Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

KİT'lerin Tarihçesi

KİT'lerin sistemli bir şekilde kuruluşları ve gelişmeleri her ne kadar 1930'lu yıllardan sonra gerçekleştirilmiş ise de, Cumhuriyet öncesi dönemde de özellikle Ordu ve Sarayın ihtiyaçlarını karşılamak üzere bazı devlet işletmelerinin kurulduğu görülmektedir. Bu nedenle, KİT'lerin tarihçesine Cumhuriyet dönemi öncesinden başlanılarak belirli dönemler içerisinde değinilmiştir.

Osmanlı döneminde KİT sayılabilecek ilk kuruluş olan "Top Asitanesi" esas olarak Ordu ve Sarayın ihtiyaçlarını karşılamak üzere Onbeşinci yüzyılda kurulmuştur. Bu dönemde faaliyete geçen işletme ve fabrikalar ile sandıkların başlıcaları şunlardır: 

-   1810 yılında; Beykoz Teçhizatı Askeriye Fabrikası ( Askeri kundura, çizme, palaska üretimi)
-   1835 yılında; Feshane Fabrikası ( Çuha, fes, battaniye üretimi) İzmit fabrikası ( Çuha, asker elbiseliği üretimi)
-   1843 yılında; Fevaid-i Osmaniye ( Deniz yolu işletmesi)
-   1845 yılında; Hereke Fabrikası (Kadife, ipekli kumaş, saten, tafta üretimi)
-   1850 yılında; Bakırköy Fabrikası (Pamuklu bez üretimi)
-   1863 yılında; Rusçuk Memleket Sandığı, Emniyet Sandığı,
-   1888 yılında; Ziraat Bankası,
-   1892 yılında; Yıldız Çini Fabrikası (Çini eşya üretimi)
 

Zamanla bünyesi ve ismi değişen "Top Asitanesi" bugünkü Makine v e Kimya Endüstrisi Kurumu'nun temelini oluşturmuştur. Yine, 1835'te kurulan Feshane ve Çuha, 1845'te kurulan Hereke İpekli ve Yünlü Dokuma Fabrikası ve 1850'de kurulan Bakırköy Pamuklu Dokuma Fabrikaları daha sonra Sümerbank bünyesinde uzun yıllar hizmet vermiştir. 

İlk devlet bankası olma özelliğini taşıyan Ziraat Bankası, 1863 yılında tarımı kredilendirmek amacıyla kurulan "Memleket Sandıkları'nın, 1888'de banka haline dönüştürülmesi ve 1937 yılında da bugünkü halini almasıyla günümüze kadar gelmiştir.

İzmir İktisat Kongresi'nde alınan kararlar doğrultusunda, ülke kalkınmasının özel sektör eliyle gerçekleştirilmesine yönelik politikaların uygulanması yanında, Osmanlı döneminden devreden tesislerin devlet tarafından işletilmesi yoluna gidilmiştir. Bu bağlamda, 19.04.1925 tarih ve 633 sayılı Kanun'la "Bankaya devredilmiş olan müessesatı sanaiyeyi teşekkül edecek şirketlere devredinceye kadar bizzat idare etmek, iştirak suretiyle tesisat-ı sanaiyede bulunmak ve işletmek"yanında maden işletmek ve her türlü bankacılık işlemleri yapmak üzere, "Türkiye Sanayi, ve Maadin Bankası" kurulmuştur. Kanunun 8. Maddesinde "Banka kendisine devredilen fabrikaları yüzde elli biri nama muharrer senetle kendisine ve Türk efrat ve eşhası hükmiyesine ait olmak üzere tesis edeceği Türk anonim şirketlere devrederek işletmeye mezundur" hükmüne yer verilerek, bir yandan kongrede saptanan ekonomik politikaların kararlılıkla uygulanacağı vurgulanırken; diğer yandan, "özelleştirme" kavramı ve modeli de ülke gündemine ilk kez girmiş olmaktadır. 

Ekonomik kalkınmada temel unsur olarak görülen özel sektörün güçlendirilmesi amacıyla 1924 yılında İş Bankası, 1926 yılında Emlak ve Eytam Bankası kurulmuş; 1927 yılında da Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılmıştır. Söz konusu kanunla getirilen koruma ve teşviklere rağmen özel sektörün kendisinden beklenilen atılımı gerçekleştirememesi, Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası'nın temel fonksiyonlarını gereğince yerine getirmede yetersiz kalması ve 1929 ekonomik krizinin ortaya çıkması, ekonomide devletçilik fikrinin ağırlık kazanmasına neden olmuştur. 

Devletçilik uygulamalarının ağır bastığı bu dönemde, Türk Sanayi ve Maadin Bankası'nın sorumluluğundaki tesisler, 03.07.1932 tarih ve 2058 sayılı kanunla kurulan Devlet Sanayi Ofisi'ne verilmiş; bankacılık işlemleri de 07.07.1932 tarih ve 2062 sayılı kanunla kurulan Türkiye Sanayi Kredi Bankası'na devredilmiştir. 

1933 yılı Türkiye ekonomisinin bugünkü şeklini almasında etkin bir rol oynayan Karma Ekonomik Model'ın uygulanma sürecinin başladığı önemli bir yıl olmuştur. 

Devlet Sanayi Ofisi ile Türkiye Sanayi Kredi Bankası, mevcut yapılan içinde faaliyette bulunmalarının milli sanayinin gelişmesine katkıda bulunmaktan çok; özel sektörü caydırıcı etkisi olduğu gerekçesiyle. 03.06.1933 tarih ve 2262 sayılı kanunla kurulan Sümerbank'a devredilmiştir.

1950 yılında çok partili siyasi hayata geçişi ile birlikte yapılan seçimler sonucunda iktidara gelen siyasi partinin hükümet programında, "...bundan böyle amme karakterini haiz olmayan sahalarda işletmeciliğe geçmeyeceğimiz gibi, muhtelif sebepler altında kurulmuş olan işletmeleri, amme hizmeti gören ve ana sanayiye taalluk edenler hariç muayyen bir plan dahilinde elverişli şartlarla peyderpey hususi teşebbüse devretmeye çalışacağız..." denilmek suretiyle, devletin ekonomideki payının küçültülmesi hedeflenmiş olduğu halde, aynı parti iktidarının sürdüğü 1950-1960 döneminde., devletin ekonomideki payının küçültülmesi sağlanamamış; mevcut KİT'lerin özel sektöre devredilmesi bir yana, bu dönemde TCDD, PTT, Denizcilik Bankası T.A.Ş. ve DMO iktisadi devlet teşekkülü haline dönüştürülmüş; TPAO. EBK, TDÇİ, ile SEKA ve T.C. Turizm Bankası gibi yeni teşekküller kurularak KİT kapsamı daha da genişletilmiştir.

1961-1979 döneminde, TESTAŞ, TEMSAN, TÜMOSAN. TAKSAN. GERKONSAN. Seydişehir Aliminyum Tesisleri, İskenderun Demir Çelik Tesisleri, DYB, TEK, ÇAYKUR, KBİ ve DESİYAB gibi yeni KİT'ler kurulmuştur. 

24 Ocak 1980 tarihinde alınan ve "24 Ocak Kararları" olarak anılan ekonomik istikrar tedbirleri ile KİT politikasında köklü değişiklikler meydana gelmiştir. Söz konusu kararlarla genel ekonomik sorunların çözümlenmesinin yanında, ithal ikameci sanayileşme stratejisi yerine dışa yönelik sanayileşme stratejisi dönüşümünün sağlanması ve serbest piyasa kurallarının ekonomiye hakim kılınması amaçlanmıştır. Bu amaçların gerçekleştirilmesi için devletin ekonomideki ağırlığının azaltılması, sermayenin tabana yayılması, KİT'lerin serbest piyasa koşullarında etkinlik ve verimlilik esasına göre çalışmalarının sağlanması, özelleştirme ve Türk Lirasının konvertibil hale getirilmesi amacıyla çeşitli idari ve yasal düzenlemeler yapılmıştır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri