Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

A-B     C-D     E-F     G-H     İ-K     L-M     N-O     Ö-P     R-S     T-U     V-Y

Ekonomİ PolİtİkasI Sözlüğü

Açık piyasa işlemleri: Merkez bankaları tarafından para politikasının bir aracı olarak piyasadaki devlet iç borçlanma senetlerinin alınıp satılma­sı, repo yada ters repo yapılması yada doğrudan bankalara borç verme, bankalardan borç alma işlemleridir. Merkez bankaları bu yolla para arzı­nı daraltıp genişleterek para politikasını uygularlar.

Açık pozisyon: Bir işletmenin döviz yükümlülüklerinin döviz varlıkların­dan daha büyük olması halidir. Örneğin, dolar kurunun 1 YTL olduğu bir tarihte, bir bankanın toplam yükümlülükleri 1 milyon dolar ve 5 mil­yar YTL, buna karşılık, toplam varlıkları 500 milyon dolar ve 5.5 milyar YTL olsun. Bu banka bilançosu açık pozisyon taşımaktadır, çünkü, dö­viz yükümlülükleri döviz varlıklarından fazladır. Başka her şey aynı kal­dığında, dolar kuru 1 YTL'den 2 YTL'ye çıktığı takdirde, banka 500 mil­yon YTL zarar edecektir.

Afrika Kalkınma Bankası (African Development Bank): Afrika kıtasında­ki üye ülkelerin (ortaklarının) kalkınmasına yönelik krediler veren ulus­lararası bir bankadır. Üyeleri, Banka'dan borçlanmamak şartıyla Afrika dışı ülkelerden de olabilir.

Akım değişken: Belli bir dönem içinde ölçülen değişkendir. Örneğin, gelir bir akım değişkendir, çünkü gelir belli bir dönem içinde ölçülür, ayda 100 YTL yada yılda 2000 YTL gibi.

Altın rezervi: Merkez bankalarının portföylerinde bulunan standart kül­çe altının değeridir.

Altın standardı: Paranın değerinin belli ağırlıkta altının değerine bağlandı­ğı parasal sistemdir.

Amortisman: Yatırım mallarının kullanıldıkça eskimesinden ve değerinin düşmesinden kaynaklanan miktardır.

Arz yönlü ekonomi yaklaşımı: Ekonominin gelişimini üretim tarafında görerek üretimin artırılması için vergi indirimleri, piyasaların deregülas yonunu ve liberalizasyonunu savunan yaklaşımdır.

Asya Kalkınma Bankası: Asya kıtasındaki üye ülkelerin (ortaklarının)

kalkınmasına yönelik krediler veren uluslararası bir bankadır. Üyeleri, Banka'dan borçlanmamak şartıyla Asya kıtası dışı ülkelerden de olabilir. Örneğin, Türkiye Asya Kalkınma Bankası'nın ortaklarındandır.

Avans ödemeleri: Gider henüz tahakkuk etmeden, daha sonra mahsuplaşma şartıyla önceden ödenen meblağdır.

Avrupa Yatıran Bankası: AB üyesi ülkeler arasında dengeli ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlamak üzere uygun koşullarla proje finansmanı ve­ren bir kuruluştur.

Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası (EBRD): Eski Varşova Paktı (Sovyetler Birliği müttefikleri) ülkelerinin komünizmi terk ettikten son­ra ekonomik kalkınmaları için krediler veren uluslararası bir banka­dır. Üyeleri (ortaklan), Banka'dan borçlanmamak şartıyla, tüm dün­yadan olabilir, örneğin, Türkiye EBRD'nin ortaklarındandır. Merkezi Londra'dadır. 

Bank of England: ingiltere Merkez Bankası.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK): Bankalara ilişkin mevzuat düzenlemelerini yapmak ve bankaları uzaktan ve yerinde denet­lemekle sorumlu bağımsız bir kurumdur.

Bankalar yeminli murakıplara Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun bir parçası olarak çalışan, bankaların yerinde denetiminden so­rumlu denetçilerdir.

Bankalar arası para piyasası: Bankaların birbirine borç verdiği ya da birbi­rinden borç aldığı piyasadır. Bazen, bu piyasaya açık piyasa işlemleri yo­luyla Merkez Bankası da katılabilir.

Beklenen enflasyon oranı: Kamuoyunun geleceğe yönelik olarak bekledi­ği enflasyon oranı.

Bilimsel kanun: Neden-sonuç ilişkileri üzerine kurulmuş bulunan hipotez­lerin deney ya da gözlemlerle kanıtlanamadığı ya da reddedilemediği za­man aldığı isim.

Belediye İktisadi Teşekkülleri (BÎT): Sahiplikleri belediyelere ait olup tica­ri faaliyetlerde bulunan işletmeler.

Borcun sermayeye katılması (borç-sermaye swapi / debt-equity swap): Borç verenin alacağına karşılık borçlunun sahipliğindeki bir işletmenin hisse senedinin verilmesi hali.

Borç ertelemesi: Borçların vadelerinin daha ilerideki tarihlerde ödenmek üzere yeniden düzenlenmesi.

Borç servisi: Borçların anapara ve faizlerinin alacaklılara ödenmesi.

Borç verilebilir fonlar piyasası: Finansman fazlası olup da bunu piyasa­ya arz edenlerle finansman açıklarını borçlanarak karşılamak isteyenle­rin buluştuğu piyasa.

Borç stoku: Toplam borç miktarı.

Borç yeniden yapılandırılması: Belli bir borcun vadesinin ve/veya faizinin yeniden tespit edilmesi. Bkz. Borç ertelemesi.

Borç yükü: Toplam borçların toplam gelirlere oranı.

Bölgesel Kalkınma Bankaları: Belli bir bölgedeki ülkelerin ekonomik kal­kınmalarına yönelik krediler vermek üzere kurulmuş ortaklan bölge­deki ve bölge dışındaki devletlerden oluşan bankalardır, örneğin, Asya Kalkınma Bankası (ADB), Afrika Kalkınma Bankası, Inter-Amerikan Kalkınma Bankası, Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası, Karadeniz Ekonomi İşbirliği Kalkınma Bankası bölgesel kalkınma bankalarıdır.

Bulyonizm: Merkantilizmin para politikasının temelini oluşturan Bulyonizm, ülkenin ödemeler dengesini lehte tutabilmenin yolunun de­ğerli madenlerin ülkeden çıkışının kısıtlanmasından geçtiği tezinden ha­reket eder.

Bundesbank: Alman Merkez Bankası. Avrupa Merkez Bankası'nın kurul­masıyla Bundesbank şimdi Avrupa Merkez Bankası'nın Almanya'daki bir şubesi olarak işlev görmektedir.

Bütçe: Dönem başlarında hazırlanan ve iktisadi birimlerin yada devletin dönem boyunca gelir ve gider tahminlerini içeren doküman.

Bütçe avansı: Bir kamu giderinin yapılabilmesi için bütçeye gider yazıl­maksızın verilen nakit tutar, örneğin, bir müteahhidin kazandığı ihale­de projeye başlayabilmesi için müteahhide avans verilir. Bu avansın kar­şılığı olan iş yapılıp da harcama belgeleri getirildiğinde bütçeye gider ya­zılarak avans kapatılır.

Bütçe dengesi: Devlette ya da bir iktisadi kuruluşta gelirlerle giderler ara­sındaki fark. Gelirler giderlerden büyük olduğunda, bütçe fazlası söz ko­nusudur. Gelirler giderlerden az olduğunda bütçe açığı söz konusudur.

Bütçe dışı fazla: Bütçe içindeki gelirlerin borçlara ödenen faizler dışındaki harcamalardan daha fazla olması durumu.

Bütçe dışı fonlar: özel gelir tahsis edilmek suretiyle oluşturulan, gelir ve gi­derleri bütçe dışında yönetilen özel fonlar.

Bütçe dışı ikraz: Bütçe yasasında öngörülen ödeneklerin dışında çeşitli ku­ruluşlara, çeşidi ihtiyaçların oluşması nedeniyle verilen borçlara denir.

Bütçe emaneti: Bütçeye gider yazıldığı halde, sahibinin başvurmaması, gerekli nakdin bulunmaması ya da başka nedenlerle nakden ödemenin ya­pılamaması halinde emanete alınan tutarlar.

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri