Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Dünya’da Açlık ve Açlık Sorunu Hakkında 

Açlıktan Hava Durumu Sorumlu Değil (Dünyadaki Açlık) 

Açlık insanlık tarihinde tabiî bir durumdur. İyi haber, insanlığın bu tabiî hal­den uzaklaşmakta olduğudur. Geçtiğimiz iki asırda insanların nüfusunun altı kat artmasına karşılık, gıda üretimi daha hızlı artmıştır. Daha iyi ve daha yaygın ola­rak kullanılan teknoloji - melez tohumlar, gübreleme ve benzerleri - çiftçilere her bir dönümden daha fazla ürün kaldırma şansını bahsetmiştir. Müstakbel icatlar, bitkilerin ve hayvanların daha fazla besin elde etmek için genetik müdahaleye tabi tutulması dahil, gezegenimizin sakinlerinin kilerim dolu tutmaya yetecektir. Fakat, Haziran ortasındaki Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Zirvesi bunun kayıt­sızlık için bir sebep teşkil etmediğini göstermiştir.

Yetersiz beslenen insanların sayısı her yıl yaklaşık 5 milyon

eksilmektedir. Dünya nüfusunun yüzdesi olarak bu alandaki ilerleme daha da etkileyicidir. Fakat buna rağmen hâlâ 800 milyon insan açtır. Bunun anlamı pek çok ıstırap/acı de­mektir. Kifayetsiz beslenen çocuklar hastalıkların pençesine çok daha kolay düşe-bilmekte ve ne yazık ki çoğu zaman yetişkin hale geldiklerinde hayatlarım kaza­nabilecek yeterlilikte olmalarını zorlaştıracak fiziksel ve zihinsel engellerle malûl olmaktadır.

Açlığın bir sebebi kötü havadır, fakat daha büyük bir sebep kötü yönetim/ hükümettir. İyi idare edilen ülkeler asla açlık sorunuyla karşılaşmamaktadır; fakat en kötü beslenen 25 ülkenin tamamı fena şekilde yönetilmektedir. Bu ülkelerin bazılarıysa inanılmaz şekilde kötü idare edilmektedir. Hava için, en azından kısa dönemde, bir şey yapılamayabilir; fakat politikalar değişebilir. 

Fakir ülkelerde insanlar artık, silah tehdidi altıtşla, kollektif çiftliklere sürülmemektedir - Yirminci yüzyılda milyonlarca insanı katleden bir politika. Fakat hâlâ silahlı insanlar savaşların hüküm sürdüğü ülkelerde çiftçilerin gıda üretme müşevvikleri azalmaktadır. Doğu Kongo'da hiç kimse sığır yetiştirmek isteme­mektedir, zira yağmacı askerler onları çalmaktadır. Barış içindeki fakir ülkelerde bile, toprak kiracılığı çoğu zaman güvence altında değildir. Zimbabwe'de hükü­met toprağı kapmakta ve destekçilerine vermektedir. Bu, tarım üretiminin düşme­sine neden olmaktadır. 

Bir çok ülkede bireylerin toprak sahibi olmasına müsaade edilmemekte veya bireyler toprağa sahipliklerine resmî bir geçerlilik kazandırmakta büyük zorluklar çekmektedir. Bu, bir çok küçük çiftçinin, topraklarını daha iyi çiftçilik teknikleri­ne yatırım yapmak için sermaye bulmalarına yardımcı olacak şekilde teminat ola­rak kullanmalarını imkânsızlaştırmaktadır. Mesele sadece tarım politikaları değil­dir. En fakirler kendilerini daha istikrarlı/yeterli biçimde ancak daha az fakir ol­dukları zaman besleyebilirler. Buna ulaşmak için fakir ülkelerin mülkiyet hakla­rına hukuken takip edilebilir (gerekirse kamu zoruyla uygulanabilir) mukavelele­re, makro ekonomik istikrara, daha serbest ticarete ve yağmacı/tamahkâr olmayan hükümete ihtiyacı var. En açlar bunların çoğuna sahip değildir. 

Birleşmiş Milletler zirvesi, kaçınılmaz olarak, daha fazla yardım çağrısı yap­maktadır. Fakat zengin ülkelerin fakirlere yapabileceği en büyük iyilik zengin ülkelerin çiftçilerine daha az yardım vermektir. Zengin ülkeler kendi çiftçilerini sübvansiyonlarla, yüksek gümrüklerle ve sağlık ve güvenlik maskesi giydirilmiş başka yollarla korumaktadır. Bu, fakir ülkelerdeki çiftçilerin ürünlerini zengin ül­kelerde satmasını zorlaştırmaktadır. Dünya Bankası zengin Kuzey ülkelerinin ko­rumacı politikaları terk etmesinin fakir ülkelerin yıllık YİH'sında 30 milyar dolar­lık bir büyüme sağlayacağını söylemektedir. Bu rakam açlığın çözülmesinde çok etkili olabilecek seviyededir. 

Yardımdan farklı olarak, daha serbest ticaret bağımlılığı pekiştirmez. Ve yardı­mın paraya malolmasma karşılık, tarım sübvansiyonlarını kaldırmak, insanların daha ucuza beslenmesine imkân vereceği kadar vergi mükelleflerinin günde 1 milyar dolar tasarruf etmesini de sağlayacaktır. Bazı Kuzeyli çiftçiler bundan za­rar görebilir, fakat, başka bir iş ararlarken onları beslemek çok daha ucuz olacak­tır. Dahası, zengin dünyanın sübvansiyonlarının ekserisi, bir çoğu milyoner olan en zengin çiftçilere gitmektedir. Bu milyonerler, sübvansiyonlar kaldırılsa bile hiçbir şekilde açlık çekmeyecektir.Çeviren: Atilla Yayla 

Kaynak: The Economist

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005