Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Kamu Giderlerinin Ekonomik Etkileri

Kamu giderlerini ikinci bir ayırım içinde, yapılan giderlerin ağırlıklı veya öncelikli etkilerine göre "ekonomik etkiler" ve "sosyal etkiler" biçiminde ikinci bir sınıflandırmaya göre ele almak uygun görülmüştür. Bilindiği üzere ekonomik faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde bir üretim-tüketim, arz-talep veya alım-satım ilişkisi ortaya çıkmaktadır. Bu ilişkiler mali yönden gelir-gider ilişkisini meydana getirmekte ve buna da kamu maliyesi yönünden "mali olay" denmektedir, işte kamu gideri de bu ilişkinin veya mali olayın bir yönüdür. Aşağıda kamu maliyesinin bir yönünü ifade eden ve kamu faaliyetinde öncelik taşıyan kamu giderlerinin ekonomik faaliyetlerin değişik biçimleri üzerindeki etkileri ana hatları ile ele alınıp çalışılacaktır.

1- Kamu Giderlerinin Üretim Üzerindeki Etkileri 

Ekonomik  faaliyetler üretim ve tüketim  faaliyetlerinden  meydana gelmektedir. Üretim faaliyetleri ise, üretim faktörlerinin kullanımı ile insanların ihtiyacını karşılayacak mal ve hizmetlerin veya tatmin vasıtalarının meydana getirilmesi faaliyetleridir. Yani ekonomik açıdan üretim, tüketim için mal ve hizmet hazırlamak ve bunları tüketicilere sunma faaliyetidir. Böylece bir süreç olarak üretim-tüketim süreci ortaya çıkmakta ve bireysel alanda üreticilerin karşılaştığı yer olarak "Pazar" veya "piyasa" doğmaktadır. Üretici ve tüketicilerin piyasada karşılaşmaları ile bir mali olay şeklinde ilgili malın "fiyat'ı belirlenmekte ve belirlenen bu fiyat üzerinden alım-satım gerçekleşmektedir. Bu alım-satım parasal yönden ifadesi de gelir-gîder şeklinde kendini göstermektedir. Bu ilişkideki gider bir kamusal malın bedeli ise buna kamu gideri denilmektedir. Şu halde, niteliği belirlenen bu kamu giderlerinin üretim üzerindeki etkileri ele alınırken, üretimi meydana getiren üretim faktörleri üzerinde durmak gerekecektir. 

a- Kamu Giderlerinin Emek Üzerindeki Etkileri 

Emek, mal ve hizmet üretiminde en önemli bir faktördür. Zira, bir üretim faktörü olarak emek, diğer faktörlerden farklı olarak canlı bir kişiyi, yani insanı temsil etmektedir. Esasen ekonomik faaliyet de insan için yapılmaktadır. Mevcut sınırlı kaynakları en uygun biçimde kullanarak insan ihtiyaçlarını karşılamak söz konusu olduğuna göre. bu imkanı veren üretim içinde bir üretim faktörü olarak emek veya insan gücü, bu niteliği ile hem ekonomik hem de sosyal ve manevi bir unsur durumundadır Esasen istihdam üretim faktörlerinin üretimde kullanımını ifade eden bir kavram olarak algılanmaktadır. Şu halde emeğin üretimdeki rolü, onun üretimi meydana getirmedeki mekanik rolünden çok; onun ihtiyaçlarını karşılaması için iş bulması ve çalışması şeklinde beliren rolüdür.

Üretim faktörü olarak emeğin üretimde kullanılması veya istihdamı, emek piyasasını gerektirir. Emek piyasasında emeğin arzı ve talebi karşılaşmaktadır. Dolayısıyla kamu giderlerinin emek üzerindeki etkileri dendiğinde, Karşımıza emeğin istihdamı ve emeğin arzı ve talebi üzerindeki etkileri çıkmaktadır. Kamu giderlerinin kamusallık özelliği dikkate alındığında, kamu karar alma birimleri veya siyasi otorite için kamu giderlerini emeğin istihdamı ve emek arz ve talebini dengelemek ve belirli seviyeye çıkarmak gibi amaçlar için kullanması söz konusudur. İşte burada da, daha önce ele aldığımız ayırım içinde gördüğümüz reel giderlerle transfer giderlerinin durumu önem kazanmaktadır. Devlet, ekonomik ve sosyal politika hedeflerine göre emeğin istihdamı ve değerlendirilmesi yönünden elindeki reel transfer harcamalarını doğrudan ve dolaylı olarak kullanma imkanına sahiptir. 

b- Kamu Giderlerinin Sermaye Üzerindeki Etkileri 

Üretim faktörlerinden bir diğeri de "sermaye faktörü" dür. Sermaye ekonomik bir kavram olarak yatırım fonu demektir. Yatırım fonu ise sermaye birikimini veya tasarrufu gerektirmektedir. Böylece karşımıza bir yönüyle sermaye arz ve talebinden oluşan bir piyasa; bir yönüyle de bunların yatırıma ve üretime kanalize olmasıyla ortaya çıkan bir teşebbüs veya işletmeci kavramları çıkmaktadır. Görüldüğü gibi sermaye faktörü, yatırım, tasarruf, sermaye piyasası, müteşebbis gibi olay ve nesnelerle ilgili olarak değerlendirilmesi gereken bir faktör durumundadır.

Üretimle ilgili olarak sermaye faktörü de emek faktörü gibi, faiz. verimlilik, kâr, teknoloji ve talep gibi kriterlere bağlı olarak alınıp satılan yada arz ve talebe konu edilen bir faktördür. Üretim etkeni ve iktisadi bir kavram olarak sermaye değişik biçimlerde kendini göstermektedir. Meselâ: ikili ayırıma göre sermaye "ayni-nakdi"; "maddi-gayri maddi", "yatırım-işletme'* sermayesi şeklinde ele alınabilmektedir. Esasen üretime katılan ve bir teşebbüste kullanılan hemen her şey sermaye olabilmektedir. Nitekim üretime insan gücü ve müteşebbis rolü ile giren insan bu yönüyle de üretim faaliyetinde sermaye rolü görebilmektedir. Kişinin üretime sermaye olarak katılması halinde karşımıza "beşeri sermaye" çıkmış olmaktadır. 

Üretimdeki nakdi veya parasal sermaye de çok değişik biçimlerde veya görevlerde kendini gösterebilmektedir. Örneğin, üretimin meydana gelmesinde en önemli etken olan nakdi sermayenin oluşumunda para-kredi ve sermaye piyasaları önemli rol oynamaktadır. Öte yandan bu tarz bir sermaye oluşumu veya birikimi ekonomik bir kavram olarak "tasarrufu ifade etmektedir. Tasarruf veya sermaye birikimi de ekonomik açıdan "yatırım fonu" anlamına gelmektedir 

2- Kamu Giderlerinin Tüketim Üzerindeki Etkileri 

Kamu giderlerinin tüketim üzerindeki etkilerini göstermek üzere konu değişik yönlerden eie alınabilir. Her şeyden önce devletin reel ve transfer harcaması şeklinde yaptığı giderler, gidere muhatap olan kişiler için bir gelir ifade etmektedir. Milli gelir bakımından değerlendirdiğimizde bu. üretim faktörlerine üretime katılmaları veya istihdam edilmeleri ölçüsünde ödenen bir bedeldir. Ekonomi dilinde buna faktör gelirleri diyoruz. Faktör gelirleri bilindiği gibi, emek için ücret, sermaye için faiz, teşebbüs için kâr ve doğal kaynaklar için rant olarak ifade edilmektedir. Şu halde devletin topluma sunduğu hizmetin bedeli olarak yaptığı ödemeler, ödemenin veya harcamanın türüne, miktarına ve amacına göre bu faktör gelirlerini etkilemektedir. Kamu giderlerinin bu tür etkisi, bir yönüyle, ekonomik ve sosyal boyutları büyük önem arz eden, gelirin faktörel dağılımı üzerindeki bir etkidir. Ayrıca, gelir dağılım» fonksiyonel, sektörel, bölgesel, mesleki ve gelir grupları gibi kriterlere göre de değerlendirilebilir. Kamu gideri kendisine has kuralları ve amaçlan içinde devletin veya siyasi otoritenin iradesiyle gerçekleştiği için. belirtilen gelir grup veya sahipleri üzerinde önemli bir yeniden dağıtıcı etki meydana getirmektedir. 

Kamu giderlerinin bir önemli etkisi de bu giderlerin finansman şekline bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi kamu giderleri kamu gelirleri ile karşılanmaktadır. Buna kamusal finansman diyoruz. Kamusal finansman kaynakları arasında en önemli yeri vergiler tutmaktadır. Vergi ve benzeri kamu finansman araçlarının en önemli özelliği ise, giderleri karşılamada kişisel anlamda bir mal ve hizmet ilişkisi kurulmayıp, toplum için yapılan hizmetlerin (yani toplumsal hizmetlerin) bedelini bir bütün olarak toplumdan karşılamasıdır. Esasen bu nedenle kamu maliyesinde "vergiye kamusal fiyat adı verilmektedir. Yani vergi, bir hizmet bedeli değildir. Toplumsal hizmetlerin bir bedelidir ve sosyal adalet prensipleri içinde kişilerin ödeme güçlerine göre hukuki cebir altında toplumu teşkil eden kişilerden alınır. Bu özelliği ile vergi çok önemli bir yeniden dağıtım aracıdır. Dolayısıyla kamu gideri-kamu geliri ilişkisi içinde yapılan giderin bir yapılışı bir de finansmanı sırasında ortaya çıkan etkisi söz konusu olmaktadır. 

Kamu giderlerinin etki derecesini ve boyutlarını belirleyen bir etken de "çarpan" ve "hızlandıran" katsayılarının çeşitli ekonomik değişkenler üzerinde etki göstermesidir. Çarpan ve hızlandıran katsayıları, milli gelir oluşumunda rol alan ekonomik değişkenlerde meydana gelen bir değişmenin milli geliri ne ölçüde değiştireceğini belirlemektedir. 

3- Kamu Giderlerinin İstihdam Üzerindeki Etkileri 

Ekonomik bir kavram olarak istihdam, üretim faktörlerinin üretime tahsis edilmeleri veya üretimde kullanılmaları demektir. Klasik-liberal iktisadi düşüncenin benimsediği temel bazı varsayım ve kuralların geçerliğini yitirmesi ile ortaya çıkan ekonomik anlayış içinde istihdamın ayrı bir yeri ve önemi vardır. Modern ekonomi teorisindeki üretim-tüketim ve arz-talep ilişkileri ve bu ilişkiler arasındaki denge, klasik düşüncede öngörülen anlayışından farklıdır. Keynesyen analize göre ekonomi sürekli olarak dengeden uzaklaştırıcı etkenlerin baskısı altındadır. Bu etkenlere bağlı olarak ekonomide konjonktürel dalgalanmalar söz konusu olmaktadır. Ekonomide konjonktürel dalgalanmaları istihdam seviyesi belirlemektedir. Ekonomide istihdamla izah edilen üç denge durumu mevcuttur. Bunlar, 'aşın istihdam", "eksik istihdam" ve "tam istihdam" denge halleridir. Bu üç dengeden sadece tam istihdam denge durumu gerçek ve kararlı dengeyi ifade eder. Diğerleri dengeden sapmayı gösterir ve ekonominin istikrarsızlığını ifade eder. Bunlardan aşırı istihdam seyrinde ortaya çıkan istikrarsızlık haline ise "enflasyon" durumu denmektedir. 

işte bu konjonktürel dalgalanmalar karşısında devlete yüklenen ekonomiyi istikrara kavuşturma ve bunu devam ettirme görevi, anlaşılacağı gibi, kamu mali araçları ile konjonktürel dalgalanmalar ilişkisini ortaya çıkarmaktadır, özellikle 1930'lardan sonra müdahaleci devlet anlayışı içinde kamu kesiminin milli ekonomi ve özel sektör üzerindeki nispi önem ve etkinliğini artması ile, kamu ekonomisi değişkenleri ve bu arada kamu giderleri konjonktürel dalgalanmaları giderici ve istikran sağlayıcı önemli bir araç haline gelmiştir. Kamu giderleri bir yandan konjonktürü belirleyen bir kavram olarak genel istihdam bakımından önem arz ederken; bir yandan da devletin sosyal politikası açısından gündeme gelen emeğin istihdamı yönünden önem kazanmaktadır. Gerçekten özellikle yatırım harcamaları, cari harcamaların özel bir türü olan sağlık harcamaları ile ekonomik ve mali transferler gibi kamu giderleri emeğin istihdamı ve eşitsizliğin önlenmesi konusunda son derece etkili bir araç olarak kullanılabilmektedir. 

4- Kamu Giderlerinin Büyüme ve Kalkınma Üzerindeki Etkisi 

İstikrar içinde yeterli bir kalkınma ve büyüme hedefine ulaşmak çağdaş refah devletinin önde gelen fonksiyonlarındandır. Bilindiği gibi kalkınma ve büyüme birbirinden farklı özellikte iki ayrı kavramdır. Ekonomik kalkınma "büyüme*'yi de içine alan ve bir ülkenin topyekün yapısal özelliklerinde iyileşme yönünde değişmeyi ifade eden bir kavram iken; büyüme, ekonomik büyüklüklerde bir yıldan diğer yıla reel anlamda ortaya çıkan artışı ifade eden bir kavram olmaktadır. Böylece bir ülke veya ekonomide her büyüme bir kalkınma demek değildir. Ancak, kalkınma sırasında belirli bir büyüme hızı da gerçekleşmiş olmaktadır. Burada amaç, mümkün olduğu kadar yüksek orandaki bir büyüme hızı sağlayarak kalkınmayı gerçekleştirmektedir. 

Belirtilen bu amaçlar içinde kamu giderleri devletin elinde kullanıldığı öncelikli bir mali araç durumundadır. Kalkınma ve büyüme hızını arzu edilen seviyeye çıkarmak için, kamu giderlerinin özel ve kamusal tasarruf ve yatırımları mümkün olduğu ölçüde artırması gerekmektedir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri