Bankası, Raybank, Türkiye Kredi Bankası, Adapazarı Emniyet Bankası, Zonguldak Efes Bankası, Türkiye Maden Bankası, Sağlık Bankası (Şar­kikaraağaç Bankası)' dır. 

Ayrıca yabancı bir banka olan Banca Commerciale İtaliana yine bu dönemde şube­lerinin tasfiyesine başlamıştır.

1211 sayılı T.C. Merkez Bankası Kanu­nu, sektöre ilişkin en önemli düzenleme olup, II. BYKP'da öngörülen esaslara uygun olarak Banka'nın, 14.1.1970 tarihinde kabul edilen 1211 sayılı kanunla günün ve planlı ekonomi­nin şartlarına uygun olarak yeniden organize edilmiş ve görev ve yetkileri genişletilmişür. 

6- 1980'den Günümüze Bankacılıkta Serbestleşme ve Dışa Açılma Dönemi 

1980 ve izleyen yıllarda IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı yürürlükte ise de, kamu kesi­mine, devletin ekonomiyi yönlendirici işlevine ağırlık veren bu plan uygulanmamış, plan ka­ğıt üzerinde kalmıştır. 1980 ve sonrasında şek­len kalkınma planlarının var olmasına karşın, bu dönemi planlı olarak nitelendirmek olanak­lı görülmemektedir. Bu nedenle 1980 sonrası taşıdığı özellikler nedeniyle planlı dönemden ayrılmıştır.

1980 sonrasında bankacılık alanındaki gelişmeler şu şekilde özetlenebilir; 

a) Faizlerin Serbestleştirilmesi, Mevduata Pozitif Faiz (Enflasyon Oranının Üstünde) Ödenmesi 

1 Temmuz 1980 tarihinde gerek kredi, gerek mevduat faizleri büyük ölçüde serbest bırakılmış ve bu serbesti, "Türkiye'de Temmuz Bankacılığı" sloganı ile ifade edilmiştir Faizle­rin serbest bırakılması kısa sürede mevduat fa­izlerinin ve buna bağlı olarak banka kredi faiz­lerinin büyük boyutlarda artmasına yolaçmıştır. 

1982 ve 1983 yıllarında yaşanan banka ve banker bunalımı, mevduat faizlerinin yeni­den idari kararlarla saptanması yöntemine yol açmış, mevduat faizlerinin belirlenmesi konu­sundaki serbesti 1.1.1983 tarihinde sona ermiş­tir. Ancak 1987 yılı ortalarında mevduat faiz serbestisine dönülmüş, 1989 yılında bankalar­arası faiz yansının kızışması, mevduat faizinin büyük boyutlarda artması üzerine T.C. Merkez Bankası üst sınır getirme gereğini duymuştur. Yasal olarak ülkemizde mevduata verilecek en yüksek ve en düşük, diğer bir deyişle tavan ve taban mevduat faizlerini tespite, faiz oranlarını kısmen veya tamamen serbest bırakmaya Ba­kanlar Kurulu, Bakanlar Kurulu'nun yetki de­lege etmesi halinde T.C Merkez Bankası yetki­lidir. 

b) Yabancı Bankaların Kurulmasına veya Türkiye'de Şube Açmalarına Elverişli Ortam Yaratılması 

1929 Dünya ekonomik bunalımından sonra Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı bankaların sayısı sürekli azalırken, 1980 yılın­dan sonra yabancı bankaların Türkiye'de şube açmaları ve Türkiye'de yeni yabancı bankala­rın kuruluşu ile 1997 yılı sonunda yeni yaban­cı banka sayısı 21 olmuştur. Ayrıca 1980'li yıl­larda yabancı bankaların ortak olduğu yeni ulusal bankaların kurulduğu ve yabancı ban­kaların mevcut ulusal bankalara iştirak ettikle­ri de görülmüştür. 

Ülkemizde şube açan bankaların Türki­ye'de kurulmuş banka statüsüne dönüştükleri de olmuştur. Bu bağlamda The First National Bank of Boston'un Türkiye Merkez Şubesi, Türk Boston Bank A.Ş.; Manufacturers Hano-ver Trust Company Türkiye Merkez Şubesi, Manufacturers Hanover Bank A.Ş. (bu banka 1992 yılında Chemical Bank A.Ş. unvanını al­mıştır); Banque İndosuez istanbul Türkiye Merkez Şubesi, Turkish Bank A.Ş.; Bank of Bahrain and Kuwait B.S.C., Bank of Bahrain and Kuwait A.Ş. (bu banka 1992 yılında Tasar­ruf ve Kredi Bankası A.Ş. unvanını almıştır) ye­ni statüleri ile faaliyete geçmişlerdir.

c)  Yeni Ticaret Bankalarının Kurulmasına İzin Verilmesi 

Kalkınma Planlarının, Türkiye'de yeterli Ticaret Bankası bulunduğu görüşünden hare­ketle daha çok ihtisas bankalarına öncelik ve­rilmesi, bu tür bankaların geliştirilmelerine iliş­kin ilkelere karşın, 1980 sonrasında yeni ticaret bankalarının kuruluşuna izin verilmiş ve bu dönemde yeni bankalar kurulmuştur. Bu ban­kaların bir bölümü daha önce de belirttiğimiz gibi, şube açarak ülkemizde faaliyete geçen yabancı bankaların merkez şubelerinin Türki­ye'de kurulmuş banka statüsüne dönüşmeleri ile oluşmuştur. 

d)  Türk Bankacılığının Dışa Açılması 

Yabancı bankalar Türkiye'de şube açar­ken ve yabancı bankalar kurulurken ulusal bankalar da yabancı ülkelerde şubeler, temsil­cilikler açma, yurt dışında banka kurma ya da yurt dışında mevcut bankaların sermayesine katılma yoluyla dışa açılma çabası içine girmiş­lerdir. Türk bankalarının 1980 sonrasında dışa açılmaya giderek daha fazla önem vermelerini, uluslararası finansal pazarlarla daha yakın iliş­kiler kurmaya amaçlamaları, AT ülkeleri ara­sında teknik, fiziksel ve mali engellerin kaldı­rılmasıyla oluşan büyük boyutlu finansal pa­zarlarda yer tutabilme isteği ile açıklayabiliriz. 

e)  Bankaların  Kaynak   Yapılarının Değişmesi

1980 öncesi ticaret bankalarının ana kaynağı TL mevduat iken 1980 sonrasında bankaların yeni kaynaklar geliştirdiği görülmektedir. Özellikle 1984 yılından sonra döviz tevdiat hesapları hızlı bir artış göstererek 1997 yıl sonunda toplam mevduatın % 56'sını aşmış­tır. Yurt dışından sağlanan döviz kredileri, bankalararası para piyasasının gelişmesi, varlı­ğa dayalı menkul değer çıkarılması bankalara mevduat dışında da kaynak sağlamıştır. 

f) Bankacılıkta Otomasyonun Artması ve Elektronik Bankacılığa Geçiş

İletişim teknolojisinde gelişme, etkisini bankacılıkta da göstermiş bankacılıkta bilgisa­yar kullanımı arttığı gibi, elektronik fon trans­feri yaygınlaşmış, banka şubelerinin yerlerini vezneler almaya başlamış, bankalar gelişen teknolojiden yararlanarak yeni hizmetler tek­nolojiler, finansal ürünler geliştirmeye başla­mışlardır.

1980 sonrasında bankacılık alanında kurumsal gelişmeler incelendiğinde, dikkati çeken gelişme ülkede faaliyette bulunan ban­ka sayısındaki artıştır. Gerçekten 1980 yılı ba­şında ülkede faaliyette bulunan banka sayısı 44 iken, 1997 yılı sonu itibari ile bu sayı T.C. Merkez Bankası hariç 72'ye yükselmiştir. 

