Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Vergi Konusunda Yanlış Yorumlar 

Bugünlerde tüm sıcaklığı ile sürdürülen vergi tartışmala­rında toplumu yanıltıcı yorumlar yapılmaktadır. Bu yazıda, olanaklar çerçevesinde, bu tür yanlış yorumlardan birisine değinmek istiyorum. 

Vergi ile ilgili bu tür tartışmalarda temel hata, bakış açılarında görülmektedir. Sermayenin bir üretim aracı olarak kabul edildiği kapitalist toplumlarda dahi, hiç değilse kibarlık gereği olarak, hiçbir sermaye sahibi, çalışanlara kendisinin ekmek yedirdiğini ileri sür­mez. Sermaye sahibi için "işveren" ifadesi de, bu bağlamda yanlı bir ifadedir. Bakış açısı, "işveren"' ve "işçi" biçiminde belirince, serma­yedar da elde ettiği kân, derin bir mülkiyet anlayışı içinde, kendine mal etmektedir. Bu tür algılamada, ücret yükselişlerinin kân torpil­lemesi sadece sermayedarlarca değil, fakat hemen tüm toplumca olumsuz bir gelişme olarak algılanmakta, buna karşılık, ürün fiya­tındaki yükselişlerin ücretlere yansıtılmaması da fevkalade olağan görülmektedir. İşte bu yorum, sistemin yarattığı çarpık algılama sonucunda oluşmaktadır.

Böyle bir çarpık algılama ve yanılma ortamında, ücretler üze­rindeki vergi yükü, çoğu zaman, tüm topluma sermaye üzerinde­ki yük olarak yansıtılmaktadır. Toplu sözleşmelerde, daha çok net ücret pazarlığı yapıldığı, fakat her çalışan için sermaye sahi­binin kasasından, ücrete ilâveten, bir de devlete vergi ödemesi yapıldığı, bu nedenle de, verginin asıl taşıyıcısının sermaye oldu­ğu ileri sürülmektedir. Bu iddia doğru olurdu, eğer piyasada satılan ürünlerin maliyeti içinde emeğin sadece net ücreti olsa idi. 

Oysa, muhasebe kayıtlarına göre, ürün maliyeti içine emek değe­ri net olarak değil, brüt olarak girmektedir. Hatta böylece mali­yetler arttığından, mark-up fıyatlama sistemine göre, kâr marjı değişmese de, kâr miktarı artmaktadır. Diğer bir ifade ile, önce sinelerine çektikleri ücret vergilerini, maliyet artırıcı bir eleman olarak kullanan sermaye sahipleri, hem bu maliyeti tüketiciye aktarmakta, hem de "mark-up" fıyatlama yöntemi ile bunun üzerinden daha fazla kâr elde etmektedirler. 

Bu süreç, hiç kuşkusuz, sadece ücret vergisinde değil, hemen her tür yükümlülükte geçerlidir. Ücret üzerindeki tüm yükümlü­lükler, aynı süreçle ürün maliyeti içinde tüm topluma yayılmak­tadır. Buna, söz konusu maliyet elemanlarının sosyalizasyonu denir. Yani, sermaye, üzerindeki maliyet elemanlarından arındırılmakta ve bu maliyetler tüm topluma yayılmaktadır. Artık bu konuda sermaye sahiplerinin şikayette bulunması ne doğrudur, ne de haklı! 

Kaynak: İzzettin Önder – İstanbul Üniversitesi Maliye Bölümü

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005