Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Gelişmekte Olan Ülkelerde Yabancı Banka Yatırımları (Girişleri) 

Gelişmekte olan ülke (GOÜ) konumunda olan ülkeler, finansal piyasalarını hızla geliştirerek, dünya yatırım fonlarının daha büyük bir oranını ülkelerine çekmeyi ve uluslararası piyasa hareketlerinden daha fazla pay almayı amaçlamaktadırlar. Bütün bu yapılanların ardındaki temel amaç, ekonomik yapılarını güçlendirmek, üretim ve ihracatın önündeki engelleri aşmaktır. 1980 sonrasında, pek çok GOÜ, enflasyonu kontrol altına almak, faiz oranlarını düşürmek, tasarrufları özendirmek, mali sisteme yönelmesini sağlamak, tasarrufları yatırımlara kanalize etmek, böylece ülke içi üretimi ihracata da yönelik olarak arttırmak için, mali sistemlerini geliştirme çabasına girmiştir. Bu, uluslararası sermayeyi çekerek yapılmaya çalışılmış, finansal piyasaların gelişmesi için altyapılar oluşturulmasına gayret edilmiştir (Özgen, 1998: 50). 

1990’lı yıllarda birçok ülkede uygulanan serbestleşme politikaları ile yabancı bankaların şube açmalarına ve banka kurmalarına imkan tanıyan düzenlemeler, gelişmekte olan ülkelerde yaşanan bankacılık krizleri, uluslararası sermaye akımları, teknolojik yenilikler özellikle gelişmekte olan ülkelerde yabancı bankaların sektördeki payının önemli ölçüde artmasına yol açmıştır. Bu gelişmelere bağlı olarak, yakın dönemde birçok gelişmekte olan ülkede yapısal değişiklikler yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde yaşanan değişim sürecinde görülen gelişmeler şöyle sıralanabilir (TBB, Bankacılık ve Araştırma Grubu, 2005: 3);

•    Özel sektörün rolünün artması,

•    Uluslararası entegrasyon çabası,

•    Piyasa mekanizmasının gelişmesi,

•    Finansal sektörün büyümesi ve işlevinin artması,

•    Bankacılığın rekabete açılması,

•    Uluslararası kurallara yaklaşılmasıdır. 

Bankacılık ve finans sektörünü uzun yıllar yabancı sermayeye kapalı tutan birçok gelişmekte olan ülke, finansal küreselleşmeye paralel olarak, son 10–15 yılda çeşitli sebeplerle yabancı sermaye girişi önündeki engelleri hızla kaldırmaya başlamıştır. Bu da bankacılık ve finans sektörüne yabancı sermaye girişini hızlandırmıştır. Benzer bir gelişme son yıllarda Türkiye'de de yaşanmaktadır (Büyükdeniz, 2007: 2).

Birçok gelişmekte olan ülkede, yabancı banka girişlerine ihtiyaç duyulmasını sağlayan çok önemli eksiklikler bulunmaktadır. Bunlar, sermaye eksikliği, ticari bankacılık becerilerinin eksikliği ve etkin çalışmayan bir bankacılık yapısıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, genel olarak ülkeler her ne kadar kapılarını yabancı bankalara açmış olsalar  da,  sektördeki  yabancı sahipliğine kısıt  getirmişlerdir.  Örneğin Filipinler’de otoriteler yabancı bankaların piyasa paylarının %30’u geçemeyeceğini kanunla belirlemiştir (Çakar, 2003: 15).

Yabancı bankalar gelişmekte olan ülkelerin aşağıdaki işlemleri için faaliyet göstermek istemektedir (Apak, 2007: 20):

•    Dış ticaret gelişimi,

•    Bu ülkelerdeki ödemeleri ana ofislerine taşıyarak ülke riskini giderme ve yerli bankalara göre avantaj sağlama,

•    Kur hareketleri ve bunların vadeli işlemler ile geliştirilmesi,

•    Devletin ve özel sektörün hazine bonosu ve hisse senedi işlemleri ile kendi portföylerinin ya da fonların işlemlerinin gerçekleştirilmesi (aracılık ve depo hizmetleri),

•    Batık devlet ve özel sektör risklerinin düşük fiyattan alınıp kar elde edilmesi (asset management),

•    Gelişmekte olan ülkelerde mortgage işlemlerinin teşviği (Türkiye’de gayrimenkul fiyatları devamlı artmaktadır. Ayrıca, mortgage kredilerinden Basel II için %35 karşılık ayrılmaktadır. Bu oran hazine bonosu karşılığı olan %50’den azdır),

•    Gelişmekte olan ülkelerin banka birleşmeleri, özelleştirme ve yabancı bankalara satışına aracılık etme,

•    Tüketici kredileri, kredi kartı hizmetlerinin gelişmesi,

•    Kamu finansmanına yönelme.

Liberalleşme çabaları ile ülkeler, yaşadıkları krizler, borç yüklerinin ağır basması, büyümenin finansmanı gibi nedenlerle yabancı bankalara daha geniş ifade ile yabancı sermayeye kapılarını açmışlardır. Ülkenin beklentileri bu değişimde önemlidir. Giriş yapılacak ülkenin beklentilerine ana hatlarıyla değinilecek olursa (Çakar, 2003: 21) ;

•    Ülkeye yabancı sermaye girişini artırmaları,

•    Yatırımları ve dolayısıyla büyümeyi çeşitli şekillerde, mümkünse uzun vadeli ve düşük maliyetle finanse ederek teşvik etmeleri,

•    Uluslararası ticareti kolaylaştırmaları ve geliştirmeleri,

•    Yabancı doğrudan yatırımların artması için yardımcı olmaları,

•    Bankacılık teknolojisi ve yönetim sağlayarak ve öncülükte bulunarak, ürün, çeşit, verimlilik, hizmet, otomasyon, örgütsel ve donanımsal anlamda ulusal bankacılığın modernizasyonuna ve rekabet artışına katkıda bulunmaları,

•    Tasarruf teşviki ve

•    Uluslararası ve bölgesel finansman faaliyetlerinin geliştirilmesi gibi hususları yerine getirmeleridir.

Gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında artan ekonomik bütünleşme, gelişmekte olan ülkelerin bankacılık sistemlerinde yabancı payının artmasının nedenlerinden birisidir. Bu artışı açıklayan geleneksel görüşlerin ilki, “müşteriyi izleme” ilkesi çerçevesinde gelişmiş ülke bankalarının kendi ülkelerinde çalıştığı şirketlere, gelişmekte olan ülkelerde de hizmet vermek amacıyla bu ülkelere yatırım yapması gerekmektedir (Bumin, 2007b:18).

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005