Bu dönemde ülkemizde banka kurmak ya da şube açmak suretiyle faaliyete geçen ya­bancı bankalar şunlardır; BNP Ak Dresdner, Midland Bank, Türk Sakura Bank, Ulusal Bank, Bank Mellat, Citibank, Credit Lyonnais, Habib Bank, ING Bank, Kıbns Kredi Bankası, Societe Generale Bank, The Chase Manhattan Bank, Westdeutsche Landesbank, Bankers Trust, Indosues Euro Türk Merchant Bank, Ta-ib Yatırım Bank'dır.

1982-1983 yıllan arasında faiz yarışına giren bankalar önemli bir bunalım yaşamışlar ve bu 1983-1984 yılları arasında altı ulusal ban­kanın faaliyetine son vermesine neden olmuş­tur. 1983 yılında Hisarbank, İstanbul Bankası, Ortadoğu İktisat Bankası, zorunlu olarak T.C. Ziraat Bankası'na devredilmiştir. İşçi Kredi Bankası'nm ise bankacılık faaliyeti durdurul­muştur. 1984 yılında istanbul Emniyet Sandığı, T.C. Ziraat Bankası ile birleşmiş, Türkiye Bağcılar Bankasının da bankacılık yapma yetkisi kaldırılmıştır, izlenen ekonomik politikanın bankacılık kesiminde doğurduğu bunalım, tü­müyle sona ermemiş, 1987 yılında Türkiye Öğretmenler Bankası, zorunlu olarak kamu ser­mayesi ağırlıklı banka haline dönüştürülmüş, 

1992 yılında da Türkiye Halk Bankası'na katıl­ması kararlaştırılmıştır. 1988 yılında da Çay-bank'ın bankacılık faaliyeti yapması durdurul­muş, daha sonra bu banka Derbank adıyla fa­aliyetini sürdürmüş, Anadolu Bankası da Tür­kiye Emlak Kredi Bankası ile birleştirilmiştir.

1980 sonrası kurulan ulusal bankalar ise, dış ticarette uzmanlaşma amacı güden, 

1993 yılında bankacılık faaliyeti durdurulan ve 1988 yılında Impexbank unvanını almış olan Türkiye ithalat ve ihracat Bankası (TİTÎBANK), Adabank, Koç-American Bankası, Tekstil Bank, BNP-Ak Dresdner Bank, Finansbank, 1993 yılında bankacılık faaliyeti durdurulan ve 1991 yılında Marmara Bankası unvanım almış olan Netbank, Türkiye Turizm Yatırım ve Dış Ticaret Bankası, Birleşik Yatırım Bankası, Tek-fenbank, Alternatif Bank, Bank Ekspres, Top-rakbank, Kentbank, Park Yatırım Bankası, Tat Yatırım Bankası, Etibank A.O., Garanti Yatırım ve Ticaret Bankası (MNG Bank), Oyakbank, Site Bank, Yurtbank, EGS Bank, Takasbank A.Ş., Anadolubank ve Denizbank'tır. 

1994 yılında bankacılık sektörü çok hız­lı devalüasyon ve halkın panik olarak banka­lardan paralarını çekmesi nedeniyle büyük bir bunalım daha yaşamış ve bu dönemde de üç bankanın bankacılık yapma izni kaldırılmıştır. 11 Nisan 1994 tarihinde Bakanlar Kurulu Kara­rı ile Türkiye Turizm Yatınm ve Dış Ticaret Bankası A.Ş.'nin, 20 Nisan 1994 tarihinde Mar­mara Bankası A.Ş.'nin, 24 Nisan 1994 tarihinde Türkiye ithalat ve ihracat Bankası (Impex-bank) A.Ş.'nin bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izinleri kaldırılmıştır.

Bu dönemde, 1987 yılında Devlet Yaü-rım Bankası, Türkiye İhracat Kredi Bankası (Türk Eximbank) şekline dönüştürülmüş; Tür­kiye Emlak Kredi Bankası ile Anadolu Bankası 1988 yılında, Türkiye Emlak Bankası (Konut-bank) adı altında birleştirilmiştir. 

Bank Kapital Türk A.Ş. ve Birleşik Türk Körfez Bankası sermaye dağılımındaki deği­şikliklerden dolayı ulusal banka statüsüne dö­nüşmüşlerdir. Sümerbank 27.10.1995 tarihinde özelleştirilerek özel sermayeli ticaret bankası grubuna geçmiştir. 

Aynı dönemde faaliyetine son veren bankalar ise; Hisarbank, İstanbul Bankası, Ortadoğu İktisat Bankası, İşçi Kredi Bankası, İstanbul Emniyet Sandığı, Türkiye Bağcılar Bankası, T.Öğretmenler Bankası, Çaybank, Devlet Yatırım Bankası, Anadolu Bankası, Türkiye Öğretmenler Bankası A.Ş. (TÖBANK), Denizcilik Bankası T.A.Ş., Türkiye Turizm Ya­tırım ve Dış Ticaret Bankası A.Ş., Marmara Bankası A.Ş., Türkiye İthalat ve İhracat Ban­kası (lmpexbank) A.Ş., American Express 1BC, Bank of Credit and Commerce International (BCCV'dır.

Bankacılık sektörüne yönelik olarak 1980 sonrası en önemli düzenleme 3192 sayılı Bankalar Kanunu'dur. 3182 sayılı Bankalar Ka­nunu, 25 Nisan 1985'te son şeklini almış, 2 Ma­yıs 1985'te de yürürlüğe girmiştir. Bu Kanun ile 7129 sayılı Bankalar Kanunu'nun bazı madde­lerinin değiştirilmesine ilişkin 28 sayılı Kanun hükmünde kararname ile, bankalar hakkında­ki 70 sayılı Kanun hükmünde Kararname de­ğiştirilerek kabul edilmiştir. Bu kanun, banka­lar için tekdüzen hesap planı, tip bilanço ve kar-zarar cetveli öngörmüştür. Kanun'da ban­ka özkaynakları, ödenmiş sermaye veya Türki­ye'ye ayrılmış sermaye ile yedek akçelerden oluşmaktadır. Yine bu Kanun'un 78. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu'nun yapmış olduğu düzenleme bankalar için zorunlu en az serma­ye ve şubelere ayrılması gereken sermaye tu­tarlarını önemli ölçüde artırmıştır. Bu Kanun ayrıca yerli ve yabancı bankaların açılma ve şube sayısını artırmaları ile ilgili kurallan, mu­hasebe ve denetim standartlarını, tasarruf mev­duatı sigorta fonunu, bankaların kredi alacak-lannm tahsilinin hızlandırılmasına ilişkin mad­deleri içermektedir. 3182 sayılı yasa ile banka-lann denetim ve gözetimine ilişkin ek düzenle­meler yapılmış ve bankalar daha sıkı takibe alınmıştır. Banka genel müdürü için aranan şartlar süre hariç, banka yönetim kurulu üyele­rinin yarıdan bir fazlası için de aranarak, ban­ka yönetimi bankacılığı bilen kişilere bırakıl­maya çalışılmıştır. Bakanlar Kurulu kararı ile bankalara muhtemel zarar karşılığı ayrılması zorunluluğu getirilmiş ve bankaların mevduat hesaplarının altı aydan daha kısa tespit edile-miyeceği hükmü kaldırılmıştır. Kanun ile bankalar için bir örnek muhasebe ve rapor sistemi oluşturulmuş ve böylece bankaların şeffaflaştı­rılması yönünde önemli sayılabilecek adımlar atılmıştır. 

Türk Bankacılık Sektörü, Cumhuriyet döneminde yaşadığı gelişmeler, özellikle 1980 sonrasında gerçekleştirdiği faaliyetler sonu­cunda hem ülke ekonomisinde hem de ulus­lararası boyutta önemli aşamalar kaydetmiştir. Bunun sonucunda bankacılık sektörü sundu­ğu hizmet çeşitleri, sahip' olduğu teknoloji ve insan kaynakları açısından bir taraftan ülke ekonomisinin en önemli kurumsal yapısını oluştururken, diğer taraftan da uluslararası platformda gerekli rekabet gücünü yakalamış bulunmaktadır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005