Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

TÜRKİYE'NİN DIŞ BORÇLARI

Türkiye'nin dış borç stokundaki değişmeleri kısaca şöyle özetleyebiliriz:

Kurtuluş Savaşı'nda Sovyetler Birliği'nin altın yardımı önemli fi­nansman kolaylığı sağladı. Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Os­manlı dış borçları ödendi. II nci Dünya Savaşı'na kadar ise, hiç borç alın­madı. Savaş sonrası alınan askersel amaçlı borçlar 356 milyon TL ka­dardı. Ülkenin altın ve döviz stoku bu borcu kolayca karşılayabiliyordu. 1946 yılında yapılan devalüasyon dış borçları 707 milyon liraya çıkardı. Sovyet tehdidi nedeniyle 1947 de ABD'den borç ve askeri yardım alındı. Bu yıl ayrıca IMF den ilk kez 5 milyon dolar tutarında kredi sağlandı. 1950 yılında toplam dış borç böylece 775 milyon TL na yükseldi. 

1950-60 yıllarında Türkiye'de uygulanan Liberasyon politikası ne­deniyle, rezervler eridi ve 1954 de Yabancı Sermayeyi Teşvik Yasası çı~ karıldı. 1958 yılında Türkiye Moratoryum ilan ettiğinde 1 milyar 139 milyon TL borca sapiti. Borçlan ödemek için ABD'den 10 yıllık dönemde 1 milyar 16 milyon TL değerinde (543 milyonu bağış, 153 milyonu kre­di, 232 milyonluk tarımsal kredi ve 88 milyon tutarında askeri yardım) olmak üzere kaynak sağladı.

1960'h yıllardan sonra Türkiye ilk kez aldığı borçların faizini ödemek için dış borç almaya başladı. Aynca bu yıllarda borç veren ülkeler Türkiye için konsorsiyumlar kurdular. 14 kadar ülkenin oluşturduğu konsorsiyumlardan, 2.5 milyar dolarında borç alındı. Ayrıca, IMF, Sov­yetler Birliği ve Japonya'dan krediler sağlandı. İlk kez bu dönemde IMF le standby anlaşmaları yapılarak, borç faizlerini ödemede kullanılacak krediler alınmaya başlandı. 

1970 yılında Türk Lirası %66 oranında devalüasyona uğradı. Böyle­ce, dış borçlar toplamı 1979 yılında 12.5 milyara ulaştı. Bu borcun ya­rısı IMF ve Dünya Bankasından sağlandı. Ancak, toplam borçlar içinde kısa vadelilerin oranı %40'ı geçerek, borç ertelemelerine ve konsolidasyonlara gidildi. 

Bu olumsuz koşullarda alınan 24 Ocak 1980 kararlarıyla, dış borç­larda aşın bir artış sağlandı. Hazine özel sektörün ve belediyelerin aldıkları dış borçlara da kefil olduğundan, dış borçlar 1980'deki 15.7 milyar­dan 1993 yılındaki 66 milyar dolara yükseldi. Bu döneme damgasını vu­ran Özal döneminde artan dış borçlar verimsiz ve seçim yatınmlanna dönüşen savurganlıklara yol açtı. 

Dış borçların verimli olarak kullanılmaması nedeniyle, ulusal gelir ve prodüktivite artışı sağlanamadı. Borç faizlerini ödemek amacıyla dış borçlara başvuruldu. Ayrıca, cari işlemler açığını kapatmak içinde IMF le periyodik standby anlaşmaları yapıldı. 1980-93 Özal dönemindeki sa­vurganlıklar sonraki hükümetler tarafından da devam ettirildiğinden, dış borçlar reel borç yükünü artırarak ülkenin yoksullaşmasına yol aç­tı. 

Bu dönemde alınan borçların 22 milyar doları %20 kapasiteyle (ba­zı yerlerde %3) çalışan otoyol ve telekomünikasyon projelerine yatırıldı. Otoyol projeleri ise, yolsuzluk olaylarını hızla artırdı. Buna karşın, eği­tim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi prodüktiviteyi artıran alanlara yatırım yapılmadığı gibi, bu alanların hızla serbestleştirilmesine çalışıldı. 

Yoksullaşma sürecim borsada sıcak para (hot money) ya verilen yüksek oranlı reel faiz politikası hızla artırdı. Örneğin 1993 yılından sonra reel faiz (nominal faiz-enflasyon oranı) %140 lara kadar yükseldi. Buna göre, yabancı sermayenin teşvikçi yasası uyarınca Türkiye'ye gi­ren 1 dolar, sene sonunda 2.4 dolar olarak yurt dışına çıkmaya başladı. Gelen yabancı sermaye ise, ekonomide prodüktiviteyi arttıran alanlara değil, fast food ve otomotiv gibi son derece kârlı olanlara girdi. 

Borç faizleri ve ana para ödemelerini karşılamak için Türkiye'nin dış borçlan geometrik diziye uygun bir biçimde artarak, 1993 deki 66 mil­yar dolar tutarından, 1999 yılı sonundaki 111 milyar dolar düzeyine çıkti. Benzer olumsuzluk, iç borçlar alanında da yaşanarak, günümüzde iç ve dış borçlar toplamı ulusal gelirin %60'ını geçerek, kritik noktayı çok­tan geçmiş oldu. 

Aşağıda gösterildiği gibi 2000-2005 yılları arasında Türkiye'nin top­lam borç yükü giderek azalmasına karşın, iç ve dış borçlarının toplamı giderek artarak reel anlamda ulusal geliri geçmektedir. 

Borç Stoku (milyar $)

2000

2003

2004

2005

İç borçlar

58.1

129.6

155.2

180.6

Dış borçlar

53.0

76.9

76.8

69.0

Toplam

111.0

206.5

232.0

249.0

Toplam borç yükü

55.4

86.8

77.0

69.3

GSMH

200.4

237.7

301.5

360.0

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri