Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Dernekler ve Ticaret

6.10.1983 tarihli, 2908 sayılı Dernekler Kanunu hükümleri dahilinde ve İçişleri Bakanlığının yakın denetiminde faaliyet gösteren Dernekler; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmek üzere, en az 7 gerçek kişinin bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle kurdukları örgütlerdir (2908 sy. D.K: Md.l).

Kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere bir araya gelen gerçek kişilerce kurulabilen bu tür derneklerin uygu­lamada genellikle toplumsal dayanışma amacıyla kuruldukları gözlenmek­tedir. 

Toplumsal dayanışma amaçlı derneklerin kuruluş şekilleri, işleyişleri, örgütlenmeleri, organları, görev ve yetkileri, denetlenmeleri, yasak ve izne tabi faaliyetleriyle diğer konuları, 2908 sayılı Kanunun düzenleme kapsamı içerisinde bulunmaktadır (D.K: Md.2).

Dernekler, kazanç paylaşma amacı olmaksızın ve yasalarda öngörülen yasaklamalar dışında bulunmak kaydıyla, ortak her türlü amaç için kurula­bilirler. Bu amaçlar, sosyal, kültürel, mesleki ve ekonomik olabileceği gibi benzeri sair konularda da olabilir. 

Dernekler, tüzüklerinde öngörülen amaçlara ulaşabilmek için kanunen yasaklanmamış her türlü faaliyette bulunabilirler. Bu bağlamda, amaçlarıyla bağlantı kurulabilmesi kaydıyla ticari bir işletme işletmeleri veya bir ticari şirkete ortak olmaları da kanımızca mümkündür.

Derneklerin doğrudan veya dolaylı olarak bir ticari işletmeyi işletip işletemeyecekleri hususu uygulamada öteden beri tartışılan bir sorundur. 

Derneklerin ticari bir işletme işletemeyecekleri veya daha yaygın bir söyleyişle ticari faaliyette bulunamayacakları görüşünü savunanlar; derneklerin kazanç paylaşma gayesiyle kurulamayacağını ve bunların yapabilecekleri faaliyetlerin kanunda sınırlandırılarak belirlendiğini ileri sürmektedirler. Günümüzde, İçişleri Bakanlığı uygulamalarında da hakim

olan bu görüş sahipleri özellikle, Kanunun 41 inci maddesinde "Derneklerin İzinle Kurabilecekleri Tesisler" başlığı altında yer alan düzen­lemeye dayanmakta ve Dernekleri, kanun koyucunun 41, 89 ve 90 inci maddelerde tadad ettiği faaliyetler dışında yeni faaliyetlere ehil görmenin kanunun amacını aştığı görüşünü savunmaktadırlar. 

Gerçektende, 2908 sayılı Dernekler Kanununun 41 inci maddesinin bu konudaki hükmü; "Derneklerin, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçek­leştirmek üzere, kanunların Dernekler tarafından yapılmasını yasaklan­madığı eğitim ve öğretim faaliyetleri için yurt, pansiyon, kitaplık ve okuma odası; sosyal yardım faaliyetleri için çocuk bakım yuvası, huzur evi, aş ocağı; sportif faaliyetler için spor saha veya salonu ve meskûn yerler dışında kamp tesisleri kurmaları ve işletmeleri, izin almalarına bağlıdır. Hangi tesisler için hangi merciiden izin alınacağı ve izin verilme esas ve usulleri Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulacak Yönetmelikte belirlenir".şeklindedir. 

Derneklerin İzinle Kurabileceği Tesisler Hakkında Yönetmelik de (Bakanlar Kurulu Kararı: 9.7.1984/84-8262), 31.7.1984 tarihli 18475 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 

Kanun koyucu ayrıca, Derneklerin tüzüklerinde öngörülmek ve sağlanan karı üyelerine paylaştırmamak, risturn, faiz veya başka adlarla üyelerine aktarmamak şartıyla üyelerinin, yiyecek, giyecek gibi zaruri ihtiyaç maddelerini ve diğer mal ve hizmetlerle kısa vadeli ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Sandık kurabileceklerini ve bu sandıkların kuruluş ve çalışma esaslarının İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikte göster­ileceğini hükme bağlamaktadır (D.K: Md.89). 

Kanuna göre Dernekler, mahallin en büyük mülki amirinden izin almak kaydıyla lokal açmak ve işletmekle de yetkili kılınmışlardır (D.K: Md.90). 

Ancak, kanun koyucunun bu hükümlerle, Derneklerin kurabilecekleri tesisleri yalnızca 41, 89 ve 90 inci maddelerde öngörülen konularla sınırlandırmak istediği sonucuna ulaşmak da kanaatimizce yanlıştır. 

Kanun koyucu, 41,89 ve 90 inci maddeler hükümleri ve bunlara ilişkin olarak çıkarılan yönetmeliklerle, yalnızca belirli konulardaki faaliyetleri o da kamu düzeni açısından önemleri nedeniyle Kamu İdaresinin iznine tabi kılmış bulunmaktadır. Yoksa, Derneklerin kurabilecekleri tesislerin yalnızca 41, 89 ve 90 inci maddelerde sayılanlarla sınırlı tutulması amaçlanmış değildir.

Bu görüşümüzü doğrulayan bir başka husus da, Dernekler Kanununun "Yasak Faaliyetler" başlığı altındaki 37 inci maddesinde, ticari faaliyetlerin yasak faaliyetler arasında sayılmamış bulunmasıdır. Aksine, söz konusu maddede yer alan "Dernekler, tüzüklerinde gösterilen amaç ve bu amacı gerçekleştirmek üzere sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları ve biçim­leri dışında faaliyette bulunamazlar" ibaresiyle Derneklerin, tüzüklerinde gösterilen amaçlarla uyum içerisinde olmak kaydıyla her türlü faaliyette (bu arada, ticari faaliyette de) bulunabilecekleri sonucu ortaya çıkmaktadır. 

Nitekim, Türk Ticaret Kanununun 18 inci maddesindeki; "... gayesine varmak için ticari bir işletme işleten dernekler ... dahi tacir sayılırlar" hükmü de tacir sayılmanın koşullarını belirlerken, derneklerin amaçlarına ulaşmak için ticari bir işletme işletebileceklerini dolaylı da olsa kabul etmiş gözükmektedir. 

Kaldıki, Beden Terbiyesi ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 3289 Sayılı Kanuna göre; Dernekler Kanunu hüküm­lerine dayanılarak kurulan spor kulüplerinin, profesyonel takımlarını Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca kuracakları veya kurulmuş olan şirketlere devredebilmeleri veya kiraya verebilmeleri hükmü (3289 sy. K: Md.20, 24) de Derneklerin, şirket kurabilme veya kurulmuş şirketlere ortak olabilme imkanlarını vurgulayan bir başka hukuki kanıttır. 

Derneklerin ticari faaliyette bulunamayacakları görüşünü savunanların bu konuda ileri sürdükleri bir başka hukuki gerekçe de, derneklerin kazanç paylaşma amacıyla kurulamamaları (D.K: Md.l) nedeniyle ticari bir işlet­meyi de işletemeyecekleri şeklindedir. Kanaatımızca bu gerekçeyi de tutarlı kabul etmeye imkan yoktur.

Zira, derneklerin ticari işletme işletmeleri, kazanç paylaşma amacının kesin bir göstergesi olarak kabul edilemez. Dernekler, amaçlarını daha etkin bir biçimde gerçekleştirebilmek için ve kazanç paylaşma amacı da gütmeksizin ticari bir işletme işletebilirler. Bazen, böyle bir girişim, derneğin amacına ulaşabilmesi için kaçınılmaz bir gereklilik de olabilir. Örneğin: Kanserle Mücadele Derneğinin, kanser tedavi ilaçlan üretmek için bir ticari işletme kurması veya Kızılay Derneğinin çadır üretimi için fabrika kurması gibi. 

Kaldı ki, hukuken tartışma konusu yapılabilecek husus yalnızca derneklerin doğrudan kuracakları ve işletecekleri tesislerle ilgilidir. Yoksa, derneklerin kurucusu bulundukları veya iştirak ettikleri şirketlerce işletilen ticari işletmeler bu tartışmanın kapsamı içerisinde değildir. Değişik söy­leyişle , derneklerin, amaçlarıyla bağlantı kurulabilmesi kaydıyla bir anon­im şirketin kurucusu olmasında veya bunlara iştirak etmesinde yasal bir engel bulunmamaktadır. Zira, bu ve benzeri durumlarda ticari işletme, ortak dernek tarafından değil ilgili şirket tüzel kişiliğince işletilmektedir. 

Açıklanan nedenler dolayısıyla, bir ticari işletme Derneklerce doğrudan doğruya işletilebileceği gibi anonim şirket veya kooperatif tüzel kişiliği aracılığıyla da işletilebilir. Bunun için Dernek amaçlarıyla, şirket ve koop­eratif amaçları arasında hukuki bağlantı kurulabilmesi, kanaatımızca yeter­li ve tek koşuldur.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005