KAPASİTE PLANLAMASI - İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ
SEÇİMİ
Kapasite Planlaması ve
Önemi
Kuruluş yeri belirlenen bir üretim biriminin üretim
miktarı açısından hangi büyüklükte veya kapasitede
olması gerektiği işletme literatüründe "kapasite
planlaması" konusuna girer.
Kapasite planlaması konusu sadece kurulacak yeni bir
işletmenin veya yeni bir yatırımın hangi büyüklükte
olması gerektiğini önceden belirlemek değil, aynı
zamanda kurulu bir işletmenin hangi oranlarda
genişletilmesi (tevsi) gerektiğini veya en uygun
kapasite genişleme büyüklüğünün belirlenmesini
içerir.
Belli bir büyüklükteki (kapasite büyüklüğündeki) bir
işletmenin
tevsisinin veya kapasite genişlemesinin,
kapasite planlaması literatüründe özel bir önemi
vardır: İşletme kısa dönemlerde yeni makinalar ve
işgücü gibi üretim faktörleri istihdam ederek üretim
kapasitesini belli bir düzeye çıkarabilir. Ancak
kapasiteyi saptayan en önemli değişkenlerden biri
olan ürün talebinin (isteminin) büyük oranlarda
artması durumunda; işletme bu artışları daha geniş
arazi, yeni binalar, makinalar ve ek tesisler gibi
yeni sabit yatırımlarla
karşılayabilir.
Böylece; kapasiteyi arttırmak amacıyla mevcut
işletmeye
gelecekte eklenecek yeni
yatırımlara
kapasite
genişlemesi ve belli sürelerde yapılması
gereken en iyi genişleme yatırımlarına da optimum
kapasite genişleme büyüklüğü denilir. Kapasite
genişlemesinin optimum olması kadar, gelecekteki ani
talep artışlarını karşılamak için bunun
zamanlama'sının da optimum olması gerekir. Diğer bir
deyişle, gelecekte gerçekleşecek kapasite
genişlemeleri ve
bunlar arasında geçen zamanın optimum olması beklenir.
Birbirini izleyen genişlemeleri (tevsi) arasında
geçen süreye genişleme zaman aralığı
denilir.
"Kapasite seçimini
etkileyen faktörler" bölümünde değineceğimiz gibi en
iyi veya optimum işletme büyüklüğünü etkileyen
etmenlerin bazıları hatta pek çoğu işletmelerin
optimum kuruluş yerini aynı zamanda
etkilerler. Bu nedenle kurulacak bir işletmenin
büyüklüğü ve kuruluş yeri seçimi konuları
birbirleriyle yakından ilişkilidir ve bu iki
sorunun birlikte ve aynı zamanda ele
alınması gerekir. İşte kapasite planlaması geniş
anlamda, kurulacak bir işletmenin optimum kuruluş
yerini ve optimum büyüklüğünü "aynı zamanda" veya
simültane olarak saptamayı amaçlar. Diğer bir
deyişle, önceki bölümde gördüğümüz "kuruluş yeri
konusu" bağımsız bir konu olarak değilde, kapasite
planlaması konusu içinde ele alınan bir konu
olmaktadır. Nitekim, işletme büyüklüğü seçimi
sorununun doğrusal programlama yöntemleriyle
(ulaştırma, karma tamsayılı programlama modelleri)
çözümü, optimum kuruluş yerlerini ve bunlara ilişkin
optimum işletme büyüklüklerini (kapasite
büyüklüklerini) verir.
Yukarıdaki açıklamalara göre kapasite planlaması,
değişik üretim
kapasitelerindeki
işletme büyüklükleri arasından, belli bir
ölçüte göre en iyisinin (optimum olanın) "nerede" ve
"ne zaman" kurulacağını kalitatif
ve kantitatif
yöntemlerle saptayan bir işlemdir. Diğer bir
deyişle, kapasite planlamasında güdülen amaç, bazı
yöntemler aracılığı ile kurulması düşünülen
işletmelerin belli ölçütlere göre "optimum
büyüklükleri" ve "optimum kapasite genişleme
büyüklüğünün" ve "optimum genişleme zamanı"nın
saptanmasıdır (1). Söz konusu ölçüt;
genellikle girişimcinin amacına göre, işletme kazancının veya satış gelirlerinin
maksimizasyonu ve/veya maliyetlerin, özellikle de
yatırım maliyetlerinin minimizasyonudur. Ancak,
kapasite planlamasında çoğu kez; satış gelirlerinin
maksimizasyonu yerine, maliyetlerin özellikle de
işletme kuruluş yatırım
maliyetlerinin
minimizasyonu ölçütü yeğlenir. Aslında optimum
kapasite seçiminde yatırım maliyetlerinin ölçüt
olması planlama işlevinin niteliğine paralel olarak
bir tercihi yansıtmak yerine, bir ölçüde bir
zorunluluğu yansıtmaktır. Sağlıklı bir planlama,
geleceği şimdiden isabetli bir şekilde görebilmeyi
gerektirir. Plan döneminin başlangıcında, kuruluş
yatırım veya kısaca kuruluş giderlerinin saptanması
olanaklıyken; gelecekte ürün fiyatlarının
sürekli
değişmeler gösterebileceği göz önünde tutulduğunda
satış gelirlerinin şimdiden sağlıklı bir
biçimde tahminlenmesi güçlüğü ortadadır.
Belli bir ürünü
belirli düzeyde üretebilecek optimum işletme
büyüklüğünün (optimum kapasite büyüklüğünün)
gerçekleştirilmesi veya kurulu bir işletmede mevcut
üretim düzeyini artırmak için ek bir kapasitenin
kurulması (kapasite genişlemesine gidilmesi) makro
açıdan bir yatırım sorunudur. Bu nedenle optimum
işletme büyüklüğü ve kuruluş yerini önceden
belirlemeye yönelik kapasite planlaması, yatırım
planlaması konusuyla yakından ilişkilidir. Planlama işleminde optimum
işletme büyüklüğü, alternatif kapasite
büyüklükleri arasından seçilir
ve yatırım
giderleriyle temsil edilirler. İşletme büyüklüğünün
ve dolayısıyla yatırımların optimum düzeyde olması
ülke ve işletmeler açısından son derece önemlidir.
Çoğu gelişmekte
olan ülkeler gibi, ülkemiz de sınırlı doğal
kaynaklara ek olarak kıt sermaye ve döviz
olanakları, nitelik yönünden yetersiz insan gücü
sorunlarıyla karşı karşıyadır. Bu kıt kaynakların
verimli bir şekilde kullanımı için önce üretim
birimlerinin optimum kuruluş yerlerinde kurulmaları
ve optimum büyüklüklerde olması gerekir.
Sınırlı yatırım
fonlarına sahip olan özel girişimciler de bu fonları
ekonomik biçimde
değerlendirebilmek için amaçlarına uygun bir işletme
büyüklüğünü ve kuruluş yerini önceden
saptamak sorunuyla karşı karşıyadırlar.
Girişimcilerin başarıya ulaşmasında, ünite
maliyetlerinin oluşumunda ve gelirlerin
sağlanmasında en etkili faktör olması nedeniyle
optimum işletme büyüklüğü büyük bir önem taşır.
Alternatif işletme
büyüklükleri ve dolayısıyla bunları gerçekleştirecek
farklı yatırım giderleri arasından optimum olanını
seçme kararının işletme açısından önemli olduğunu
aşağıdaki gibi değişik yönleriyle
vurgulayabiliriz:
1.
Kuruluş yatırımları, bir işletmenin tüm
varlıklarının ağırlığını oluşturmaktadır. Yatırım
değerlerinin ya da sabit varlık değerlerinin toplam
aktif varlıklara oranı, özellikle büyük ölçekli kamu
hizmeti gören işletmelerde (elektrik, gaz üretimi,
posta-telefon hizmetleri, demiryolu
işletmeciliğinde) genellikle 4/5'e; madencilik,
ormancılık ve
tarım
işletmelerinde 2/3'e ulaşmakta ve imalat
sanayi işletmelerindeyse çoğu kez % 50'nin üzerine
çıkmaktadır d).
2.
Kuruluş ile ilgili yatırımlar ve
dolayısı ile işletmenin kuruluşundaki büyüklüğü,
işletmenin kısıtlı fonlarının oldukça uzun bir süre
için belirli bir alana bağlı kalmasını ve böylece
karar almada sorumlu işletme yöneticilerinin,
gelecekte karar verme esnekliklerinin bir ölçüde
kaybolmasına neden olmaktadır. Başka bir deyişle, bu
konuda yatırım kararı alanlar, işletme fonlarını
uzun bir süre için belirli alanlara tahsis
ettiklerinden gelecekte olası olayların bir tür
tutsağı durumuna düşmektedirler. Bu nedenle kuruluş
yatırımlarının oldukça uzun dönemleri kapsayacak
biçimde planlanması
kritik bir
önem taşımaktadır. Yatırımlarla ilgili kararları
kısa dönemlerde değiştirmek olanağı sınırlı
olduğundan, geleceğe ilişkin tahminlerde
yanılgılar, işletmeler açısından önemli sonuçlar
doğuracaktır.
3. Alternatif
işletme büyüklüklerinin, optimum kapasiteye göre
aşırı veya eksik olması işletme yönünden ciddi
sonuçlar yaratabilir. Girişimcinin, kapasiteyi
gereğinden fazla saptaması gelecekte boş (atıl)
kapasite oluşmasına neden olabilir. Bu durum;
işletme fonlarının savurganca kullanıldığını,
dolayısıyla gereksiz olarak daha ağır bir finansman
ve harcama yükü altına girildiğini belirteceğinden,
söz konusu işletmenin kâr oranı da
azalacaktır. Öte yandan, kapasitenin veya yatırım
harcamalarının düşük düzeyde tutulması iki önemli
sonucu doğurabilir:
a.
Önce, büyüklüğün (büyük ölçeklilik) maliyetleri
düşürücü etkisinden yararlanamayan düşük kapasiteli
üretim birimleri, yüksek maliyetlerle çalışacakları
için kısa dönemlerde rekabet güçlerini
yitireceklerdir. Ayrıca büyük işletmeler, küçüklere
oranla daha modern üretim yöntemi (teknolojisi)
uygulama ve iş bölümüne gidebilme olanaklarına sahip
oldukları için, daha kaliteli ve ucuz üretimde
bulunacaklardır.
b.
Diğer bir sonucu da; küçük kapasiteli işletmeler,
hizmet ettikleri çevrenin talebini
karşılayamayacakları için giderek piyasa payını
kaybedecekler ve belki de bu nedenle bu işletmelerin
varlığı tehdit edilmiş olacaktır.
|