Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Hizmet Sektörü Hipotezleri

­Genelde mikro iktisat ile ilgili ders kitapları istihdamın hizmet sektörlerine geçişiyle ilgili iki farklı yaklaşım üzerinde durmaktadır. Bunlardan bir tanesi talep cephesiyle, diğeri ise arz cephesiyle ilgilidir. Talep cephe hipotezi, esas itibariyle hizmet sektörlerine harcanan gelirin yüksek marjinal harcama eğilimi ile ilgili bulunmaktadır. Bu hipotezi destekleyen en önemli oluşum esas itibariyle GSMH istatistiklerinden gelmektedir. Bu istatistik bulgularına göre, birey başına gelirin artmasıyla, hizmet sektörlerine yönelik harcamaların payı da artmaktadır. 

Arz cephesi hipotezi ise, sektörler arası teknolojik gelişme oranı önem vermektedir. Bu görüşe göre, diğer sektörlere özellikle imalat sanayiine nazaran emekten tasarruf eden teknolojik gelişmelerin oranı hizmet sektörlerinde ortalama olarak daha düşüktür. Bu yüzden hizmet sektörlerindeki verimlilik düşüklüğü, istihdamın sektörler arası dağılımını etkilemektedir. Böylece, ekonominin diğer kesimlerine nazaran bu sektörün meydana gelen fark, ortadan kalkana ve hizmet sektörlerindeki üretim eksikliği kaybolana kadar işgücü diğer sektörlerden buraya kayacaktır.

        Bu yeni denge halinde, hizmet sektörleri daha öncekine nazaran toplam_istihdamın daha büyük bir kısmına iş imkanı sağlayacaktır. Böyle bir sonucu doğuran kuşkusuz toplam tüketim içinde hizmet sektörlerinin nisbi fiyatlarının artışıdır. Bu alanda örneğin Summers'in 1985'te yaptığı bir araş­tırmada da ortaya koyduğu gibi, işgücünün sektörel dağılımında talepteki değişmeden ziyade verimlilikteki sektörler arası farklar daha büyük bir rol oynamaktadır 

Sektörlerarası verimlilik artışıyla ilgili mukayeseli araştırmalar da ya­pılmıştır. Bunlar arasında Slow'un 1957, Denisan'un 1962 araştırması gös­terilebilir. Yapılan başka araştırmalara göre, 1973 petrol krizini takiben ül­kelerin birçoğunda genel olarak verimliliğin düştüğü gözlenmiştir. Bu araştırmalar, hizmet sektörlerinin büyümesinin toplam verimlilik artışı üze­rine etkileri konusundaki tartışmaları gündeme getirmiştir. 1985'de Kendrick tarafından ABD'de yapılan ayrıntılı bir araştırmaya göre, malların üre­timinde emek prodüktivitesi son 35 yılda 2.8 oranında ortalama artmasına mukabil, hizmet sektörlerinde verimlilik sadece 1.9 oranında yükselmiştir. Ayrıca, malların üretimindeki ortalama toplam faktör prodüktivitelerine ba­kıldığında mal üretiminde 2.2 olan ortalama artış oranı, hizmet sektörlerinde 1.3'e düşmektedir.

Özellikle elde edilen bulgulara göre, 1973'ten sonra ABD'de hizmet sek­törlerindeki verimlilik düşüşü, malların üretimindeki verimlilik düşüşünden daha güçlüdür. Ayrıca, hizmet sektörlerinin alt-sektörlerinde verimlilik dü­şüklüğü farkları, birinden diğerine önemli değişiklikler göstermektedir. Özel­likle verimliliğin düşüş dönemlerinde, toplam faktör verimliliklerine nazaran emek prodüktivitesi hizmet sektörlerinde daha hızlı düşmektedir.

Araştırmacılar genelde bu durumu, mal üretimine nazaran hizmet sek­törlerinin ortalama olarak daha emek yoğun oluşuyla açıklamaktadırlar. Wi­eczorek'in görüşüne göre, hizmet sektörlerinde istihdamın genişlemesiyle toplam verimliliğin yavaşlaması arasında bir ilişkinin varlığı bütün bu araş­tırmalara rağmen tam anlamıyla doğrulanmamıştır. Romer'e göre ise, iş­gücüne yeni girenlerin hizmet sektörlerine kayması, bu sektörde emekten tasarruf eden yeniliklerin ortaya çıkışını önlemiş ve ekonominin diğer kıs­mıyla bu sektördeki teknoloji farkını genişletmiştir. 

1985'te Baumol, Batı toplumları için çok ilginç bir sorunu gündeme ge­tirmiştir. Acaba düşük verimlilik artışıyla hizmet sektörlerinin gittikçe bü­yümesi tüm ekonominin daha düşük bir büyüme hızına sahip olması so­nucunu mu yaratacaktır? O'nun görüşlerine göre, hizmet sektörlerinin toplam verimlilik büyümesine katkılarının genel istatistikler tarafından yeterli ölçüde değerlendirilmemesinden dolayı böyle bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu tip hizmetlerin verimli bir girdi olarak dikkate alınmaması ve bunların spesifik yolları üzerinde durulmaması, böyle bir sonucu yaratmaktadır. Ar­ge faaliyetleri bu tip hizmetler için bir örnek olarak sayılabilir.

Aslında, araştırma ve geliştirme sonucu ortaya çıkan teknolojik ye­nilikler, tüm ekonominin verimliliğini yükseltmektedir. Benzer şekilde, iş­letme yönetimi faaliyetleri, toplam ekonomideki verimliliğin artışını et­kilemektedir. Aslında bazı yazarlara göre, hizmet sektörü ekonomideki farklı üretim blokları arasında bir bağ kurmak suretiyle tüm ekonomiye üretken bir girdi sağlamaktadır.

Bu bakış açısından, hizmet sektörlerindeki büyüme, toplumun tüm ve­rimlilik seviyesini etkileyecektir. Bu görüşe göre, yüksek seviyede ge­liştirilmiş bir ilişkiler ağı, üretim sürecinde daha geniş ve daha derin bir uzmanlaşmayı getirecektir. Bu da üretimin birim maliyetinin düşmesi sonucunu yaratacaktır. Eğitim ve sağlık hizmetleri de toplam verimlilik ar­tışına etki yapan diğer hizmet sektörleri olarak sayılabilir. Benzer şekilde, eğitim ve sağlık hizmetlerinin seviyesinin yükseltilmesi, toplumda insan ka­pitaline yaptığı etki dolayısıyla toplumda verimliliği artıracaktır.

Hizmet Ekonomisi Kavramı ve Sektör'ün Niteliği
Hizmet Sektörünün Genişlemesi
Hizmet Sektörü ve Büyüme
Hizmet Sektörü ve Bilgi Toplumu
Hizmet Sektörü ve Verimlilik
Hizmet Sektörü Hipotezleri
Gelişmeye Açık ve Durgun Sektörler

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri